Hain örgütün terör saldırıları ve onlarca asker ve polisimizin şehit olması nedeniyle insanın ne günlük hayatından tad alabildiği ne de futbol izleyesi geliyor. Fakat tersinden baktığınızda terörün zaten amacı bu. İnsanları dehşete düşürüp günlük hayatlarını yaşamalarına izin vermemek, korkunun, üzüntünün hakim olmasını sağlamak. Bu yüzden isteksiz de olsa hayatı yaşamaya devam etmek gerekiyor.
Baştan söyleyeyim; bu yüzden Osmanlıspor maçından hiç zevk almadım. Aslında maç çok kötü değildi. Osmanlı çok iyi, çok diri bir kadro kurmuş. Takımda tanıdığımız dört oyuncu var. En tehlikelisinin Torje olacağı belliydi. Diğer tehlikeli oyuncuları da Ndiaye ve Webo’ydu. Konyaspor da hem oyuncu tercihleri hem de diziliş açısından iyi bir kadroyla sahadaydı. Tek korkutan isim ise Mehmet Uslu’ydu.
Maçın başından itibaren iki takım da yüksek konsantrasyonuyla dikkat çekti. Pas hatası yapmamaya özen gösterdikleri gibi özellikle orta sahada üstünlüğü kaptırmamak için müthiş bir mücadele verdiler. Konyaspor’da daha çok sol kanatta oynayan Torje, sağdan sürekli Uslu’nun üzerine gidince golün oradan geleceği belli oldu. Maç genel olarak ortada giderken kontra pozisyonda yalnız kalan Torje’nin sert ortası Konyaspor ceza sahasını karıştırdı ve ağır stoperler N’Diaye’nin çalımlarını ve golünü izlemekle yetindiler. İlk yarı Sissokko’nun kilolu görüntüsü ve düşük performansıyla Sissokko da kötü bir görüntü sergiledi.
İkinci yarı başlar başlamaz Osmanlı savunmasının uyuduğu bir anda Sissokko’nun attığı golü, açıkçası beklemiyordum. Şans golü olduğunu da itiraf edelim. İkinci yarıya Kocaman’ın Rangelov’un yanına Bajiç’i alması ise yine beklenmeyen ama maçın en kritik hamlesi olduğu ilerleyen dakikalarda belli oldu. Osmanlı defansı, hücumu daha çok düşünen ve kalabalık gelen Konyaspor’u çok kötü savundu. Çok adam kaçırdılar ve ikinci golü resmen davet ettiler. Meha ilk maç hariç tüm maçlarda takımın en iyilerinden biri oldu ve bu maçta da asist ve gollerine devam etti.
Fakat oyunun tamamen Konyaspor lehine dönmesini, Dossa’nın rakip sahada saçma sapan bir faul yaparak kırmızı kart görmesi engelledi. Fakat Osmanlı bu fırsatı değerlendiremedi. Şuursuz baskısı sadece Hakem Çağatay Şahan’ın haksız bir penaltı vermesini sağlayabildi. Hey hat! Haftalardır beklediğimiz Serkan Kırıntılı penaltıyı kurtarıp hakemi yenerken, taraftara da “kalenin sahibi benim” dedi.
Zevk alamasak da deplasman 2-1’lik deplasman galibiyeti moralimizi hayli düzeltti.
Konyaspor, Sivas ve Mersin maçlarından 4 puan çıkarırsa önünü ciddi şekilde açar.