BURSA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin, "Şimdi El Bab, ama 'Oraya inmeyin' diyorlar. Mecburuz, ineceğiz. Niye? Çünkü burada terörden arındırılmış bir bölgeyi hazırlamamız lazım. Koalisyon güçleri, eğer beraber hareket etmeye hazır olurlarsa Rakka'da da DEAŞ'a karşı gereğini yapacağız. Ama PYD ile veya YPG ile beraber değil. Amerika, koalisyon güçleri, beraber. Terör örgütlerini yanımıza almayacağız." dedi.
Erdoğan, Bursa'nın İnegöl ilçesinde hayırsever iş adamı Mehmet Yıldız tarafından yaptırılan Hacı Sevim Yıldız Mesleki Eğitim Kampüsü'nün açılışındaki konuşmasında, 2003'ten bu yana izlenen yanlış ve kasıtlı politikaların beslediği etnik ve mezhepsel taassup sebebiyle bölgenin ölüm tarlalarına dönüştüğünü belirtti.
Batılı ülkelerin Irak ve Suriye için hiçbir şey yapmadığını ifade eden Erdoğan, "Kendileri hiçbir şey yapmadıkları gibi bizim gibi samimiyetle bölgeye el uzatacak olanları da engellediler. Biz Irak krizinin başından beri ülkenin anahtarının tek bir etnik ve mezhebi yapıya verilmemesi gerektiğini ifade ettik. Suriye'de de terörün terörle temizlenmeyeceğini söyledik. Bugün de aynı şeyi söylüyorum. Başta müttefiklerimiz olmak üzere bölgede etkinliği olan ülkelere maalesef bunları dinletemedik. Biz, üç milyon insana kapılarımızı açarken ortada görünmeyenler konu petrol olunca, konu enerji olunca hemen baş köşeyi kaptılar. Bu dramlar karşısında üç maymunu oynayanlar fırsatlar konusunda aslan kesildiler." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'yi bölgedeki gelişmelerin dışında bırakmak, ancak çıkacak faturayı da ülkenin üzerine yıkmak için de her türlü yolun denendiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Artık bu ahlaksız, bu riyakar oyuna müsaade etmeyeceğiz. Ülkemizin güvenliğini ilgilendiren gelişmeleri tribünden seyretmeyeceğiz. Sahada ve masada olmak için uluslararası hukuk çerçevesinde ne gerekiyorsa onu yapıyoruz, onu yapacağız. Güney sınırımız boyunca bir terör koridoru oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. 911 kilometre bizim Suriye sınırımız var. 350 kilometre bizim Irak sınırımız var. Ne yapacağız, seyir mi edeceğiz? Cerablus operasyonu, bu konudaki kararlılığımızın bir işaretidir. Er Rai operasyonumuz bu konudaki kararlılığımızın bir ifadesidir. Dabık aynı şekilde. Gençler, Dabık ile ilgili Mercidabık'ı okuyun. Dabık'ın ne olduğunu o zaman daha iyi anlarsınız. Şimdi El Bab, ama 'Oraya inmeyin' diyorlar. Mecburuz, ineceğiz. Niye? Çünkü burada terörden arındırılmış bir bölgeyi hazırlamamız lazım. Münbiç aynı şekilde. Koalisyon güçleri, eğer beraber hareket etmeye hazır olurlarsa Rakka'da da DEAŞ'a karşı gereğini yapacağız. Ama PYD ile veya YPG ile beraber değil. Amerika, koalisyon güçleri, beraber. Terör örgütlerini yanımıza almayacağız."
- "Kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok"
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter'ın dün Türkiye'de olduğunu ve kendisiyle gerekli görüşmelerin yapıldığını anımsatan Edroğan, Irak'ın göz göre göre mezhep temelli bir iç savaşa sürüklenmesine kayıtsız kalmayacaklarının altını çizdi.
