Bu ürünü kullanan inşaatların mantolama, yalıtım gibi ekstra külfetleri ortadan kaldırdığını ifade eden Fidan, "Dağ evi, bağ evi yaparken de kullanabilirsiniz. Bir villa yapımında da kullanabilir kısaca her türlü yapılarda kullanılabilir" dedi.
-Sinan Fidan kimdir kısaca tanıyabilir miyiz?
1973 yılında Konya’da doğdum. Babam Aksaraylı annem Konyalı. 1997 Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunuyum. Mesleğimi 2 yıl kadar Antalya'da yaptım. Askerliğimi bitirdikten sonra Antalya’da zirai ilaçları tıbbi mümessili olarak başlayıp Erzurum Bölge Müdürlüğü, Trabzon Bölge Müdürlüğü, Konya Bölge Müdürlüğü ve son olarak Kadıköy Bölge Müdürlüğü yaptım. Buralardan ayrıldıktan sonra böyle bir sektöre giriş yaptık.
- Bir sektörden farklı bir sektöre geçmek nasıl oldu?
Aslında temelde şöyle; sektör biraz farklı gibi gelebilir ama aynı iş... Ziraat Fakültesinden mezun olduktan sonra tarım ilaçları, insan ilaçları satış ve pazarlamasını yapıyordum. Şimdi burada da inşaat sektöründe inovasyon bir ürün olan kül bloğun satış ve pazarlamasını yapıyoruz. Bizim yaptığımız iş zaten hayatımız boyunca satış ve pazarlama.
- İnşaat sektörüne girmeye nasıl karar verdiniz?
Bilindiği üzere inşaat, Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden bir tanesi. Sektörün ısı ve ses yalıtımı yapma mecburiyeti var. Yalıtım malzemeleri yurt dışından ithalat yoluyla karşılanmakta dolayısıyla hatırı sayılır bir döviz yurt dışına çıkmaktadır. Biz Türkiye’nin ekonomisine ciddi bir katma değer katacak , yurt dışı bağımlılığı ortadan kaldıracak , doğal olarak ısı ve ses yalıtımı sağlayacak ürünün bu sektörün ihtiyacı olduğuna inandık.
-Neden IQ ismini koydunuz?
IQ aklın gücünü temsil ediyor. Şu anda pazarlamasını ve satışını yaptığımız ürün de inovasyon yani aklın sonucunda bulunmuş bir ürün. Bu ikisi bir bütünsellik arz etsin istedik bu isimle.
-Ürünü biraz tanıyabilir miyiz? Nedir bu kül beton?
Bu ürün, teknolojik bir ürün. Dünyada bu teknolojiye sahip 5 ülke var. Avrupa’da, İtalya’dan sonra üretim tesisi olan tek ülke Türkiye’dir. Ürünün teknik özeliklerini sayacak olursak, çok sayıda ilkleri bünyesinde barındırıyor.
-Ürünün özelliklerinden bahseder misiniz?
