Cumhurbaşkanı Erdoğan Reuters'a konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (4)- "Şu ifade bana göre doğru değil; bölünmüşlük. Böyle bir şey söz konusu değil ki. Yani eğer bir referanduma gidiyorsanız bir 'beyaz' olacaktır bir 'siyah' olacaktır. Yani bir 'evet' olacaktır bir 'hayır' olacaktır. 'Evet' veya '

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu ifade bana göre doğru değil; bölünmüşlük. Böyle bir şey söz konusu değil ki. Yani eğer bir referanduma gidiyorsanız bir 'beyaz' olacaktır bir 'siyah' olacaktır. Yani bir 'evet' olacaktır bir 'hayır' olacaktır. 'Evet' veya 'hayır' çıktı diye buna bölünmüş dersek bu yanlış olur. Oyun kaderinde o var. Bu oy da birisi 'evet'tir birisi 'hayır'dır." dedi.

Erdoğan, Reuters'a verdiği röportajda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler bağlamında Türkiye'ye yönelik dış yatırımların azalıp azalmayacağı riskleriyle ilgili iddialar hakkındaki soru üzerine Erdoğan, maalesef böyle bir kampanya sürdürüldüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin ekonomik alanda herhangi bir sıkıntısının bulunmadığını, dik bir şekilde yoluna devam ettiğini anlattı.

Ekonomide Türkiye AB ülkelerine ne kadar bağımlıysa AB ülkelerinin de Türkiye'ye o kadar bağımlı olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anda AB ülkelerinin birçok firmasının Türkiye'de yatırımları var mı? Var. Türkiye'de bunlar çok ciddi kazanımlar elde ediyorlar mı? Ediyorlar. Onların buradan çıkıp gitmeleri söz konusu olabilir mi? Olamaz çünkü onlar sadece Türkiye'ye çalışmıyorlar, Türkiye'den dünyanın değişik ülkelerine çalışıyorlar. Bunların hemen hemen tamamına yakını özel sektör firmaları. Dolayısıyla benim ekonomide öğrendiğim bir şifre vardır; 'Para, sermaye, finans cıva gibidir, kendisi için uygun zemin nerede bulursa oraya kaçar.' Şimdi böyle bir gerçek var."

Türkiye'nin ekonomide AB'nin 7'nci ortağı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, böyle bir tablonun bulunduğunu ifade etti.

- "Borsa tavan yaptı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart'ta temelini attıkları Çanakkale 1915 Köprüsü'nün bedelinin 3-3,5 milyar dolar olduğunu, yarı yarıya olmak üzere bunun yapımını Koreli bir firmayla sürdürdüklerini hatırlattı.

Herkesin "bitti, çöktü" dediği bir dönemde Kore ile Türk firmasının ortaklaşa bu adımı attığını söyleyen Erdoğan, "Eee buyur. Bak oluyor. Şimdi başka yatırımlar var sırada. Mesela Kanal İstanbul var. Aynı şekilde bir de boğazın içinden, şimdi bir de tekrar boğazından altında üç katlı bir tünel geçecek. Bu da çok ciddi bir rakam. Bunun iki katı otomobiller, bir katı raylı sistem." değerlendirmesini yaptı.

Saydığı bu yatırımların ciddi maliyetleri olduğuna ve küresel sermaye gerektirdiğine değinen Erdoğan, savunma sanayisi, turizm, altyapı, üstyapı yatırımlarına yönelik küresel sermayenin Türkiye'yi tercih etmesinin anlamlı olduğunu vurguladı.

Erdoğan, yaptıkları görüşmelerde herhangi bir sıkıntının söz konusu olmadığını gördüklerini, zaten Türkiye'nin şu anda attığı adımlara bakıldığında gerek gayrisafi milli hasılası itibarıyla gerekse de Menkul Kıymetler Borsasının tavan yaptığını bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Borsa İstanbul'un dün itibarıyla Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamına ulaştığını, bunun dünyada görülen bir şey olmadığını dile getirdi.

Türkiye'nin küresel sermaye girişi bakımından da gayet iyi bir konumda olduğunu aktaran Erdoğan, kendisinin başbakanlığı döneminde yıllık bazda bu miktarın 22,5 milyar dolara kadar çıktığını, bunu hem yakalayıp hem de aşacaklarını ifade etti. Bu yıl ilerleyişin bunu gösterdiğine işaret eden Erdoğan, özelleştirmede güzel gelişmeler olduğunu anlattı.

