Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Beştepe Sergi Salonu'nda düzenlenen Muhtarlar Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde muhtarlarla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtar maaşlarının asgari ücret seviyesine çıkartıldığı müjdesini verdi. Mayıs 2019 tarihine kadar 35 bine yakın muhtar ile 50 ayrı toplantı gerçekleştirdiklerini, bugün de yaklaşık bin 500 muhtar ile 51. toplantıyı gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkemizde hiçbir cumhurbaşkanının, başbakanın, hiçbir siyasetçinin yapmadığı, başaramadığı bir rekordur. Bu buluşmaların hayırlı neticelerinden biri de hem muhtarlarımızın hem de onlar vasıtasıyla mahallelerimizin ve vatandaşlarımızın sıkıntılarını çözüm yoluna koşmuş olmamızdır" diye konuştu.
Konya, Adana, Ankara, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çorum, Kastamonu, Kayseri, Mersin Sakarya, Samsun, Sivas ve Yozgat illerinden gelen muhtarlara konuşan Erdoğan, yoğun kar yağışı nedeniyle bazı muhtarların aralarında olamadığını söyledi.
Muhtarlık Bilgi Sistemi ile Muhtarlar Daire Başkanlığı kuruldu
İçişleri Bakanlığı bünyesinde Muhtarlık Bilgi Sistemi ile Muhtarlar Daire Başkanlığı kurulduğunu, muhtarların taleplerini takip etmek üzere illerde vali yardımcısı, büyükşehirlerde genel sekreter yardımcısı, diğer illerde ise başkan yardımcısı düzeyinde muhataplar belirlenmesini temin ettiklerini kaydeden Erdoğan, 19 Ekim tarihinin ise Muhtarlar Günü olarak belirlendiğinin altını çizdi. Muhtarların özlük haklarında SGK primlerinin devlet tarafından ödenmesi, maaşlarının artırılması, silah ruhsatı harcı muafiyeti başta olmak üzere pek çok önemli iyileştirmeler yaptıklarını belirten Erdoğan, muhtarlara ayrıca şu müjdeyi verdi:
Muhtarların özlük hakları iyileştirildi
"Biz hükümete geldiğimizde muhtar maaşları 97 liracıktı. Bu yılbaşı itibariyle 3 bin 392 lira seviyesine kadar çıkartmıştık. Ayrıca bin 726 lira tutarındaki SGK primlerini karşılamaya başlamıştık. Muafiyet sağladığımız silah ruhsatı harcının da 10 bin 359 lira olduğunu hatırlatmak istiyorum. Muhtar maaşlarının asgari ücretin altında kalmasına günlümüz razı olmadı. Yaptığımız değerlendirme sonunda muhtar maaşlarını asgari ücret seviyesine, yani 4 bin 250 liraya yükseltme kararı aldık. Hayata geçmesi için gereken kanuni değişikliği en kısa sürede yapacağımız yeni maaşlarının muhtarlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Lafta değil, ben icraat konuşuyorum. Bugüne kadar her sözün arkasında nasıl durduysak bundan sonra da sözlerimizin arkasında duracağımızı bu kanun değişikliği ile Cumhur İttifakı'nın bir icraatı olarak bunu da göreceksiniz."
