Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Asrın felaketi diye tabir edilen depremlerin ardından 11 bin 400'ün üzerinde artçı sarsıntı yaşadık. Deprem bölgesinde ve çevresinde büyüklükleri 4'ün, 5'in, 6'nın üzerine çıkabilen artçı sarsıntıların tedirginliği sürüyor. Türkiye bir çeşit deprem fırtınasına tutulmuş durumdadır. Depremleri engelleyebilmemiz mümkün değildir. Bize düşen göre evvela deprem öncesi altyapısıyla, yollarıyla, okullarıyla, konutlarıyla güvenli yerleşim yerleri inşa etmek, hazırlık yapmaktır. Ülkemiz son 20 yılda geçmişle mukayese edilemeyecek kadar ilerleme kaydetmiştir.
Çok ciddi yıkıma sebep olan depremleri halen daha yaşamaya devam ediyoruz. Büyüklükleri 4'ün 5'in 6'nın üzerine çıkan artçı sarsıntıların tedirginliği sürüyor. Gerçekten de Türkiye bir çeşit deprem fırtınasına tutulmuş durumdadır.
Yaşadığımız coğrafyada depremleri engellememiz mümkün değildir. Bize düşen şudur; Hazırlık yapmaktır. Depremin ardından ise yaraları sarmak, yıkımları telafi etmektir. Her iki konuda da ülkemiz son 20 yılda geçmişle mukayese edilemeyecek kadar mesafe almıştır.
1966 Muş-Varto, 1970 Kütahya Gediz, 1976 Van-Muradiye, 1992 Erzincan, 1999 Marmara, 2011 Van, 2021 Elazığ ve İzmir depremlerini... Seliyle, heyelanıyla, kuraklığı gibi farklı afetlerle de yüzleştik. 6 Şubat'ta 11 ilimizi birden vuran Deprem fırtınası milletimize hepsinden daha büyük bir acıyı maalesef yansıttı. Deprem 14 milyon insanımızı doğrudan etkiledi. Bu felakette ağır kış şartlarının etkili olduğu bir zamanda karşı karşıya kaldık. Buna rağmen depremden birkaç saat sonra bakanlarımız deprem şehirlerine ulaşarak çalışmaları koordine etmeye başladı.
Hava şartları bizi gerçekten zorladı. Depremden sadece bir kaç saat sonra Bakanlarımız şehirlere ulaşarak koordine etmeye başladı.
Sadece yıkık durumdaki bina sayımız 31 binin bağımsız bina sayımız 89 binin üzerindedir.
35 bin arama-kurtarma görevlisine ulaşabildik. Bölgede görevlendirdiğimiz kamu personeli sayısı 274 bin.
Son tespitlere göre depremde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 203 bin 985 binada 583 bin 628 bağımsız bölüm var.
Bölgede görevlendirdiğimiz kamu personeli sayısı 271 bin iş makinesi sayısı 15 bin, uçak sayısı 78.
Bu rakamlar değil ülkemizde, dünyanın tamamında can kaybı itibarıyla böylesine geniş çaplı bir afete aynı anda müdahale edecek arama kurtarma ekibi bulmanın mümkün olmadığına işaret ediyor. Biz herhangi bir bahanenin arkasına sığınmıyoruz.
AFAD'ın yanı sıra belediyelerimizi, sivil toplum kuruluşlarımızı, jandarmamızı, sağlıkçımızı, madencimizi, savcımızı velhasıl sahada ihtiyaç duyulacak herkesi seferber ettik. Bölgeye intikal eden 90 ülkeden ekipleri hızla devriyeye aldık. Buna rağmen aksaklıklar, gecikmeler yaşanmıştır. Herkes şahittir ki var gücümüzle depremzedelerin yanına koştuk.
''BİRİLERİNİN HÜKÜMETİN DE YIKINTILAR ALTINDA KALMASINI ELLERİNİ OVUŞTURARAK BEKLEDİĞİNİ BİLİYORUZ''
Kimi eksiklikler aksaklıklar yaşanmıştır ama herkes şahittir ki var gücümüzle depremzede vatandaşlarımızın yardımını koştuk. Birilerinin devletin ve hükümetin de yıkıntılar altında kalmasını adeta ellerini ovuşturarak beklediğini biliyoruz. Tüm işler yoluna girince bunlar da hemen eski kimliklerine büründüler.