Erdoğan, "Bizim AB ile ilgili şu andaki gelişmeler ve görüşmelerde bunlar menfaate ve çıkara dayalı olan ilişkilerdir. Bu konuda biz kapımızı kimseye kapatmadık. AB de öyle zannediyorum ki kapısını kolay kolay kapatamayacaktır. Olayın aslı budur." diye konuştu.

- "Evet demek de haktır hayır demek de haktır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir soru üzerine, 16 Nisan'da gerçekleştirilen anayasa değişikliği halk oylamasına da değindi.

Kendisinin 2014 yılında yüzde 52 oyla cumhurbaşkanı seçildiğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bütün büyükşehirler, Ankara, İstanbul buralar da dahil olmak üzere burada bir gerçek var? Nedir. Şimdi o seçimde örneğin ben AK Parti'nin bir adayı olarak çıktım. Karşımda ise bütün siyasi partiler, 14 parti bir araya geldi. Bu seçim ise farklıydı. Bu referandum, 'hayır' oyları bir partinin oyu değil, 'evet' oyları da bir partinin oyu değil. Dolayısıyla burada bir yanlışın içerisine kesinlikle düşmemek lazım. Bu nerede belli olacak. Bu Mart 2019'daki yerel seçimlerde bir yere kadar belli olacak ama nihai değildir. Asıl nerede belli olacak? Kasım 2019'da belli olacak çünkü Kasım 2019'da iki sandık gelecek. Bunlardan biri parlamentodur, bir diğeri başkanlık içindir. Burada her şey net ortaya çıkmış olacak. Bir de şu var; bakalım o zaman siyasi partiler kendi adaylarını ortaya çıkarabilecek mi veya konsolidasyona mı gidecekler? Hepsini orada göreceğiz.

Bir şeyi özellikle vurgulamak isterim. Şu ifade bana göre doğru değil; bölünmüşlük. Böyle bir şey söz konusu değil ki. Yani eğer bir referanduma gidiyorsanız bir 'beyaz' olacaktır bir 'siyah' olacaktır. Yani bir 'evet' olacaktır bir 'hayır' olacaktır. 'Evet' veya 'hayır' çıktı diye buna bölünmüş dersek bu yanlış olur. Oyun kaderinde o var. Bu oy da birisi 'evet'tir birisi 'hayır'dır. 'Evet' demek de haktır 'hayır' demek de haktır. Yani biz 'hayır' diyen seçmene 'Sen kötüsün', 'evet' diyene 'Sen iyisin' deme hakkına sahip miyiz? Demokrasilerde ona da saygı duymak zorundasınız, öbürüne de. Hepsini anlayışla karşılayacaksınız. 'Hayır' diyen 'evet'i anlayışla karşılayacak, 'evet' diyen de 'hayır' diyeni anlayışla karşılayacak."

- "Hiçbir zaman mağlubiyeti hazmedememişlerdir"

Karşısındakinin görüşünü anlayışla karşılamanın demokrasinin gereği olduğuna, güzelliğinin de zaten bu noktada bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak bunu bazılarının hazmedemediğini anlattı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Örneğin, şu anda Türkiye'de ana muhalefetin hazmedemediği gibi. Çığırtkanlık; 'Ülke bölünüyor, ülke şöyle oluyor.' Ülkede bir defa bir gerçek var. Nedir? Önce hukuku bileceksin, demokrasinin bir hukuku var, sandığın bir hukuku var. Bu hukuk nedir? Seçim biter, sayımlar yapılır, İlçe ve İl Seçim Kurulları, ondan sonra bütün itirazlar nereye gider en sonunda? Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) gider ama YSK'nın verdiği karar nihaidir. Onun daha ilerisi yoktur. Seçimin kuralı bu. Şimdi ana muhalefet YSK'ya gitti, olmadı. Tuttu, bugüne kadar olmamış mekanizma; Danıştaya gitti. Ya neticesi belli zaten. Danıştayın böyle bir yetkisi yok. Ne oldu? Danıştay da açıkladı kararını, 'Benim böyle bir yetkim yok' dedi. Şimdi ne diyorlar? Şimdi Anayasa Mahkemesine gideceğiz. Anayasa Mahkemesinin de böyle bir yetkisi yok çünkü siyasi alanda kullanılan oylarla ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin böyle bir karar verme yetkisi yok. Ondan sonra ne diyor? AİHM'e gideceğim diyor. AİHM bu işlere karışamaz, böyle bir yetkisi yok. Şimdi dert nedir? Sadece bulandırmak. Hazımsızlık. Bu siyasi örgütün tarihine baktığınızda tarihi boyunca hep böyledir. Hiçbir zaman mağlubiyeti hazmedememişlerdir, şimdi de hazmedemiyorlar."