Muhtarlık binaları
Muhtarlık hizmet binaları ile ilgili açıklamada bulunan Erdoğan, "Köy konağı tarzında ve mahalli mimariye uygun şekilde inşa edeceğimiz muhtarlık hizmet binaları ile ilgili proje çalışmalarını tamamladık, yerlerini önemli ölçüde belirledik, inşasına yakında başlıyoruz. Kadın muhtarlarımızın görev yaptığı yerlere öncelik vermek suretiyle muhtarlık hizmet binalarımızı güvenlik kamerası sistemleri ile donatıyoruz. Ankara'da sizler için hazırladığımız Muhtar Konukevi'ni de 19 Ekim Muhtarlar Günü'nde inşallah hizmete açıyoruz. Vilayetlerevi gibi benzerini de muhtarlarımız için yapıyoruz. Yani muhtarlarımız Ankara'ya geldiği zaman oturacağı, kalacağı bir yeri olsun istedik. İçişleri Bakanlığımız da bunun adımını atıyor. Adresi Dayalı Nüfus Kaydı Sistemini muhtarlarımızın istifadesine açarak gereken bilgilere buradan ulaşılmasını sağlıyoruz. Afetler sonrası AFAD'ın gönderdiği ayni yardımların dağıtımı ile ilgili muhtarlarımızın kullanabileceği bir sistem kuruyoruz. Görüldüğü gibi muhtarlarımıza ne söz verdiysek hepsini de yerine getirdik, getiriyoruz. Bugün de korona virüs salgını nedeniyle ara vermek zorunda kaldığımız muhtarlar toplantımızı 51. buluşmamızla yeniden başlatıyoruz. 2,5 yıllık bir aranın ardından tekrar sizlerle birlikte olmanın bahtiyarlığı içindeyim. Bu arada siz muhtarlarımıza bir teşekkür borcumuz da var. Birlikte olamadığımız süre boyunca gerek korona virüs salgınına, gerek sel ve yangın felaketlerine karşı verdiğimiz mücadelede muhtarlarımız ilk saflarda yer aldılar. Tüm muhtarlarımıza şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Devletin, ülkenin en ücra köşelerine kadar uzanan elleri olan muhtarların ne kadar önemli ve kritik işlevlere sahip olduğunu bu felaketler vesilesiyle herkesin yakından gördüğüne inanıyorum. Muhtarlar candır" ifadelerini kullandı.
Muhtarların masalarda bulunan tatlıları yemediğini gören Erdoğan, esprili bir şekilde, "Bu trileçeleri niye yemediniz, Arnavut kardeşlerimizi üzeceksiniz" dedi.
Erdoğan, "Muhtarlarımız yoldaştır, muhtarlarımız omuzdaştır, sırtınızı güvenli dayayacağınız birer dağdır dağ. Sizleri özlemişiz, sizlerin de bizleri özlediğini görüyoruz. Her ne kadar aramızdaki gönül bağının derinliğini anlayamadığı için zahire bakarak bu buluşmaları taklit etmeye çalışanlar çıksa da biz muhtarlarımızla aramıza kimseyi sokmayız" diye konuştu.
"Muhtar bile olamaz" demişlerdi
"Muhtar bile olamaz" başlıklarını hatırlatan Erdoğan, "Bu ifade zihin dünyalarında muhtara biçtikleri değeri, muhtarı koydukları yeri gösteriyor. Bu manşetleri attıran tek parti faşizmi, o zihniyetin geçmişte bir gecede muhtarların mühürlerini toplatarak tüm muhtarlıkları kapatmaya teşebbüs ettiğini de biliyoruz. Bu zihniyet CHP. Bunların işi gücü mühür toplamak, mühür toplattırmaktır. Siz şimdi onların muhtar sevdalısı kesildiklerine bakmayın, ellerine fırsat geçtiğinde milli iradenin her kurumu gibi muhtarlıkların da kapısına kilit vurmaktan geri kalmazlar. Şimdi yalan yanlış konuşuyor, muhtarın yanına katip koyacakmış, sekreter koyacakmış, inanıyor musunuz bunlara? Bunların işleri güçleri palavra. Dürüst olun. Önce elinizdeki belediyelerde gelin de bizim muhtar kardeşlerimize destek verin de görelim. Geçen gün, "elektrik parasını almayacağız, ücretsiz elektrik vereceğiz" dedi Şanlıurfa'da. Elinizdeki belediyelerde hadi buyurun, ücretsiz elektrik verin, elinizi tutan var mı? Böyle büyük bir yalan olur mu? Elektrik olayı belediyelerin elinde mi? Böyle bir yalan söyleyen ana muhalefetin başıdır. Dürüstlük bunların semtine uğramamış. Bu oyunlara gelmeyeceğiz. Bunların topunu üst üste koysanız bir tane muhtarımızın tırnağı bile etmez" açıklamasında bulundu.
Bir sonraki muhtarlar buluşmasını Türkiye'deki kadın muhtarlarla yapmayı planladıklarını kaydeden Erdoğan, "Sadece kadın muhtarlarımız. Şimdiden hazırlanın. Birileri niye bunu sadece kadınlarla yapıyor diyebilirler, hiç takmayın kafanıza. Biz kadınlarla verilecek mücadelenin ne kadar kutsal olduğunu iyi biliriz" dedi.
