MUĞLA (AA) - SABRİ KESEN - Marmaris'e yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan ve etrafını çeviren ormanlarla ziyaretçilerini kendine hayran bırakan Orhaniye köyü, efsanevi Kızkumu Plajı'nın ünü sayesinde her yıl binlerce turisti ağırlıyor.
Plajın ziyaretçilerinin büyük bölümü cip safari turlarına katılan Ortadoğulu turistlerden oluşurken, bölgede çekilen dizi ve filmlerin de plaja ilgiyi artırdığı belirtiliyor.
Kızkumu'nda yaklaşık bir saat kalan yerli ve yabancı turistler, Poseidon çayırlarının bir arada tuttuğu kumlardan denize doğru uzanan yaklaşık 2 metre genişliğindeki yolda yürüyor. 600 metre uzunluğundaki yolu adımlayan ziyaretçiler, suyun üzerinde yürüyormuş hissine kapılıyor.
Birkaç metre mesafede demirli bulunan yatlar ve teknelerin yanında yürüyen turistler, bu heyecanlı anları fotoğraf makineleriyle kaydederek ölümsüzleştiriyor.
Orhaniye Mahallesi Muhtarı Cem Dinç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kızkumu Plajı'nın tanıtımı ve korunması için dernek kurduklarını, böylelikle gelen turistlere daha iyi hizmet vermeye başladıklarını söyledi.
Deniz üzerinde yürüyenleri görmek ve bu heyecanı tatmak için her yıl binlerce kişinin plajı ziyaret ettiğini anlatan Dinç, sadece mahallenin değil, Marmaris'in ve Türkiye'nin en büyük zenginliği olarak değerlendirdikleri plajın korunması için dernek çatısı altında faaliyetlerine başladıklarını dile getirdi.
- "Ortadoğulu turist ilgisi dizilerden sonra arttı"
Özellikle Ortadoğulu turistlerin çok yoğun ilgisiyle karşılaştıklarını ifade eden Dinç, Ortadoğulu turist ilgisinin bölgede çekilen dizi ve filmlerin ardından daha da arttığını kaydetti.
Dinç, geçmiş yıllara göre Kızkumu Plajı'na ilginin kat kat fazla olduğunu belirtirken, "İlgi Kızkumu'na çok fazla, biz bile bu kadar beklemiyorduk. Burada çekilen dizi ve filmler nedeniyle ilgi daha da artıyor. Özellikle Ortadoğu'dan ciddi sayıda gelen misafirlerimiz var. Ortadoğulu turist ilgisi dizilerden sonra arttı." dedi.
- "Görmeden bu dünyadan gitmesinler"
Şu anda verilen hizmetle Kızkumu Plajı'nın yoğunluğu zor karşıladığını vurgulayan Dinç, "Denizin üstünde günde ortalama 3 binin üzerinde insan yürüyor. Kızkumu çok farklı, denizin üstünde yürüme hissi vermiyor, sizi denizin üstünde yürütüyor. Herkese kapımız açık, herkesi bekliyoruz. Gelsinler görsünler, görmeden bu dünyadan gitmesinler." diye konuştu.
Efsanedeki prensesin temsili bir heykelinin yer aldığı Kızkumu'nu görme fırsatını elde eden turistler de denizin üzerinde yürümenin çok farklı bir duygu ve heyecan verici olduğunu dile getirdi. Ziyaretçiler, rehberlerinden plajla ilgili efsaneyi öğrendikten sonra kumdan yolda yürüdüklerini anlattı.
- Kızkumu Plajı efsaneleri
Kızkumu ile ilgili iki efsane anlatılıyor.
Köylülerin anlattığı ve geçmiş yıllardan bugüne kadar gelen Kızkumu ile ilgili efsaneye göre, 3 bin yıl önce Baybassos Kenti'nin kralı, düşmanlarıyla giriştiği uzun yıllar süren savaşı kaybeder. Kenti ele geçiren düşmanlar, kral ile halkını öldürür. Krallığın güzelliğiyle meşhur prensesi, korsanlardan kaçmaya çalışır. Deniz kıyısına gelen ve yüzme bilmeyen prenses, mucize sonucunda eteğine doldurduğu kumları serptikçe deniz üzerinde bir yol oluşmaya başlar. Havanın karanlık olması nedeniyle yolunu kaybeden prenses, eteğindeki kumlar bitince boğularak yaşamını yitirir. O günden sonra da koy, Kızkumu olarak adlandırılır.
Kızkumu ile ilgili diğer efsane ise güzel bir prensesin imkansız aşkıyla ilgili. Kralın kızı fakir bir balıkçıya aşık olur, ancak babası evlenmelerine karşı çıkar. Birbirlerini çok seven iki genç, kraldan gizli sık sık buluşur. Kayıkla denizden gelen balıkçı genç, her defasında prensesin yaktığı ateşi görerek sevgilisinin bulunduğu yere gelir. Durumdan şüphelenerek askerlerine kızını takip ettiren kral, gizli buluşmalardan haberdar olur. Bir gece kızını yakalatan kral, askerlerine ateşle işaret vermesini söyler. Işığı gören balıkçı askerlere doğru gitmeye başlar. Askerlerin elinden kaçan prenses, koyun karşısına geçerek sevgilisini kurtarmak için denize atlar. Bu sırada bir mucize gerçekleşir ve prensesin adım attığı her yer kuma dönüşür. Kızın peşinden koşan askerler ise suya gömülür. Bu sırada askerlerden birinin fırlattığı ok, kıza saplanır. Prensesten akan kan, denizi kırmızıya boyar. Genç balıkçı ise kızı alarak sandalıyla uzaklaşır ve bir daha kimse onları görmez. O günden sonra da koy, Kızkumu olarak adlandırılır.
AA