- "Kimse kalkıp da 'İngiltere bölündü' diyebilir mi?"

Referandum sonuçlarını hatırlatan Erdoğan, "hayır" karşısında "evet"in yaklaşık 1 milyon 380 bin oy farkla kazandığını belirtti.

ABD'de geçen yıl kasım ayında yapılan başkanlık seçimine değinen Erdoğan, "ABD'de Trump, toplam oy yüzdesinin yüzde 45,9'unu almıştır ama sistem gereği kongredeki üye sayısı 304'tür. Kaybeden yüzde 48 almıştır Clinton ama kongredeki üye sayısı 227. Peki kimse buna bir şey diyebiliyor mu? Ne oldular, bağırdılar, çağırdılar, sonunda iş kapandı bitti. Şimdi aynı durum mesela Fransa'da birinci turda çıktı. Birinci turda bir neticeye gidilemedi. Şimdi ikinci tur. Bakalım şimdi ikinci turu önümüzdeki hafta göreceğiz ne çıkacak. Oralarda da buna yakın şeyler olabilir. Orada bir seçime, neticeye varılacaktır." ifadelerini kullandı.

Brexit'te ise AB'den "ayrılma" taraftarlarının oy yüzdesinin 51,9 ve "kalma" taraftarlarının ise 48,1 olduğunu anımsatan Erdoğan, toplam oyların ise "ayrılma" taraftarlarının 17 milyon 400 bin, "kalma" taraftarlarının ise 16 milyon 150 olduğunu söyledi.

Türkiye'deki referanduma katılımın yüzde 85'in üzerinde olduğunu kaydeden Erdoğan, "Böyle bir demokrasi mücadelesi olabilir mi? Bunu Türkiye gösterdi." yorumunu yaptı.

Erdoğan, Türkiye'deki referandumda "evet" ile "hayır" oyları arasındaki farkın Brexit'teki AB'den "ayrılma" ve "kalma" taraftarları arasındaki farktan fazla olduğuna işaret ederek, "Kimse kalkıp da 'İngiltere bölündü' diyebilir mi? İngiltere için bunu söylemeyenler acaba Türkiye için niçin 'bölünüyor' diye bir ifadeyi kullanıyorlar? Hayır asla biz ona da saygı gösteriyoruz ama 'evet'e de herkesin saygı göstermesi gerekir diyoruz." açıklamasında bulundu.

- "Gündemi farklı yere kaydırmanın anlamı yok"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, erken seçim olabileceğine yönelik iddialar hakkında da değerlendirme yaptı.

Erdoğan, bu konuyla ilgili şunları aktardı:

"Şu anda Türkiye'nin gündeminde, hükümetimizin de yaptığı açıklama, ortada böyle bir şey gündemde değil çünkü var olan bir hükümet var ve hükümet de güçlü bir oy potansiyeliyle geldi. Parlamentoda güçlü bir milletvekili yapısına sahip. Öyleyse bir seçimle beraber tekrar gündemi farklı yere kaydırmanın anlamı yok. İşimize bakacağız, ekonomimizi güçlendireceğiz. Önümüzde seçime neredeyse 2,5 sene var. Bu 2,5 sene içerisinde çok çok büyük mesafeler alınması lazım. Yani biz geçmişteki o siyasi hayatı ülkemize yaşatmadık. 15 sene içerisinde yaşatmıyoruz. Ortalamasını aldığınızda çok partili hayatta 16 ayda bir bu ülkede seçim olmuş. Biz bunları yaşamak istemiyoruz. Bundan sonra inşallah Kasım 2019'dan sonra herkes bilecek ki 5 sene sonra şu gün Türkiye'de seçim var. Buna alışacağız."

(Bitti)

AA

Gündem Haberleri

Depremde vefat eden 408 öğretmenin ismi anıtta yaşatılacak
Enes Güran’ın gözünün altındaki iz, diş izi mi?
Tüm yurt kardan nasibini aldı
CHP Kazandı Kıymete Bindi
Karı gören Ankaralılar Elmadağ'a akın etti