"Bizim kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok" diyen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Kendi topraklarımızın güvenliği oralardaki gelişmelerle yakından ilgili olduğu için sahada etkin olmaya çalışıyoruz. Bunun yanında bin yıllık kardeşlik hukukuyla birlikte yaşadığımız insanların geleceklerinin karartılmasına rıza gösteremeyiz. Diyarbakır'a, Şanlıurfa'ya, Mardin'e, Şırnak'a, Hatay'a, Antep'e, bütün buralara bakıp da iştahı kabaranların heveslerini kursaklarında bırakacak iradeye ve güce hamdolsun fazlasıyla sahibiz. İdlip'i, Halep'i, Münbiç'i, Haseki'yi, Musul'u, Kerkük'ü de, oralardaki kardeşlerimizin güvenliğini de kendimizinkinden farklı görmüyoruz. Biz hem kendi vatandaşlarımız hem de bölgemizdeki kardeşlerimiz için sadece ve sadece barış, huzur ve istikrar istiyoruz. Geçmişten farklı olarak bu güvenliği ve huzuru gerekirse kendi ellerimizle inşa etmekte kararlıyız."
- "Milletimiz o gece bir kez daha özgürlüğüne sahip çıktı"
Erdoğan, bir ülkenin en büyük gücünün kendi insan unsuru olduğunu ve birbirine kenetlenmiş ortak hedefler ile idealler etrafında toplanmış fertleri hiçbir gücün alt edemeyeceğini anlatarak, "Akif ne diyor, 'Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.' Bizim milletimiz tarih boyunca sıkıntılara göğüs germiş, acıları bal eylemiş bir millettir. Bu millet tüm yokluklara ve imkansızlıklara rağmen yedi düvele meydan okumuş ama hürriyetinden asla taviz vermemiştir. İstiklal Harbi'nde Anadolu'nun bir ucundan diğer ucuna kadar yayılan bağımsızlık ateşinin hamdolsun hala canlı olduğunu görüyoruz. Bunu en son ne zaman gördük. 15 Temmuz gecesi işte buna yeniden şahit olduk. Bu millet aziz bir millet. Bu millet büyük bir millet. Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz. Bu millet öyle bir millet. Milletimiz o gece genciyle yaşlısıyla kadınıyla erkeğiyle Türkü Kürdüyle göğsünü namlulara siper ederek bir kez daha özgürlüğüne sahip çıktı" diye konuştu.
- "İnsan müsveddelerine bu ülkeyi bırakmayacağınızı gösterdiniz"
İstiklal Marşı'nın bu ruhtan geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın, Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın. Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın" dizelerini okuyarak, "İşte siz o gece göğsünüzü siper ettiniz. Bu millet göğsünü siper etti. 241 şehidimiz oldu, 2 bin 194 gazimiz oldu ama bu millet düşmedi, bu vatan düşmedi. İşte bugün hep beraber yine ayaktayız. Sizler o gece öz yurdunuzda parya olmayacağınızı, 1 dolara vatanını satan insan müsveddelerine bu ülkeyi bırakmayacağınızı gösterdiniz." dedi.
Erdoğan, milletin FETÖ ihanet çetesinin çapulcularına sokakları, meydanları, kışlaları dar ettiğini dile getirerek, şu ifadelere yer verdi:
"(Baş veririz ama başımızı vermeyiz) diyerek ülkemize, demokrasimize, sandıkta tecelli eden iradenize namerdin elini uzattırmadınız. Rabbim şehitlerimize ve gazilerimizin dökülen o mübarek kanları pahasına bu ülkeyi tekrar bizlere bağışladı. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimize şifalar diliyorum. 15 Temmuz gecesi Bursalı, İnegöllü kardeşlerimizin de sokakları miting meydanlarına çevirdiklerini biliyorum. Gerek o gece gerekse yaklaşık bir ay süren demokrasi nöbetlerinde meydanlara sığmayan siz değerli kardeşlerime şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Sizler, böyle dik durduğunuz müddetçe evelallah kimse bu ülkeye boyunduruk vuramaz. O gece milletin kanını döken bu hainler çetesi ve onların yularını ellerinde tutanlara inşallah bundan sonra da aman vermeyeceğiz, verdirmeyeceğiz."
- "Acırsanız acınacak hale gelirsiniz"
Demokrasiden, hukuktan ve adaletten asla taviz vermeden adeta bir kuyumcu hassasiyeti ile çalışmalarını sürdürdüklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ancak bu hain örgüt bizim bu hassasiyetimizi dahi sulandırmaya, istismar etmeye... Ne diyorlar, 'Mağduriyetim giderilsin' diye yapılan başvurular var. Sen ne diyorsun, ne mağduriyeti? Benim 241 şehidimin ailesinin mağduriyetini kim giderecek? 2 bin 194 gazimin ailesinin, onların mağduriyetini kim giderecek? Biraz insan edep eder, hangi yüzle gelip bunu söylüyorsunuz? Acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Biz arkadaşlarımıza şunu söylüyoruz, Hukuk içinde adil bir şekilde kararınızı verin."
