Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen "Türkiye'nin Dış Politikasının Son 10 Yılı" konulu Ankara Buluşmaları'na onur konuğu olarak katıldı.
Davutoğlu konuşmasının başında dış politikayla ilgili "Dış politikayı konuştuğunuz zaman bir toplumun tarihini, geleceğini, kaderini, coğrafyasını da konuşmuş olursunuz. Nasıl insanoğlu tabi çevre içerisinde yaratılmıştır, ülkeler ve milletler de tarih içerisinde belli bir çevre ve mekan faktörüyle kaderlerini çizerler" değerlendirmesini yaptı.
Tarihin son 25 yılda her zamankinden fazla ivme yarattığını söyleyen Davutoğlu, "Bizim aslında dış politikayla ya da yürüttüğümüz iç ve dış siyasetle yapmaya çalıştığımız şeyin esası tarihten aldığımız mirasla hızlı akan bu tarihin akış yönünü etkilemek, şekillendirmek ve akış yönüne kendi değerlerimiz istikametinde bir şekilde katkıda bulunmaktır" diye konuştu.
"BİZ BU MİLLETİN ÖZGÜVENİNİ KEŞFETTİK"
Davutoğlu, "Dış politikada bir şeyi anlayabilmeniz için önce duruşunuzun olması lazım" diyerek şunları söyledi:
"Tarihe anlam katabilmeniz için kendinize güveninizin olması lazım. Kendisine güveni olmayanların tarihe dönük olarak bir iddiada bulunmaları, bir vizyon geliştirmeleri mümkün değil. Sen kendini ve kendinin tarih sinesi içerisinde konumlanışını doğru tespit edeceksin ve o doğru tespitle birlikte bir özgüven içerisinde olacaksın. Şunu çok iddialı bir şekilde burada dile getirmek istiyorum: Son 12 yıl içerisinde ulaştırmada, sağlıkta, eğitimde devrim yapıldı. Hangi kategoriyi alırsanız alın Sayın Başbakanımızın rakamlarla gündeme getirdiği. Ama deseniz ki bana, bütün bu devrimlerin arkasındaki en büyük devrim nedir, dış politikada, iktisatta? Derim ki: Özgüven devrimi. Biz bu milletin özgüvenini keşfettik."
Dış politika ile ilgili Tarık Buğra'nın Küçük Ağa romanından geçen "Liderini görmedi mi bizim millet yürümez. Lider olan ol kişidir ki önde yürür ve yürürken tereddüt etmez" sözünü hatırlatan Davutoğlu, "İşte bu tereddütü oluşturmaya çalıştılar. Bu tereddüte ve bu özgüvene saldırdılar. Bu milletin 12 yıldır biriktirdiği özgüven hedef alınmaya çalışıldı" ifadesini kullandı.
Başbakan'ın söylediği bir cümlenin son 12 yılda yaşananlarının nedeni niteliğinde olduğunu belirten Davutoğlu Başbakan'ın şu sözlerini hatırlattı: "Şu veya bu kararı alırsam başka ülkeler ne diyecek diye düşünmeyeceğiz. Başka ülkeler Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne karar alıyor diye düşünecek."
"O MÜLTECİLERİ ALMASAYDIK, BU UTANÇLA NASIL YAŞARDIK"
Davutoğlu, Türkiye devleti olarak meşruiyeti halkın desteğinde aradıklarını ifade ederek şöyle devam etti:
"Eğer vatandaşımız taşıdığı pasaportla gördüğü muameleyle o ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duymaya başlamışsa eğer eline aldığı Türk lirasını en kısa zamanda dolara çevireyim de değer kaybetmesin diye bir kaygıya düşmeden onu değer olarak görebiliyorsa eğer o ülkeye bir aidiyet hissediyorsa işte o zaman meşruiyeti vardır o politikanın. Bu vizyonun meşruiyet temeli, halkın o vizyona verdiği destektir. Bu desteği görmekten hem büyük bir mutluluk duyuyoruz hem bir onur duyuyoruz."
"Dış politikanın vicdan boyutunu görmek isterseniz gidin konteyner kentlere orada nasıl kucaklanacağınızı görün" diye konuşan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Düşünün, eğer biz CHP'lilerin istedikleri gibi kapılarımızı kapatsaydık, bu mültecileri almasaydık kaçı şu anda hayatta olurdu. Bize muhalefet edenlerin dediklerini yapmış olsaydık ve Türkiye-Suriye sınırını bir duvara çevirip mültecileri almamış olsaydık ileride onlarca yıl bu nesilden nesle aktarılan bir utanç olmaz mıydı?"
"TARİHİMİZDEN UTANÇ DUYMUYORUZ"
Başbakan Erdoğan'ın 1915 olaylarıyla ilgili mesajına da değinen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Biz bütün o dönemde yaşanan acıları hissedebilirsek herkese iletebileceğimiz bir mesajı taşıyabiliriz. Hiç kimseden çekinmeden korkmadan, kendi tarihinden hiçbir şekilde utanç duymadan ama her türlü tarihi olayla yüzleşme iradesini de ortaya koyarak insanlığa hitap etmemiz lazım. Bütün insanlığa söyleyecek bir sözünüz yoksa kendinize ve kendi halkınıza da söyleyecek bir sözünüz olmaz."
Türkiye'nin dış politikası anlamında kaydedilen başarıya ve hedeflere değinen Davutoğlu, "Vizyonun stratejik temeli itibarıyla insanımızın önündeki engellerin kaldırılması, çevre havzalarla bütünleşme, küresel alanda etkinliği en üst düzeye çıkarma. Son 12 yıl süresince üye, gözlemci üye veya yarı ortağı olmadığımız hiçbir uluslararası örgüt kalmadı" dedi.