BOGOTA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin, hiçbir ülkenin sınırlarında, hiçbir ülkenin topraklarında ve içişlerinde gözü yoktur, niyeti yoktur. Türkiye, teröre çok ağır bedeller ödemiş bir ülke olarak, her türlü terörün ve terör örgütünün kesin ve net şekilde karşısındadır" dedi.
Erdoğan, Bogoto Externado Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi'nin işbirliğiyle düzenlenen "1915: Osmanlı İmparatorluğu'nun En Uzun Yılı Sempozyumu"nda katılımcılara hitap etti.
"Kolombiya'nın önde gelen üniversitelerinden Externado Üniversitesi'nde böyle anlamlı bir konuyu, anlamlı katılımcılarla birlikte gerçekleştirmek, gerçekten bizleri mutlu ediyor" ifadesini kullanan Erdoğan, sempozyumun açılışı vesilesiyle hitap etmekten dolayı memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Erdoğan, bu vesileyle, Externado Üniversitesi rektörüne, öğretim üyelerine ve öğrencilere gösterdikleri misafirperverlikten dolayı en kalbi teşekkürlerini sunarak, "Birinci Dünya Savaşı'nın, savaşın geçtiği kıtalardan binlerce kilometre uzakta, Kolombiya'da ele alınıyor olmasını son derece değerli, son derece anlamlı olduğunu burada özellikle ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Bundan 100 yıl önce vuku bulan Birinci Dünya Savaşı'nın, sadece savaşa dahil olan ülkeleri ve kıtaları etkilemekle kalmadığını anımsatan Erdoğan, "Üç kıtanın, yani Asya, Avrupa ve Afrika'nın yanında, Avustralya kıtası ve Amerika kıtası da bu savaşta rol almıştı. Savaş sonrasında yeni bir dünya kurulurken, elbette, Amerika kıtası da bütünüyle savaşın sonuçlarından etkilenmişti" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özellikle, Osmanlı coğrafyasından Latin Amerika'ya yönelik göç dalgasının, Latin Amerika'nın da savaştan sonra yeniden şekillenmesinde önemli rol oynadığını dile getirerek, "Dolayısıyla, Birinci Dünya Savaşı'nın burada, Kolombiya'da, Externado Üniversitesi'nde ele alınıyor olması çok manidardır" ifadesini kullandı.
"Eğer, bugünü anlamak, bugünün dünya siyasetini doğru yorumlamak istiyorsak, mutlaka ve mutlaka Birinci Dünya Savaşı'nı iyi incelemek, iyi analiz etmek zorundayız" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şöyle devam etti:
"İkinci Dünya Savaşı, belki insanlık tarihinin en kanlı savaşlarından biridir. Ancak, etki bakımından, inanın, Birinci Dünya Savaşı'nın gerisindedir. Bugünkü dünya siyaseti, özellikle de bugün birçok ülkenin sahip olduğu sınırlar, Birinci Dünya Savaşı sonrasında şekillenmiştir. Bugün, tüm dünyayı ilgilendiren birçok uluslararası meselenin kökeninde, Birinci Dünya Savaşı vardır. Filistin meselesi, bugün can alıcı bir noktada bulunan Irak ve Suriye meseleleri, Yemen, Mısır, Kuzey Afrika, Kafkasya ve Balkanlar'daki sorunlar, Birinci Dünya Savaşı'nın sonucunda ortaya çıkmış, ne yazık ki 100 yıldır devam eden sorunlardır. Afganistan meselesi, Somali başta olmak üzere Afrika'daki yoksulluk, bugün bütün dünyayı tehdit eder hale gelen terör meselesi, aynı şekilde Birinci Dünya Savaşı'nın ürettiği sorunlardır."
-"Terör denilince maalesef en önce Ortadoğu akla geliyor"-
"Türkiye, yani 100 yıl önceki ismiyle Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'nın merkezindeki ve hedefindeki bir ülkeydi" diyen Erdoğan, Osmanlı Devleti'nin sınırlarının, 100 yıl önce, tüm Kuzey Afrika'yı ve bugün Ortadoğu denilen bölgenin hemen tamamını kapsadığını hatırlattı.
