Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimi davası

Sanıklardan Demir:- "Sıkı yönetim ilan edildiği için orada (Marmaris'te) bir mukavemetle karşılaşacağımızı tahmin etmiyordum. Polis ve jandarmanın bizim yanımızda olacağını sanıyordum. Ateş sesi gelince kendimi yere attım. Orada artık olayın bize anlatıld

MUĞLA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklarından Mehmet Demir, görevlerinin Cumhurbaşkanı'na refakat etmek olduğunu sandıklarını belirterek, "Sıkı yönetim ilan edildiği için orada (Marmaris'te) bir mukavemetle karşılaşacağımızı tahmin etmiyordum. Polis ve jandarmanın bizim yanımızda olacağını sanıyordum. Ateş sesi gelince kendimi yere attım. Orada artık olayın bize anlatıldığı gibi olmadığını anladım. Uzaklaşmaya çalıştım ama içinde bulunduğumuz durum nedeniyle bu mümkün olmadı." dedi.

Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, duruşmanın dördüncü gününde Özel Kuvvetler ekibinden sanık Mehmet Demir'i dinledi.

Demir, 15 Temmuz'da İstanbul dışına çıkacağından haberi olmadığını, "Görev çıktı" denilince aceleyle evinden ayrıldığı için telefonunu bile unuttuğunu belirterek, ülke çapında kalkışma gerçekleştirildiğini ise Çiğli'de öğrendiğini iddia etti.

Sanık Demir, 15 Temmuz akşam saatlerinde İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki askeri porta gittiklerini ve buradan helikopterle Çiğli'ye geçtiklerini vurgulayarak, burada Gökhan Şahin Sönmezateş ve MAK ekibi tarafından karşılandıklarını belirtti.

Çiğli'de depo kısmına giderek, teçhizatlarını kuşandıklarını anlatan Demir, daha sonra Sönmezateş'in depo önüne gelerek orada bulunanlara ülke çapında sıkıyönetim ilan edildiğini, TSK'nın yönetime el koyduğunu, bundan sonra yetkinin Genelkurmay Başkanlığında olduğunu, emirleri oranın vereceğini söylediğini aktardı.

Demir, ifadesinde şunları anlattı:

"(Sönmezateş'ten) Cumhurbaşkanı'nın Marmaris'ten sağ salim alınarak refakat edileceğini öğrendim hatta bize TRT'de yayınlanan bildiriyi gösterdi. Anladığım kadarıyla Çiğli'den 3 helikopter havalandık. Kalkmadan önce bulunduğum helikopterdeki muharebe kulaklığını takıp ne olup bittiğini anlamaya, konuşmaları dinlemeye çalıştım. Buradaki pilotlar kendi aralarında ülkede sıkıyönetim ilan edildiğini, İstanbul ve Ankara'da olaylar olduğunu konuşuyorlardı. Bir süre bekledikten sonra havalanarak, Marmaris'e indik ve intikale başladık. Sivil bir vatandaşa Cumhurbaşkanı'nın kaldığı yer soruldu. Oteller bölgesine girdik. Bu arada ben bir silah sesi duydum. Aldığım eğitimden anladığım kadarıyla bu bir tabanca sesiydi. Sıkı yönetim ilan edildiği için orada bir mukavemetle karşılaşacağımızı tahmin etmiyordum. Polis ve jandarmanın bizim yanımızda olacağını sanıyordum. Ateş sesi gelince kendimi yere attım. Orada artık olayın bize anlatıldığı gibi olmadığını anladım. Uzaklaşmaya çalıştım ama içinde bulunduğumuz durum nedeniyle bu mümkün olmadı."

Bulundukları yerde 20'ye yakın silahlı koruma görevlisi olduğunu ve dışarıya çıkanları silahlarından arındırmaya çalıştıklarını aktaran Demir, 12 kişilik timle yaklaşık 30 kişilik koruma ekibinin silahlardan arınması için çalıştıklarını iddia etti.