"Ülkemizi, Kandil'in ve Pennsylvania'nın "iktidara geliyoruz" çemkirişlerine maruz bırakanları Allah da affetmez, millet de affetmez"
"Yaşadığımız her gelişme dünyayı gelişmiş, gelişmekte olan ve geri kalmış diye sınıflayanların bize biçtikleri kılıfın aslında ne kadar fıtratımıza, tarihimize, medeniyetimize aykırı olduğuna işaret ediyor. Geçtiğimiz 20 yılda, bilhassa da son 10 yıldır yaşadıklarımız ileride üzerinde yıllarca çalışılsa da yetmeyecek siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri dersler içeriyor" açıklamasında bulunan Erdoğan, Türkiye'nin son 20 yılda yaptığı savunma sanayi yatırımlarından bahsetti. Erdoğan, Türkiye'ye "yapamaz" diyen ülkelerin Türkiye'nin yaptığı uçakları istediğini kaydederek, "Bize sizin çapınız da, gücünüz de, aklınız da yetmez dedikleri ne varsa hepsini başarabileceğimizi gösterdik" açıklamasında bulundu.
Erdoğan, "İçimizden bir kesimin ülkemizi ve milletimizi geri bırakmak, vaktimizi ve enerjimizi heba etmek gayesiyle yazılan senaryolarda kendilerine verilen mankurtluk rolünü nasıl şahsiyetlerinin bir parçası haline getirdiklerini gördük. Tek parti faşizmini yüceltenlerin, darbeleri savunanların, millete ve milli iradenin temsilcilerine yapılan zulümlere arka çıkanların hala aynı yerde duruyor olmasının başka izahı var mı? Terör örgütlerinin payandalığına soyunarak siyasi, sosyal ve ekonomik kaos denemelerinin tetikçiliğini yaparak, ülkenin ve milletin felaketinden kendine ikbal devşirmeye çalışanların hala ortada dolaşıyor olabilmesinin başka izahı var mı? Küresel yönetim ve ekonomi sistemi, 2008 küresel finans krizi ve korona virüs salgını ile köklerinden sarsılırken hala milletimize tek vaatleri eski Türkiye olanların durumlarını başka nasıl tarif edebiliriz? Ülkemizin bağımsızlığının alametleri olan 81 ilimize yayılan dev projelerden savunma sanayi ürünlerimize, dış politikadaki onurlu duruşumuzdan yatırım, üretim, istihdam, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme odaklı ekonomi programımıza kadar her şeye karşı çıkanları başka nasıl isimlendireceğiz? Bizim 20 yıllık hükümetlerimiz dönemlerinde eser ve hizmet siyasetiyle hem geçmişin eksiklerini tamamlarken hem geleceğin büyük ve güçlü Türkiye'sini inşa ederken her günümüz, her anımız bu habis zihniyetle mücadele ile geçti" dedi.
Eğitimde, sağlıkta, güvenlikte, adalette, ulaştırmada yapılan yatırımları hatırlatan Erdoğan, "Bunlar durup dururken olmadı, bu iş akıl işi. Türkiye bir devrim, dünyada bir değişim yaşayan ülke. "Bütün bunlar nasıl yapılıyor" diye soruyorlar. Biz de yap-işlet-devret ile yapıyoruz diyoruz. Bay Kemal diyor ki "bu nedir?" Kolay değil, öğreneceksin, işin içine girmeden olmaz. Arkadaşlarımız anlatıyor ama anlamıyorlar. Basmıyor. SGK'nın başında değil miydi bu? Rahmetli Savaş Ay anlatmıştı. SGK'yı batıran şahıstır bu. Rezil etti kurumu. Bu hastanelerde rehin alınan ölülerimiz vardı. Ölüleri rehin aldılar, bırakmadılar. Hamdolsun şimdi böyle bir şey söz konusu değil. Sanayide verdiğimiz destekler, kurduğumuz alt yapılar, teşvik ettiğimiz ihracat sayesinde ülkemizi dünyanın önde gelen üretim merkezlerinden biri haline getirmeyi bunlara rağmen başardık. Savunmada, göreve geldiğimizde yerlilik yüzde 20'ydi, şimdi yüzde 80'e ulaştık. Bu teröristlerle nasıl baş edeceksin? Bu imkanların olursa edersin. Bunlar yerli tüfek dahi yapamıyordu, biz bunların hepsini yapıyoruz. 