''BU SİRK CAMBAZLARI ACABA BÖLGEYE KAÇ KERE GİTTİ''
Bütün bu sirk cambazları, felaket tellalları acaba bölgeye bugüne kadar kaç kere gittiler? Şahsım ve Cumhur İttifakı olarak bölgeye iki kez gittik.
Birilerini asker üzerinden çeşitli kurumlarımız üzerinden kısır tartışmalar açmaya çalışmalarına bakmayın. Bölgeyi görenler verilen mücadelenin büyüklüğünü çok iyi biliyor.
SEÇİM 14 MAYIS'TA
Sorulması gereken hesapları da adli, idari, siyasi olarak sormak boynumuzun borcudur. Bugün yavru muhalefet çıkmış yargıyı bizim yönlendirdiğimizi söylüyor, ayıptır. Türkiye'de Erdoğan'ın bu konuda nasıl davrandığını Rabbim bilir, sen anlamazsın. Sen önce kendini düzelt. Bu millet 14 Mayıs'ta gereğini yapacaktır. Asla bu tür kuru sıkı atanlara prim vermeyecektir. Onlar deprem bölgesine gidip sadece konuşacak poz verip dönecekler. Yaşanan acıların istismarını yapacak. Enkazları kaldıracağız, yaraları saracağız. Yıkılanların yerine daha iyisi yapacağız, insanımızın önüne daha iyi bir hayat süreceğiz.
"EKSİKLERİMİZİ SÖYLEMEK, HELALLİK İSTEMEK ZAAFİYETİMİZ DEĞİLDİR"
Eksiklerimizi söylemek, helallik istemek zaafiyetimiz değildir. Şu anda biz can derdindeyiz onlar ise mal derdinde. Şimdilik tüm söylenenleri, yapılan algı çalışmalarını sadece not ediyoruz. Rahatsız oluyorlar ama vakti gelince bu notları açıklayacağız.
Ama şimdi tek gündemimiz depremdir. Depremin yol açtığı acılardır. Kulağımızı sadece milletimize veriyoruz. Acımızı sadece milletimizle paylaşıyoruz. Adaylık kavgasından, bakanlık paylaşımından birbirlerine laf yetiştirmekten fırsat bulamayanları kendi sığ dünyalarıyla baş başa bırakıyoruz.
Depremde yıkılan ve ağır hasar şehirlerimizde, arama faaliyetlerinin bittiği şehirlerde enkaz kaldırma faaliyetlerine başladık. Deprem bölgesinde toplam 468 bin hane inşa etmeyi planlıyoruz. Ey muhalefet biz dertliyiz, derdimiz var. Ama bütün bunları not ediyoruz. 1 yılımız var. Bu süre içerisinde bunları inşa edeceğiz.
BİRİLERİ GİBİ FIRSATÇILIĞIN PEŞİNDE DEĞİLİZ
Mart ayında 21 244 konutun inşası için kazmayı vurmuş oluyoruz. Geçmişte pek çok afette, Van, Elazığ, İzmir depremlerinde Antalya yangınlarında bunu yaptık. Biz yaparız. Biz laf üretmeyiz, iş üretiriz. Ve bunu yaptıklarımızla ispat ettik.
Deprem bölgesini oradaki vatandaşlarımızla birlikte ayağa kaldıracağız. Yeni yerleşimleri zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyen binalarda kuruyoruz. Artık hiçbir şekilde yatay ve bölgenin kültürüne uygun mimariden taviz vermeyeceğiz. Zemini uygun yerlerde ise sağlam binalar inşa edilecek. Yeni yerleşimleri altyapısıyla, okuluyla, spor alanlarıyla eksiksiz yaşam alanları olarak tasarlıyoruz. Tarihi ve kültürel varlıkların korunması için ise ayrı bir çalışma yürütüyoruz. Afet bölgesinde buralarda kalanlardan valiliklerimize ve kaymakamlıklarımıza başvuran 1,6 milyona yakın vatandaşımıza barınma imkanı sağladık.