Batı Afrika, Kafkasya ve Balkanlar'ın, 100 yıl önce Osmanlı Devleti'nin bakiyesi olan, aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin etkisinin halen devam ettiği bir coğrafya olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "1918 yılında, Birinci Dünya Savaşı sona erdiğinde, Osmanlı Devleti'nin elinde, bugün bulunduğumuz başkent Ankara ve çevresi dışında toprak parçası kalmamıştı. İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin batısı ve güneyi tamamen işgal altındaydı" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı Devleti'nden geriye kalan topraklarda ise yapay şekilde çizilen sınırlarla etnik, dini ya da mezhebi unsurlara dikkat edilmeksizin, yeni ülkelerin ihdas edildiğini belirterek, "Öyle tahmin ediyorum ki Kolombiya'daki dostlarımız, özellikle de genç arkadaşlarımız, öğrenci arkadaşlarımız, Ortadoğu'nun neden bu kadar çalkantılı bir bölge olduğunu merak ediyorlardır" yorumunu yaptı.
Bölgeden, her gün çatışma ve savaş haberlerinin geldiğini kaydeden Erdoğan, "Hemen hemen her gün bir katliamın, toplu kıyımın, bir saldırının haberi buralara kadar ulaşıyor. Terör denilince, maalesef en önce Ortadoğu akla geliyor" ifadesini kullandı.
"Peki neden böyle" diye soran Erdoğan, "Biliyorum ki Kolombiya da şu anda bir terör belasıyla içi içe. Onlar da teröre karşı bir mücadele veriyorlar. Biliyorum ki Kolombiya'da 300 bin insan terörle mücadelede, onlar da ölmüş durumda. Bunlar bir vaka" değerlendirmesinde bulundu.
-"Halklar arasında yapay sınırlar oluşturulmuştur"-
Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan düzenin iyi anlaşılması gerektiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Ortadoğu ismi verilen bölge, Birinci Dünya Savaşı sonrasında, işte tam da böyle bir bölge olmak üzere kurgulanmıştır. Ortadoğu, bundan 100 yıl önce, savaşı kazananlar tarafından, bir çatışma, bir kriz bölgesi olarak tasarlanmış ve bu tasarım, 100 yıl boyunca tam da hedeflendiği şekilde muhafaza edilmiştir. Ortadoğu'daki sınırlara baktığınızda, sınırların cetvelle çizilmiş gibi dümdüz olduğunu görürsünüz. Araplar, aralarındaki hiçbir hassasiyet gözetilmeksizin, farklı ülkeler olarak parçalanmışlardır. Hatta akrabalar, aynı şekilde köylerinden geçen sınırlar nedeniyle birbirlerinden koparılmışlardır. Türkiye'nin sınırları dahi, köylerin, kasabaların içinden geçmiş, akrabalar, kardeşler iki farklı ülkenin vatandaşları olarak birbirlerinden ayrılmışlardır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sınırlar, sadece topraklara değil, aynı zamanda zihinlere, kültürlere, inançlara da zorla empoze edilmiş, halklar arasında yapay sınırlar oluşturulmuş, kardeşler, birbirlerine hasım hale getirilmişlerdir" dedi.
Bugün, İsrail ve Filistin'in bulunduğu toprakların, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı Devleti'nin egemenliğinde olduğunu anımsatan Erdoğan, Osmanlı Devleti'nin, tesis ettiği mükemmel idare sistemiyle, bu bölgeyi adaletle yönettiğini, huzurlu ve güvenli bir bölge olarak muhafaza ettiğini dile getirdi.