Türkiye’de 0 – 11 ısı iletkenlik katsayısıyla bir ilk. Bu ne demek? Mantolama yapmadan inşaatın bitirilebilmesidir. Yine 50 desibel ses yutuculuğuyla ses yalıtımı sağlayan bir ürün. Ses gürültüsünü engelleyici özelliği var. Bunların ayrı ayrı yapılması maliyet gerektiriyor. Biz bunların hepsini bir üründe topladık. 50 desibel ses yutuculuğu Türkiye’de bir rekor. Hafif ve sağlam bir ürün özelliği var. Bir bina düşünün ki, geleneksel yöntemlerle yapılan kaba, ince sıva, mantolama gibi binaya harici bindirilen yükler var. Mantolama yaptığınızda binanın yangına açık hale getirirsiniz. Üstelik köpük gibi maddelerden yapılan ürünler hem yangına dayanıksız hem de dayanıklılık oranı düşük oluyor. Bu ürünlerle yapılan binalarda harcanan paranın karşılığını aldığını düşünmüyorum. Ürünümüz düşük su emilimine sahip. Piyasada satılan tüm ürünler açık gözenekli bizim ürünümüz kapalı gözenekli. Bunun avantajı, suyu çok az emiyor. Fabrikamızda 2 senedir suyun içinde bozulmadan bekleyen numunelerimiz var. Ürünümüz çevreci ve doğal. Termik santral küllerinden elde ediliyor. Küllerin yapısı yüzde 90’a varan camsı bir yapıdan oluşuyor. Kendi doğası gereği, ses ve ısı yalıtımı sağlıyor. Kullanım açısından kolaylıkları var, sıva ustalarımız açısından kolay kullanılabilen bir ürün. Sıva ve alcı tutuculuğu yüksek. Böcek ve haşere barındırmıyor. Ürünümüz iki odaklı ki; birincisi inşaat firmalarımızın kullanımı açısından değerlendirdik. İkincisi de son kullanıcı olan insan odaklı. Bunun sebeplerinden bir tanesi hafif ve sağlam olması. Binaya binen yükün azalması ve deprem olması durumunda oluşacak can kaybını en aza indirebiliyor. Örnek olarak 25 kilo kaldıran insana daha az yük verirseniz onun dayanma gücü daha fazla olacaktır. Binayı da böyle düşünelim, ağırlığı azalttığımızda daha dayanaklı hale getiriliyor. Bir başka olarak yangın konusu var. Binayı doğal afetlere karşı korunaklı hale getiriyor. Çünkü orijinalinin dışında bu maddeler yanmaya çok elverişli. Bizim sattığımız ürün, yapısı gereği külden oluştuğu için yangına karşı daha güvenli bir alan oluşturuyor.
-Bu ürün yaptırıldığı zaman kanunen mantolama yaptırmaktan muaf olunuyor mu?
Tabii ki tekrar yalıtım yaptırmasına gerek yok. Eski binalarda bizim ürünümüz kullanılmıyor. Yeni binalarda belediye sınırları içerisinde, ürünümüzü kullandığı zaman tekrar yalıtım ihtiyacı yoktur. Dolayısıyla resmi olarak bütün onaylar alınmış oluyor. İstanbul’da durum daha farklı; 15 cm kül bloğu yapıldığı zaman daha sıcak bir şehir olduğu için yeterli olabiliyor.
-İnşaatçılar için ne öneriyorsunuz?
Bizim ürünümüzü kullandıkları zaman ısı, ses yalıtımı haricen yaptırmalarına gerek yok. İkinci olarak ince ve kaba sıvayı kullanmaya gerek yok. Yani onlar için çok ekonomik bir ürün. Bir de fiziki olarak yeni bir ürün olduğu için geleneksel yöntemlerle kullanıldığı zaman bloklar arasında hava perdeleri oluşabilir. Böyle bir sorun olduğu zaman ürünün özelliği bozuluyor. Bunun için de özel yapıştırıcıları tavsiye ediyoruz ki, arada boşluk oluşturmasın. Bizlerde ürünü satarken teknik destek sağlayarak hata payını en aza indirmeye çalışıyoruz.
-Bu ürün hangi ilde üretiliyor?
Bu ürün Türkiye'de sadece Kütahya çimento tarafından patentli olarak üretiliyor. Seyit Ömer'deki termik santral külleri bu ürünün ana maddesi.
-Türkiye’de ilk denemeleri nerelerde yapıldı?
İlk denemeleri, Kütahya bölgesinde oldu. Kütahya Çimento 40 ortaklı bir şirket. Şirket ortakları Türkiye’de marka olan firma sahipleridir. Onun için güçlü bir firma. Kütahya’da birçok yapıda kullanılmış bir ürün. Şu anda Konya’da yok. Biz aktif olarak Konya’da 45 gündür faaliyet sürdürüyoruz. 150 firmayla yüz yüze görüşme yaptık, bazı firmalara e-mail yoluyla ulaştık. Bu görüşmeler esnasında ürünü çok beğendiler. Öncelikle bu ürünün kullanımı binanın projesinden itibaren başlatılması gerekiyor. Çünkü bunun resmi olarak yalıtım olması için projeyle birlikte başlatılması gerekiyor.
