İnsanı söylemleri ve eylemleri anlatır…
Yıllar önce mecliste, İstanbul CHP milletvekili Şükrü Elekdağ, hükümetin İsrail politikasını eleştiren bir konuşma yapar… Elekdağ’a cevap vermek üzere dönemin Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu kürsüye çıkar… Çevresinde “Hoca” diye bilinen söz ustası Davutoğlu, tarihe geçecek şu konuşmayı yapar:
“Sayın Elekdağ, Kudüs bizim meselemizdir… Mescid-i Aksa, İsrail toprağı değildir ve olmayacaktır… Kudüs`ün kaderi de Bağdat`ın kaderi de Bişkek`in kaderi de, Semerkant`ın kaderi de, Saraybosna`nın kaderi de bizim kaderimizdir…”
Bu konuşma, halktan aldığı vekâlete asla ihanet etmeyen, peygamber ve sahabelerden miras aldığı ümmeti sahiplenen, doğup büyüdüğü toprakların derdini dillendirdiği kadar ümmet coğrafyasının dertlerini de dillendiren, aidiyet bilincini kaybetmemiş, davasını makamına kurban etmemiş bir gönül adamının, ümmet sevdalısının konuşmasıydı…
Bu konuşma, sadece meclis çatısı altında alkışlanmamıştı… Filistin’de, Mısır’da, Irak’ta, Suriye’de, ümmetin olduğu her yerde alkışlanmış ve İsrail’in kalbine bir hançer gibi saplanmıştı… Davutoğlu’nun tarihin kalbine nakşedilen konuşmalarında biri de “ümmet şuurunu” gösteren şu konuşmasıydı:
"Hiçbir yerde Gazze, Filistin davasını yalnız bırakmayacağız… O bataklık dedikleri Ortadoğu'daki Mekke'yi, Medine'yi Kâbe bilmişiz… Ortadoğu bataklık değil, vicdanları ve insanlığı ayağa kaldıran o aziz vahyin merkezidir... İnsanlığı aydınlatan Hira Mağarası'nın olduğu Ortadoğu'ya bataklık dedirtmeyeceğiz. Ortadoğu'nun üzerindeki sömürgecileri bu bölgeden uzaklaştırana kadar gece-gündüz çalışacağız…"
Arakan’da ümmeti coşkuyla “es-selamü aleyküm” diye defalarca selamlayan, mazlumları kucaklayan, mahrumların gözyaşlarına ortak olan, koltuk krizinin intikamını alan, Osmanlının dağılan parçalarını toparlamaya çalışan, Türkiye’yi 2023 yılında “Cihan Devleti” yapmayı hedefleyen dava adamını, Dünyayı korkutan adamı, zalimin uykusunu kaçıran adamı tek başına iktidar ve yeniden Başbakan olarak görmek istiyoruz…
“24 saat yetmezse 25 saat, 7 gün yetmezse 8 gün çalışacaksınız asla bana mazeretle gelmeyeceksiniz” diyen, “rukuda rabbe eğilen bu baş, Allah dışında hiçbir otoriteye baş eğmeyecektir” sözünü veren, batı medyasınca “Tehlikeli Adam” olarak ilan edilen, “dünyaya yön veren on adamın” arasında anılan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanlığındaki AK Parti yeniden tek başına iktidar olmalıdır…
Ümmeti sahiplendiği; ırk, dil, mezhep, meşrep, renk ayırımına bakmaksızın ümmeti kucakladığı, zalimin uykusunu kaçırdığı; dürüstlüğü ve erdemi ile kendinden söz ettirdiği, her fırsatta halktan biri olduğunu gösterdiği, muhalefetin dilini kestiği, ilmi ve irfanı ile örneklik sergilediği için Sayın Davutoğlu 1 Kasım seçimlerinde tek başına iktidar olmayı fazlası ile hak etmektedir…
Sayın Davutoğlu’na, Davutoğlu’nu siyasete kazandıran, AK Partinin genel başkanlığını emin insana teslim eden, Çankaya dönemini kapatan, İsrail ve arkasındaki güçlere “One minute” diyerek ümmeti heyecanlandıran, “Dünya beşten büyüktür” diyerek yeryüzünün müstekbirlerine başkaldıran, paralel yapının korkusu, küfrün hedefi, Ümmetin umudu, mazlumların duasındaki isme Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’a ve Müslümanlara, mazlumlara hizmet eden AK Partiye 1 Kasım’da sahip çıkalım…