15 Temmuz sonrası yeniden yapılandırdığımız kahraman ordumuzla Türkiye'yi istiklaline ve istikbaline güvenle bakabilen bir ülke haline bunlara rağmen getirdik. Ekonomimizde 85 yıldır ayaklarımızda duran prangaları kırarak, boyunduruklardan kurtularak, ülkemizi dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokma hedefimize doğru bunlara rağmen gidiyoruz. Türkiye'de 20 yıldır verdiğimiz kavga ile 2 asırlık demokrasi ve kalkınma mücadelesini başarıya ulaştırmaya en yakın olduğumuz seviyedeyiz. Bugün ülke olarak öyle kritik bir noktadayız ki, ya bu mücadeleyi başararak evlatlarımıza gururla teslim edeceğimiz bir 2053 vizyonu miras bırakacağız ya da güvenlikten sanayiye her alanda birikimlerimizi tehlikeye atarak yeniden istikrarsızlık batağına sürükleneceğiz. Ülkemizi bir grup kifayetsiz muhterisin kendi kısır çıkarları uğruna Kandil'in ve Pennsylvania'nın "iktidara geliyoruz" çemkirişlerine maruz bırakanları Allah da affetmez, millet de affetmez. Milletçe 2023'de böyle hayati bir tercihte bulunacağız" dedi.
Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar insanları fahiş fiyat altında ezdirmeyecek düzenlemelere gittiklerini belirten Erdoğan, "Ocak ayı itibarıyla herkes bu artışların somut yansımalarını gelirinde ve hayatında görmeye başlayacaktır. Kurun istikrar kazanmasıyla artık kimse bu bahaneyle abuk sabuk fiyatlandırma peşinde koşamayacak. Bankalardaki hesaplarını kur korumalı mevduata dönüştürenlerin sayısı her gün artıyor. Artık piyasalarda bir daha dengesiz döviz talebinden kaynaklanan bir dalgalanmanın yaşanmayacağını düşünüyoruz. Ülkeyi sıkıntıya sokma pahasına türlü yollara tevessül edenlerin de açgözlülüklerinin bedelini ödeyeceklerini hatırlatmak isterim. Tıpkı kur gibi enflasyonun üzerindeki köpüğü de kısa bir sürede alacağımıza inanıyorum. Böylece çalışanlarımızın ve emeklilerimizin gelirlerinde yaptığımız artışlar çok daha anlamlı hale gelecektir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasının sonunda ekonomiye yönelik şu ifadeleri kullandı:
"Dünyada küresel üretim ve ticaretin merkezi değişirken Türkiye en güçlü alternatif olarak öne çıkıyor. Sanayide mevcut fabrikalar tam kapasite harıl harıl çalışırken sürekli yeni yatırımlar yapılıyor. İstihdamda salgın öncesinin bile üzerine çıkarak 30 milyon sınırına dayandık. Dış ticaretimiz 225 milyar dolardan fazlası ihracat olmak üzere 500 milyar dolara ulaştı. Turizmde Akdeniz'deki tüm rakiplerimizi geçtiğimiz bereketli bir sezonu geride bıraktık, çok daha kazançlı olacağına inandığımız yeni sezona hazırlanıyoruz. Salgının yol açtığı belirsizlik arttıkça Türkiye'nin önündeki fırsatlar birer birer kazanca dönüşmeyi sürdürüyor. Tüm dünya; kimi takdirle, kimi endişeyle, kimi nefretle de olsa Türkiye'nin adımlarını yakından takip ediyor. Deve kuşu gibi kafasını kuma saplayıp kalmayan ülkemizin, bölgesinde ve ötesinde sahip olduğu imkanları, gücü ve potansiyeli hakkı ile teslim zeden herkes bu gerçekleri kavrıyor, görüyor, biliyor. Sıkıntılarımız bunların yanında umutlu olmak için çok sebeplerimiz var. Ekonomide bizi hedeflerimize adım adım yaklaştıran programımızın bizi nereden nereye taşıdığını yaz aylarına doğru hep birlikte çok daha iyi göreceğiz."