Erdoğan, Müslümanların, Hristiyanların ve Musevilerin özgürce ibadetlerini yaparak, kutsal mekanlarına özgürce giderek, birbirleriyle barış ve hoşgörü içinde yaşadıklarını hatırlatarak, Birinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde, Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamit'e, Kudüs ve Filistin'de toprak satması ve buralara göçmenlerin yerleştirilmesi için çok ağır baskılar yapıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Sultan 2. Abdülhamit, bölgeye yönelik ölçüsüz bir göç akımının, buradaki nüfusun huzuru, dengesini bozacağını biliyordu. Onun için bu teklifi kabul etmedi, böyle bir duruma asla izin vermedi. Sultan Abdülhamit düşürüldü, Birinci Dünya Savaşı yapıldı, Osmanlı Devleti bu topraklardan çekildi ve işte o andan itibaren, bu bölge kanla, gözyaşıyla, zulümle anılmaya başlandı. Filistin'e çok yoğun bir göçü oldu, demografi değişti. Biliyorsunuz, 1948 yılında da İsrail devleti kuruldu. Tabii, İsrail Devleti, 1948'de kurulduğu sınırlarda kalmadı. İsrail, bugün hala sınırlarını genişletmenin, Filistin topraklarını daha fazla işgal etmenin, Filistinlileri o coğrafyadan tamamen silmenin gayreti içinde."
-"Bizim Türkiye olarak tavrımız çok nettir"-
Erdoğan, "Biz Türkiye olarak, İsrail devletinin genişleme politikalarına ve bu yönde yaptığı ağır zulümlere, ağır katliamlara itiraz ettiğimizde, bunu dünyada çok farklı yerlere çekmeye çalışıyorlar" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim Türkiye olarak bu konuda tavrımız çok nettir. 'İsrail, 1967 öncesi sınırlarına çekilmeli, Doğu Kudüs'ün başkent olduğu bir Filistin devletinin kurulmasına, Filistinlilerin egemenlik haklarına saygı göstermelidir' diyoruz. Bunu yapmadığı sürece İsrail, bölgenin zalim, terörist devleti olmaya, bütün bölgeyi kan gölüne çeviren bir sorun olmaya devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu.
"İsrail zulmü ve İsrail terörü devam ettikçe de hem Ortadoğu'da hem de tüm insanlığın vicdanında kanama hiçbir zaman durmayacaktır" yorumunu yapan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bakın biz, Türkiye olarak, Filistin-İsrail meselesinde, Suriye, Irak meselesinde, Mısır, Libya meselesinde insani ve vicdani bir duruş sergilediğimizde, dünyada bazıları bundan ciddi şekilde rahatsız oluyorlar. Mısır'da biz rahatsız olduk. Niye? Halkın oylarıyla seçilip iş başına gelmiş olan, yüzde 52'yle, Mursi'ye karşı, onun kabinesinde Milli Savunma Bakanı olan şu andaki Sisi, darbe yapmak suretiyle onu cumhurbaşkanlığından indirip hapse atıyor ve şu anda da maalesef naylon iddianamelerle onun hakkında idam kararı verdiriliyor. Burası anlamlıdır, eğer biz insani ve vicdani olarak bir şeye karar vereceksek, biz bu dünyada darbecilerin değil, sandıktaki iradenin yanında olmaya mecburuz. Türkiye'ye yönelik, son derece ağır, haksız ve gerçekten ahlak dışı ithamlarda bulunanlar işte bunu hazmedemeyenlerdir."
-"Bölgemizde barış, dostluk, kardeşlik, adalet istiyoruz"-
Erdoğan, "Türkiye'nin, hiçbir ülkenin sınırlarında, hiçbir ülkenin topraklarında ve içişlerinde gözü yoktur, niyeti yoktur. Türkiye, teröre çok ağır bedeller ödemiş bir ülke olarak, her türlü terörün ve terör örgütünün kesin ve net şekilde karşısındadır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, 100 yıl önce Birinci Dünya Savaşı'nda yapılan çatışma ve kriz tasarımlarının da karşısında olan, buna çok haklı, çok makul ve seviyeli itirazlar getiren bir ülkedir. Çünkü biz bölgemizde barış istiyoruz, dostluk, kardeşlik istiyoruz, adalet istiyoruz. Bundan başka bir talebimiz asla yoktur" diye konuştu.
Özellikle bugünlerde, bazı uluslararası gazete, dergi veya televizyonlarda ya da sosyal medyada, Türkiye hakkında çıkan haberlere herkesin temkinli ve dikkatli yaklaşması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Bizim insani çağrılarımızdan, adalet ve barış çağrılarımızdan rahatsız olanlar, medya yoluyla bizi karalamaya çalışıyorlar" ifadesini kullandı.
(Sürecek)