Acı haber, tez duyulur derler. Ünlü kaynana, Semranın oğlu Ata geçtiğimiz hafta bizlere ömür. Haber Semranın Benim oğlum şehit oldu. O yüzden hiç üzülmüyorum açıklamalarından tutun da cenaze törenine ve yapılan yorumlara kadar tüm medyanın gündemine oturunca, doğal olarak Türk halkının da gündemini meşgul etti.
Atanın cenazesinde reyting rekorları kırılmış. Hiç şaşırmadık. Bu gündemi oluşturanları anlamak mümkün değil. Sadece reyting uğruna bu tarz programları icat edenler, sonuçları görünce huzur içinde yaşamlarına devam edebiliyorlar mı? Tülin ile Caneri hatırlarsınız. İlk kahramanlar ya da kurbanları Caner, başarısız intihar teşebbüsünde bulundu. Kişilik bozuklukları ortaya çıktı. Tülin sinir tedavileri gördü. Sadece birkaç hafta süren göstermelik evlilikler
vb. Aslında her yeni program, hüsranla son buldu.
Ve sonuçlarını göre göre yeni bir evlenme programı daha başlıyor. Artık yeter! Bırakın insanları, kendi hayatlarını yaşasınlar. Programa katılan aileler incelense, eski yaşamlarına devam edeni bulamazsınız. Beni Türkiye tanıyor, sıradan biri değilim, havasına kendini kaptıranın kişiliği ve hayatı altüst oluyor. Uyuşturucu komasından ölen oğlunu bir anne şehit ilan edebiliyor. Bunlar aslında toplum adına çok ürkütücü gerçekler. RTÜK ne zaman ciddi manada harekete geçecek, merak ediyorum? Kuşum Aydın, Sen bari bırak bu erozyonun ucunu. Çok duygusal, naif bir kişiliğin olduğunu söylerken nasıl için kaldırıyor bunca hayatın uğradığı erozyonu.
Şimdi buradan hareketle; alternatif yayınlara bakınca bir tek Samanyolu çocuk kuşağı dikkatimi çekiyor. Ben de çocuklarımla beraber Yeşil Obayı Zabu-Mabuyu Tom ve Jeriyi izliyorum. Yerel kanallarda kadın programlarından hangisini açsam, cilt bakım uzmanları, diyetisyenler veya estetisyenler konuşuyor. Toplumun değerlerini değiştirmeye yönelik bu zorlamaların amacı nedir? Kadın programlarından tutun da dizilere kadar hangi programı izleseniz, yaşadığınız hayatın beğenilecek yanını bulamıyorsunuz. Bırakın gündelik hayatınızı, eşinizi, çocuklarınızı zamanla kendinizi beğenmemeye ve çareler aramaya başlıyorsunuz. Sizce bu tatminsizlik nereye kadar?
Geç kalmış bir teşekkür
Geçen Cumartesi Yazarlar Birliği Konya Şubesinin düzenlediği Karaman gezisine biz de katıldık ve çok güzel bir gün geçirdik. Edindiğimiz yeni dostluklar bir yana, Karaman Belediye Başkanı tarafından karşılanışımız ve ağırlanışımız da anlatmaya değerdi. Daha önce gittiğimiz ilçelerde bile başkanlar, nezaketen yemekte veya karşılamada bulunmuşlardı. Ama, Karamanda dikkatimizi çeken Karamanın güzelliklerinin yanında Belediye Başkanı Sayın Ali Kantürkün gezinin başından sonuna kadar bize eşlik etmesi ve gezi esnasındaki hoş muhabbeti idi. Karşımızda gerçekten mütevazi, hırslı, azimli, çalışkan, ilinin ihtiyaçlarının farkında, dolayısıyla yapması gerekeni bilen çok yönlü bir başkan bulduk. Bana göre en hoş anı Orhan Hakalmazla çocukluk arkadaşı olan başkanın Karaman Kalesinde sahneye çıkması idi. Sayın Başkana bundan sonraki çalışmalarında da yolunuz açık olsun diyerek, gezide kendimizi değerli hissettirdiği için de ayrıca teşekkür ediyorum.