-Belediyeler, inşaat firmaları ya da son kullanıcı ürünü beğendi mi?
Belediyeler, özellikle Konya belediyelerinin inanılmaz kurallara uyan bir denetimi var. Güçlü bir inşaat firması olmanız, belediyeler için önemli değil çünkü onlar sadece kurallara uyan bir ürün mü? ona bakıyorlar. Biz bu konuda İstanbul’da çok hızlı yol kat ettik. İstanbul, bu konuda biraz daha esnek davranıyor. Ürünümüz, TSE belgesi, Teknik Onay Belgesi ve birçok belgeyi almış durumda. Onlar bu belgelere dayanarak Konya sınırları içinde boyut olarak 20 santimetrede olarak karar aldı. Konya’da 150 inşaat firmasına ulaştık. Totalde düşündüğümüzde firmalar negatif bir düşünceyle yaklaşmadılar. Biz bir fiyat çalışması da yaptık ve şu ortaya çıktı; mantolama fiyatına bizim ürünü inşaatına kullanabilir. 'Hiç kullanmayalım' diyen olmadı ama sonuçta alternatif bir ürün. Hem inşaat firması için hem de son kullanıcı için iyi bir hizmet sunuyoruz. Ama ilk deneyen kendileri olmak istemiyor ve bu korkuyu anlayabiliyoruz. Ama devlet tarafından onaylanmış bir ürününü kullanmalarında bir sakınca veya endişe duyulmasını istemiyorum.
-Üründe iklim şartlarına göre ne gibi değişikler var?
Bizim ürünlerimizin 5 santimetreden başlayıp 20 santimetreye kadar çeşitliliği var. Görüştüğümüz firmalardan 10 tanesi ürünü projede kullanmak istiyor. Bu projelerin başlangıç tarihleri Mart aylarında başlıyor. Biz burada o projeler başladığı zaman halkımıza medya aracılığıyla yapacağız. Son kullanıcı acısından ise; bizim ürünün kullandığı binalarda yangın oranını en aza indiriyorsunuz yine aynı şekilde deprem olduğunda can kayıplarını en aza indiriyorsunuz. Kışın daha sıcak mekân olurken yaz aylarında serin bir yapı olacak. Hayat konforunu artırıyorsunuz. Daha güvenli bir yaşam alanı imar etmiş oluyoruz.
-Türkiye ekonomisine nasıl bir katkısı var?
Şu anda ses, ısı yalıtımı gibi kullanılan malzemelerin bir çoğu dış ülke yapımı ürünler. Dolar bazında alındığı için yurt dışına döviz olarak çıkıyor. Tuğla dışında birçok malzeme ithal geliyor. Bizim ürünümüz devlet destekli ve milli sermayeye katkısı var.
-Bu ürünü hangi projelerde kullanılabilir?
Dağ evi, bağ evi, villa, apartman , site, okul, avm, spor salonu, ticari, kamu, sinema, tiyatro gibi bütün projelerde kullanılabilir.
-Konya’daki hedefiniz nedir?
Yeni bir ürün ve insanların kabul etmesinin zaman alacağını kabul ediyoruz. Biz burada Selçuklu'nun başkenti Konya’da, sonra Osmanlı'nın başkenti İstanbul’da ve Türkiye’nin başkenti Ankara’da yapılanmayı planlıyoruz. Bizim için Konya önemli ve ilk firmayı Konya’da kurarak ilk çalışmalarımızı burada başlattık. İnsanımızın teknolojiye çabuk alışabileceğini düşünüyoruz.
-Nihai hayaliniz nedir?
İQ İnşaat teknolojisinin hedeflediğimiz kitlelere ulaştığını görmek ve buna bağlı olarak insanımıza elit yaşam mekânları sunmak. Ülkemiz ekonomisine ciddi bir katma değer de bulunmaya vesile olmak en büyük hayalimizdir.
Röportaj-M.Ali Elmacı