Bu yazıyı Salı günü yazıyorum. Yarın Cumhuriyet Bayramı. Gerçek cumhuriyetçilerin bayramı. Biliyorsunuz, ikinci cumhuriyetçiler türedi, ab bezirganları türedi, ılımlı ılımsız din bezirganları, hortumcular türedi. Elbette bunlar sevmez Cumhuriyet Bayramını.
Cumhuriyetin olanca coşkuyla kutlandığı yılları hatırlarım. Esnafından köylüsüne bütün halk coşkuyla katılırdı. Bir Cumhuriyet Bayramına kağnılarla katılmıştık ki Cumhuriyetin temelinde o kağnıların çok emeği vardır.
İki hafta önce bir Pazar günü Kilistra’ya gitmiştik. Cumhuriyetin 10.yıl anısına yazılan bir kitabe taşının köy kahvesinin duvarına ters biçimde konulduğunu görünce içim sızlamıştı. Biliyorsunuz Cumhuriyetin 10. yılı ülke çapında coşkuyla kutlanmış, bu özel günün anısına birçok yerde onuncu yıl anıtları yapılmıştı.
Bu kitabe’nin üst kısmında karşılıklı iki hilalin arasında bir yıldız ve altında tarih var.
29 10 1933. Altında ise Cumhuriyet Bayram Yeri yazıyor. Öylece duruyor duvarın en alt taşı olarak.
-
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk DTP’nin bir Türkiye partisi olduğunu, demokratik bir parti olduğunu söylüyor. Kesinlikle yalan. DTP hiçbir zaman Türkiye’nin partisi olmadı. O bebek katilinin partisi.
Öcalan’a cezaevinde baskı uygulanıyor, diye bir yaygara kopardılar. Birçok ilimizde, ilçemizde ortalığı birbirine kattılar. Elbette sorun Öcalan’ın baskı görüp görmemesi değil, bunu bahane ederek bebek katiline özgürlük istemekti dertleri. Bunu da meydanlarda dillendirmeye başladılar. Şimdi çocukları sürmeye başladılar meydanlara.
Bana göre son günlerde yaşananlar bir AKP-DTP düellosuna dönüşüyor.
Yerel seçimler yaklaşırken R.T.Erdoğan doğu ve güneydoğu illerine yüklenmeye başladı. Bir süre önce gavur İzmir’le Diyarbakır’ı alacaklarını söylemişti. DTP kalesi gibi gördüğü bu şehri AKP’ye kaptırmamak için her şeyi göze alabileceğini gösteriyor.
-
Hamdolsun kriz bizi teğet geçecekmiş. Böyle diyorlar anlı şanlı büyüklerimiz.
Elhak doğru söylüyorlar.
Naylon fatura düzenlemeyi beceremeyenler, gemicik sahibi olamayanlar, hortumlama becerisi gösteremeyenler, alavere dalavere bilmeyenler zaten ömürleri boyu krizin içindeler.
Milyon dolarları götürenlere, aybaşı gelince tıkır tıkır maaşlarını çeken vekillere, krizin k’sı işlemez, teğet geçer.
Cumhuriyet Bayramımız, gerçek cumhuriyetçilere kutlu olsun.