Demir, "Elimizde uzun namlulu silahlar ve gerekli teçhizat mevcutken ben kimseye ateş etmedim hatta bayan bir koruma memurunun çalan telefonuna bakmasına, ailesiyle görüşmesine müsaade ettim. Eğer amacım öldürmek olsaydı bu izni vermem, kendisine ateş ederdim. Oteller ve sahil bölgesinde çatışma yaşandı ama ben kimseye ateş etmedim." diye konuştu.

- "Amacımız katliam yapmak olsaydı ateş ederdik"

Kendisinin sadece helikopter geldiğinde baskı ateşi yaptığını anlatan Demir, helikopterden de aşağıya ateş açıldığını ancak hedef gözetmeksizin sağa sola ateş edildiğini öne sürerek, "Karşı tarafa göre daha iyi silah ve mühimmata sahip olmamıza rağmen kimseye ateş etmedik, kimsenin ölmesini istemedik. Amacımız katliam yapmak olsaydı, ateş ederdik." dedi.

Demir, "Biz orada sıkıyönetim ortamında çatışmaya gitmedik. Görevimizin Cumhurbaşkanı'na refakat etmek olduğunu sanıyorduk." ifadesini kullandı.

Şükrü Seymen'in otelden çıkarken bölgeyi hemen terk etmelerini, helikopterle tahliye noktasına gitmelerini söylediğini aktaran Demir, helikoptere gittikleri sırada bir çatışma daha başladığını ve helikoptere binemeyerek, bir otelin zemin katına indiklerini bildirdi.

Otelin arkasından çıkıp, koşarak sahil bölgesinde başka bir eve sığındıklarını belirten Demir, burada uzun süre helikopterin kendilerini almasını beklediklerini ancak yoğun ateşten helikopterin kendilerini alamadan bölgeden ayrıldığını kaydetti.

Baskı ateşine karşı havaya ateş ettiklerini iddia eden Demir, burada Şükrü Seymen'in helikoptere ateş etmediğini ileri sürdü.

Helikopterdeki makineli tüfekli kişinin baskı ateşi yapmak için sağa sola ateş açtığını öne süren Demir, "Helikoptere binemeyince grup halinde araziye kaçtık. Arazide İsmail Binbaşı'nın 'Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?' sorusunu kesinlikle duymadım. Eğer duysaydım, kendisine de tepki gösterirdim." dedi.

Arazide oldukları sırada Seymen'in ekibin kendi arasında para toplamasını istediğini ve toplanan paraları üçe böldüğünü aktaran Demir, bugüne kadar FETÖ ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını öne sürdü.

Sanık Demir, savunmasını şöyle tamamladı:

"Böyle bir örgütün içinde olduğumu hiçbir zaman kabul etmedim, bugün de etmiyorum. Bizler kesinlikle örgütün en sadık elemanları değiliz ve hiçbir bağlantımız yok. Zaten bu faaliyetin ne kadar mantıksız ve hazırlıksız yapıldığı ortada. Ben Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olarak yetiştirildim. Cumhuriyet'in bekası için canımı da seve seve veririm. 15 Temmuz'a kadar mutlu bir hayatım vardı. Ülkenin gidişatı ve yönetim şekliyle hiçbir sorunum yoktur. Şimdiye kadar da hiçbir sorunum olmadı."

Duruşmaya sanıklardan Ramazan Elmas'ın dinlenmesiyle devam edilecek.

AA

Gündem Haberleri

Okulun duvarını çocuklar boyadı
Doğanşehir’de 4.9 Büyüklüğünde Deprem: Çevre İller de Sarsıntıyı Hissetti
İBB Meclisi’ne damga vuran konuşma: Gök kubbeyi başınıza yıkarız
3 renkli taban makinesi AYSAF'ın ilgi odağı oldu
Boğaz’daki kaçak villanın son hali havadan görüntülendi