Erdoğan, başvuruların, bunlar hakkında yapılan işlemlerin sayısı devam edeceğini, sayısının artabileceğini belirterek, "Yeniden ülkemizi inşa ve ihya etmeye mecburuz. Dilekçelere bakıyorsunuz adeta hepsi sanki tek bir kalemden çıkmış. Bunlar çok haysiyetsiz, bunlar çok namussuz. Aynı merkezden hala buna devam ediyorlar. Dedim ya tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet. Bunlar böyle bir şebeke. İftira atarak, yalan söyleyerek, ilgisiz insanların isimlerini ortaya atarak, devletin kılı kırk yararak yürüttüğü mücadeleyi sekteye uğratmak istiyorlar. Bunlar katil oldukları kadar zalim ve acımasızlar. FETÖ'nün tüm bu ayak oyunlarına, yurt içinde ve dışında yaptığı algı operasyonlarına rağmen umudunun her gün biraz daha tükendiğini biliyorum. Mücadeleyi sadece kendimiz ve milletimiz için değil gelecek nesillerimizin huzurunu temin etmek, inançlarını sağlama almak için yapıyoruz. Biz nefsi değiliz. Biz bu konuda hasbiyiz. Bu örgüt nefsi. İnsanların paralarını, pullarını nasıl çekip aldılar." ifadesini kullandı.
- "İnancımıza karşı da en büyük tehdit"
Bursa'da bazı iş adamlarının FETÖ tarafından nasıl köşeye sıkıştırıldığını bildiğini anlatan Erdoğan, "Bu örgüt giderek sapkınlaşan anlayışıyla inancımıza karşı da en büyük tehdittir. Adam kendini mehdi ilan etmiş, hale bakın. Fakat tweetlerde bunların vagonları, bunların uydusu durumunda olanlar 'O bize şah damarından daha yakındır' diyor, bu ifade küfürdür, şirktir. Bize şah damarından daha yakın olan sadece ve sadece Rabbimizdir" dedi.
FETÖ gibi "hastalıklı" yapıların topluma sirayet etmemesi için gereken önlemlerin alındığını ve alınmaya devam edileceğini kaydeden Erdoğan, şöyle dedi:
"Bütün okullar, yurtlar vesaire hepsi devlete ve devletin uygun gördüğü vakıflara teslim ediliyor. Bu milletin değerlerini korumak, gençlerine sahip çıkmak, hayır geleneğini devam ettirmek için çalışan tüm vakıfların, derneklerin ve gönüllü kuruluşların başımızın üzerinde yeri vardır. Gücünü tarihimizden ve geleneğimizden alan bu yapılar milli birliğimizin harcıdır. Eski Türkiye özlemiyle yanan bazı kesimlerle FETÖ'cülerin yaptığı gibi bu kurumlarımızın asla sapık anlayışlarla aynı sepete konulmasına fırsat vermeyeceğiz. Gerçekten ülkenin ve milletin hizmetinde olan müesseselerimiz, hizmet insanlarımız müsterih olsunlar. Dün olduğu gibi bugün de yarın da hepsinin en büyük destekçisi şahsım ve arkadaşlarım olmaya devam edeceğiz."
Yeni, büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tek parti döneminin bakış açısıyla bunu yapamayız. Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal. Son dönemde yapılan sistem tartışmalarını bu anlamda çok olumlu buluyorum." diye konuştu.
Erdoğan, Türk siyasetinin bu konuları konuşabilecek, tartışabilecek yetkinliğe ulaştığını bildirerek, "İnşallah 80 milyon el ele vererek, hiç kimsenin dışlanmadığı, hiç kimsenin ötekileştirilmediği, geleceğin Türkiye'sini beraber kurmaya var mıyız?" sözleriyle vatandaşlara seslendi.
- Notlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, tören alanına yakın bir bölgeye helikopterle geldi.
Açılış törenine Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bursa Valisi İzzettin Küçük, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Abdülkadir Karlık, İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Uludağ Üniversitesi Rektörü Yusuf Ulcay ile bazı AK Parti milletvekilleri de katıldı.
(Bitti)
AA