Demokrat Olmak…

yazar-28

Son iki haftanın siyasi gündemine bakınız. İnanılmaz bir hızla değişiyor, yeni görünümler kazanıyor. Kırk yıldır birleşemeyen merkez sağ birleşiyor. Solda birleşme telaşı ve çabaları. AKP siyaseten zayıfladığı gibi moral olarak da gerilemeye başlıyor. Dışarıdan desteklerin sonu geliyor. Bu kadar hızlı bir değişimin arkasında neler var diye düşünmeden edemiyorsunuz. Birileri manipülasyon mu yapıyor. Neden olmasın ki…

AKP’nin son ay içinde yaptığı inanılmaz siyasi hatalardan faydalanmak isteyen siyaset bu yeni manzaranın sebebi. Özellikle DYP-Anavatan birleşmesinin kesinleşmesi bunun bir göstergesi. Aslında geç kalınmış bir siyasi toparlanma bu. Yıllarca aynı söylemlerle halkın karşısına çıkanların bir araya gelememe ayıbı da son buldu. Bir de eski istenmeyen kimseler aday gösterilmez ve siyasete yeni bir nesil kazandırılırsa yapılan işin o zaman bir anlamı olur. Yoksa işleri zor.

Aslında bu birleşmenin esas AKP’en kaçacak oylara yeni bir adres göstermek. Önceleri bu adres MHP olarak görünüyordu. Şimdi manzaraya bakınca yeni bir cazibe merkezinin oluşmaya başladığını görüyoruz. Demokrat parti bu adres olmaya aday ama başarabilecek mi? Zaman gösterecek.

Son günlerde dillendirilmeye çalışılan ciddi bir olay daha var. Seçimlerde AKP’yi hem siyaseten, hem de kadro olarak destekleyen cemaatlerin buradan desteklerini çekmeleri. Özellikle de Gülen cemaatinin ABD’de kalıcı yaşama izni almak için müracaat eden Gülen’e Gül vasıtasıyla olumlu cevap vermesi, fakat hemen Erdoğan’ın devreye girerek bunu geçici izine dönüştürmesinin hesabı sorulur gibi bir düşünce de var. Nevval Sevindi’nin artık siyaset yapılmaz diye AKP ye terk etmesi ve DYP’ye katılması gözden kaçmamalı. Anlaşılan Mehmet Ağar bu konuda bir adım öne geçti.

Her ne olursa olsun Demokrat Parti adını alan birleşmenin siyasete yeni ufuklar açacağı görülüyor. Tabii nasıl bir liste ile çıkacakları da önemli. Adlarının başlarına devlet adamıdır, onun gibisi yoktur laflarının iliştirildiği eski tüfekler sahneye yeniden çıkacak olursa Ankara’da parlayan yıldızın mesela Konya’da pek revaçta olması mümkün değil. Buna dikkat etmezlerse beklenen oyu alabileceklerini sanmam. Demokrat Parti liste arazına yakalanırsa Aydın Menderes’in dediği gibi baraj sıkıntısından kurtulamaz.

Bu manzara karşısında asıl dikkat etmesi gerekenin MHP olduğu ortaya çıkıyor. Devlet Bahçeli iyi düşünmeli ve hepsini merkezde kendisinin tespit edeceği adaylarını iyi seçmeli. Yeni isimler, dinamik isimler MHP için şart. İyi bir liste MHP’yi sıçratacağı gibi, onay almayacak ve küskünleri ayrıştıracak bir listede MHP’yi barajın altına atabilir. Böyle bir hengâmeden Bahçeli’nin uzun ömürlü çıkması mümkün değil. Şimdilik sadece tartışılan kararları MHP’de ciddi bir iç sıkıntı, hatta hesaplaşma yaratabilir.

Sol beni pek fazla ilgilendirmiyor. Benim açımdan kazansalar da olur, kaybetseler de. CHP çok iyi kadrolarına rağmen beş yıldır ne yaptı ki bundan sonra da yapsın.

Bir noktayı düzeltmek gerek. Özellikle Cumhurbaşkanı adayı olduktan sonra hakkında olmadık şeyler söylenen Abdullah Gül’ün açıklamalarına dikkatle bakıyorum. Israrla 28 Kasım 1995 tarihli Posta gazetesinde de yayınlanan açıklamayı ben yapmadım diyor. Gerçekten akla sığmayan bir açıklama. Ben böyle bir şey demedim diyor. The Guardian muhabiri ısrarlı. Bant kayıtları var diyor. Ben tercümenin yanlış yorumlandığını ve Abdullah Gül’ün Cumhuriyet hakkında yanlış sözler etmediğine inanıyorum. Bunu da geçen haftaki yazının bir tashihi olarak kabul edin…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.