Siz bu yazıyı okumaya başladığınızda sınav sistemimizde yeni bir değişiklik olacak mı bilmiyorum. Yazdığım bilgiler, benim ulaştığım son verileri kapsar… Her gelecek olan yakındır ve her yakın bir gün gelecektir. Sınavların zamanı da gelecek. Öğrenciler sınavlara girecek. Sorulardan daha çok onun hazırlığı ve sistemsel tartışmaları çocukları yoruyor.
Sanıyorum sınavları hazırlayanların böyle beklentisi olan çocukları yok. Olsaydı daha farklı davranırlardı. Mesela üniversiteye giriş için her hafta yeni bir açıklama yapılmazdı. Gece yarısı yapılan basın açıklamasıyla, sınavların soru dağılımı yeniden düzenlenmezdi. Evde çocuğunun itirazıyla bile olsa daha ayakları yere basan projeler ortaya konurdu.
Şurası bir gerçek ki yapılması gereken yapıldı. Yani eleştirilere kulak verildi ve temel dersler sınava dâhil edildi. Ama bu kaçıncı at değiştirme böyle. Biz atlarla uğraşırken derede boğulmaktan kurtulamayacağız. Bu sınavlara hazırlanan ve yarınları omuzlarında hissedecek gençlere yazık oluyor.
Hele bir lise giriş sınavlarımız var ki… Pardon sınav kalktı değil mi? Artık sınavsız gireceğiz. Eviniz kenar mahalle bulunuyorsa ve çocuğunuzda “nitelikli” bir okula girecek kapasite yoksa, hapı yuttunuz. Bir reklamı hatırlıyorum; “küçük sen küçük kal!” şimdi tam da öyle oldu. Taşradaysan orada kal ve içeri girme. Onlar hep “kenar mahallenin liselileri” olacak. Bütün okullarımızda aynı eğitim mi var? Güldürmeyin adamı! Yani merkezdeki bir Anadolu Lisesi'nde bütün derslerin öğretmenleri tamken, kenar mahallede ek ders ücreti karşılığı görevlendirilmiş öğretmenlerin çalıştığını bilmemek çok ayıp olur. Bilip de bilmiyor gibi yapmak, daha da ayıp…
Ben “nitelikli ve niteliksiz” kelimeleri ile ilgili cümle kurmayacağım. Bu kelimeler, her yeri ıslatacak kadar çok su götürür. Ama keşke bıraksaydık ve çocuklarımız çalışsaydı… Onlar çalışmasının karşılığını görseydi. Sadece evinin konumu ve babasının maddi durumu nedeniyle istemediği bir okula gitmek zorunda olmasaydı. Tabi bir çocuğun lise hayatını ortaokuldaki öğretmenlerin not konusundaki bonkörlüğü de belirleyecek. Siz çok adil olacaksınız, ama bu konuda denetimlerin olmadığı / olamadığı not verme sisteminde birçok okulda bolca notlar verilecek. Kimin hakkını koruyacağız? Ezilmesin diye çok not verilene mi yanalım, adaletli davranıldığı için yarış dışına itilmiş olana mı?
Bazı “özel” okullar için sınav yapılacak. Ancak bu seneye mahsus 6. ve 7. Sınıf müfredatından soru sorulmayacak. Açık uçlu sorular gelecek denirken, kapalısı bile muamma oldu. Seneye neresi değişecek? Bunun kalacağından kim emin?
Yeni sistemin en güzel tarafı, herkesin bu sınava girmek zorunda olmaması… Ama biliyorum ki tüm öğrenciler girecek veya buna teşvik edilecek. Allah, her kuluna ayrı bir kabiliyet vermiştir. Kimi uçar, kimi de yüzer… Hızlı koşan, iyi şarkı söyleyenden daha değerli olmamalı… Öyleyse sanayide çalışmaya, hizmet sektöründe eleman olmaya ve orada istihdam edilmeye layık adaylarımız da olacak. Önemli olan, onların insanca yaşayabileceği çalışma ve ekonomi şartlarını oluşturmak. Burası düzelirse üniversite kapısındaki yığılma da üniversite mezunu işsizler ordusu da azalır.
Tabii şimdi bekleyeceğiz… Ama korkumuz odur ki; bir zaman geçecek ve “Bu sınav sistemi çok kötü, böyle sistem mi olur? Bunu kökten değiştireceğiz…” sesleri yükselecek. Yeni bir sistem kurgulanacak. Sonra bu böylece devam edecek. Keşke bunların taslakları kamuoyuna açıklansa ve konuyla ilgili lehte veya aleyhte görüşler alınsa… Böyle yaz- boz yapmasak. Biz öğretmenler veya veliler bir şekilde buna uyum sağlarız. Lakin bu sınava hazırlanan ve buna umut bağlayanlar için yazık oluyor.
Tabi tüm bu sınav kaygıları asıl büyük kulluk sınavını da unutturuyor. Onu göz ardı ediyoruz. Burayı unutmamak lazım…