Daha çok karanlıkta kalırız

Fahri Kubilay

Bu kafayla daha çok karanlıkta kalırız

 

Son zamanlarda neden Seydişehirli kar ve yağmur yağmasından korkmaya başladı dersiniz.

Neden o bereket getiren hayat membaımızın kaynağı suyun temel kaynağı olan kar yağmur gibi Allahın nimetleri bize bu kadar çileli gelmeye başladı dersiniz.

Açık ve net olarak herkes biliyor ki hava gürüldese elektrik kesiliyor. Kar yağmaya başlasa elektrik kesiliyor.  Yağmur yağmaya başlasa elektrik kesiliyor.

Ne biçim iştir; bir türlü anlayamadık 21 yüzyılda   yaşamın olmazsa olmazlarından ve hayatımızı sarmal gibi kaplayan enerji yaşamın en önemli parçası durumundadır.. Olmadığı anlar hayatımızın karanlık anları  hep..

Burada birilerini karalayarak ucuz yoldan sucu atmak niyetinde değilim. Ama ortada bir sorun var. Ve bu sorunu da mutlaka ele alınması gereken bir yönü mutlaka var…

Biliyorum, son yağan kar ile meydana gelen arızaları bir an önce bitirip elektrik verebilmek için Seydişehir   Medaş çalışanlarının nasıl çaba sarf ettiklerini ve yetişemedikleri yerlere başka il ve ilçelerden ekiplerin geldiğini de biliyorum..

Pekala, suçlu kim?.

Suçlu her zaman olduğu gibi ortada yok. Şimdiye kadar hiç kimse suçu kendine kabul etmedi etmezde bu bir gerçek.

Derler ki bu yağan sulu sepen kar elektrik tesisatları için en tehlikeli olanıdır.

Tamam burayı anladık anladıkta bu yıl döşenen tellere mi yağdı karlar. Yoksa mütahit tarafından yapılan yerlerimi yağdı. Ne dersiniz?

Bazı bölgelere yâda yerleşim merkezlerine bir hafta süre ile elektrik verilemediğini biliyoruz.

Bugün yazımın başında söyledim kar yağsa elektrik kesiliyor yağmur yağsa elektrik kesiliyor şimşek çaksa kesinti oluyor.

Bu yazıyı kaleme alırken haberlerde Japonya da 8.2 şiddetinde deprem olduğu ve hiçbir binanın yıkılmadığını ve hiç can kaybı olmadığını izlerken içimden neler söylemek geldi acıdım halimize.

Daha geçen yaz yapılan Antalya yolunun susuz yaylası mevkiinde asfaltında yine bozulmaların olduğu nu, bu yaz köydes projesince yapılan köy yollarının Asfaltlarının daha kışın ortasında kabardığını ve bozulduğunu, inşaatı teslim edilmeden yıkılan sulama projelerini çürük olduğu için yıkıldığını, inşaat halindeki okul binalarının çürük olduğu için yıktırıldığını duyunca insanın Sıtkı sıyrılıyor.

Ne biçim iş demekten kendimizi alamıyoruz.

Pek hale suçlu kim suçlu vatandaş mı yoksa yoksa kurumlar mı?

Yapılan işleri denetleyenler mi yoksa devletin malı deniz mantığı taşıyan muteahhitler mi?

Kim bu işlere dur diyecek?

Kanunlar mı yoksa insanların vicdanlarımı? Dürüst vicdanlı insanların yetişmesi için daha kaç nesil bu ülke bekleyecek yazık değil mi?

Sonuç… Birileri belki günü kurtarıyor ama bu ülkeye yazık oluyor.  Bu ihaleli işler bu ülkeyi üçüncü sınıf yapıyor beyler .. 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.