Bizim uyanık Konyalı’nın karnı açtır ve sokaklarda aylak aylak geziyordur. Derken bir lokantanın camındaki yazıyı görür. “Siz yiyin, torununuz ödesin”. Hemen gözleri parlar ve içeri dalar. “Hesap ödemiyor muyuz kardeşim?”, “siz yiyorsunuz, hesabınızı torununuz ödüyor beyefendi, prensibimiz bu”. İyi bildin der bizim uyanık ve ne bulduysa yer. Torununa kadar kim ölee kim kala. Kürdan ağzında gevşek gevşek dükkandan çıkmaya hazırlanırken garsonun getirdiği oldukça kabarık hesap gözlerini faltaşı gibi açar ve garsona sorar: “E hani hesap ödemiyorduk?”, “Bu sizin değil, dedenizin hesabı beyefendi”
Adama ödetirler, mutlaka. Ülkede ne yazık ki siyaset ve millet arenasında bir kamplaşma mevcut. Bir kesim kendisine sağcı-İslamcı, muhafazakar derken karşı tarafta görülenler ise solcu-laik-Kemalist gibi isimlerle anılıyor. Keşke bu kamplaşma olmasa.
Son 17 yılın öncesinde sakallı-türbanlı kesim çok çekti. Memuriyet ve pekçok alanda sakal yasaktı, başı örtülü kadınlar, annelerimiz her yere alınmıyordu. Kur’an kursları ve İmam-Hatiplere karşı olumsuz çalışmalar yapılıyordu, ciddi mağduriyetler oluyordu…
Allah o günleri tekrar göstermesin.
Şimdi durum değişti. Bu ülkede 17 yıldır sakallı, türbanlı kesim iktidarda tabiri caizse. Ülke yönetiminden belediye ve muhtarlıklara kadar çok geniş bir alanda, yönetim sağ zihniyetin eline geçti. Doğal olarak ta kaynaklardan beslenen kesim oldu sakallı-türbanlı taraf.
Peki kardeşim ne yaptınız? Şöyle dönüp bir 17 yıla bakın. Bu süre içerisinde davamız dediğiniz İslam için ne yaptınız? Sakın ülke yöneticilerinin yaptıklarını söylemeye kalkmayın, o saydıklarınızı ülke yöneticileri yaptı, ben size soruyorum: Ne yaptınız?
İhale alan, işini büyüten, fabrika kuran, Renault 12 arabası varken şimdi AUDI’yi beğenmeyen kesim varya, onlara soruyorum, ne yaptınız? Her aklına geleni projelendirip gerçekleştiren, önü açılan vakıf-derneklere soruyorum, ne yaptınız? Şekilsiz, soğuk, estetikten uzak binaları gözümüzün önüne diken, yaptığı dairenin içine sauna koymayı akıl edebilen müteahhitlere soruyorum: Bu kadar zamandır iktidarda, iş başında bizim dediğiniz kesim var ve güzel paralar da kazandınız, ne yaptınız?
Hadi son 2 yılı çıkın, Rahip ti krizdi, elinizdeki kazanç azaldı, 15 yılda ne yaptınız?
Kişisel zenginliğinizi artırmanın dışında, Allah’ın dinine hizmet etmek için ne yaptın kardeşim sen? Sen sen, birey olarak senden bahsediyorum. Vakıf başkanı, müteahhit, sanayici, medyacı, iş adamı… sizden bahsediyorum ülke yönetiminden değil, ne yaptınız?
Son 17 yıldır şu ekranlarda İslam’ı anlatan bir eser göremedik be.
Peygamberimizin hayatını anlatan bir çizgi film de mi yapamadınız?
Ayet ve hadisleri anlatan kısa yapımlar da mı yapamadınız?
İslam’ın gerçekliğini anlatan, çarpıcı, günümüz mantığıyla kurgulanmış, bir yahudi ve hristiyanı bile izlediği zaman İslam’a çekecek bir yapımı neden göremiyoruz ekranlarımızda?
Neden vakıflar dernekler böyle bir projeyi sunmadılar?
Neden serveti artan, ihale alan işadamları böyle bir işe “parasını ben vereyim kardeşim, yapın şu işi” diyerek sponsor olmadı?
Acaba burada, böyle bir işte rant olmadığından olabilir mi?
Acaba esas dert bu olmadığından olabilir mi?
Hala İslam adına izlediğimiz en iyi yapım Çağrı filmidir.
Düşman gördüğünüz ülkelerin işadamları, dava olarak gördükleri işler için kişisel kazançlarını harcamaktan çekinmiyorlar. İsmini duyunca tüylerimizin diken diken olduğu LGBT gibi yapıları kim finanse ediyor sizce? Soros, Rockfeller gibi isimleri bilirsiniz, az araştırın bu adamları bakalım, nereden kazanıp nereye harcıyorlar.
Karın doyurdunuz eyvallah. Ama gönülleri doyuramadınız ve karnını doyurduğunuz insanların İslam’la alakası kalmıyor. Toplumda yani kaleniz saydığınız yerde ahlak çöküyor.
Davamız dediğiniz şeyi destekleyin, yoksa Allah gücü topluluklar arasında dolaştırıp duruyor. Eskiden Osmanlı idi dünyada söz sahibi, bugün ABD. Eskiden Türkiye’de iktidar size göre “onlar”dı, bugün ise güç sizde, imkan sizde, para sizde. Yoksa bu 17 yılın hesabını size mutlaka ödetecek torunlarınıza hesap veremezsiniz.