BARTIN (AA) - SELİM BOSTANCI - Türkiye'de 1999 depreminden sonra gelişmeye başlayan hafif çelik yapılar, depreme dayanıklılığı, estetiği, konforu, yüksek izolasyon değerleriyle rağbet görüyor.
Birçok yıkıcı deprem yaşayan ve büyük bölümü deprem kuşağında yer alan Türkiye'de, binaların depreme karşı güvenli bir şekilde inşa edilmesi büyük önem taşıyor.
Esnekliği, hafifliği sayesinde depreme karşı güvenli bir yapı sistemi olarak öne çıkan hafif çelik yapılar, "Asrın felaketi" olarak nitelendirilen 1999 Marmara Depremi'nden sonra artan bir ivmeyle talep görüyor.
Bartın Özel Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren Çelikerler konstrüksiyon firması, 1999 depremlerinin ardından artan çelik minare, kubbe ve cami imalatının yanı sıra, hafif çelik yapılar ve prefabrik konut imalatına da başladı.
Firmanın genel müdürü Ramazan Çeliker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ulus ilçesi Kumluca beldesinde 1844'te kurulan sıcak demir atölyesinde 1996'da 5'inci kuşak olarak devraldığı iş yerinde çelik konstrüksiyon, çelik minare ve hafif çelik yapı üretimini de portföyüne eklediklerini söyledi.
Çeliker, 2009 yılında teşvikten yararlanarak Bartın Özel Organize Sanayi Bölgesi'nde 2 milyon dolar yatırımla üretimlerini fabrikaya taşıdıklarını ve bugün konteyner, nakliye ve vinç grubuyla hizmet verdiklerini anlatarak, "Özellikle 17 Ağustos 1999 Gölcük, 12 Kasım 1999 Düzce ve 2011 Van depremlerinin ardından çelik sektörüne ciddi yatırım yaptık ve 200 metrekarelik atölyede başladığımız demircilik işinde bugün 25 bin metrekarelik alanda dünyanın dört bir yanına ihracat yapan bir şirkete dönüştük." dedi.
- "Çelik yapı sektöründe ciddi artış var"
Birçok yıkıcı depremin yaşandığı ülkede Gölcük, Düzce ve Van depremleriyle binaların depreme karşı güvenli bir şekilde inşa edilmesinin öneminin görüldüğüne işaret eden Çeliker, şöyle devam etti:
"Depremlerden sonra çelik yapı sektöründe ciddi bir artış var buna bağlı bizim de sektörde üretim kapasitemiz de artıyor. Türkiye'de çeliğin bilinirliği ve ihtiyacı her geçen gün artıyor. Depreme dayanıklılığı, estetiği, konforu, yüksek izolasyon değerleriyle hafif çelik yapı sistemi, deprem kuşağında yer alan Türkiye için vazgeçilmezdir ancak depremlerden önce yüzde 3 bilinen çelik yapı da bu bilinirlik yüzde 8'lere çıktı ama bu hala yetersiz, tanıtıma ihtiyacı var."
Çeliker, prefabrik evlerin satışlarında, deprem güvenliği ve fiyatlardaki düşüş nedeniyle ciddi oranda artış yaşandığını, çelik yapıların, deprem ve diğer afetlerde yıkılma oranının yok denecek kadar az olduğunu vurguladı.
Bir deprem bölgesindeki binanın yer yarılıp, içine girmiyorsa çelik yapının en son yıkılacak bina olduğunu iddia eden Çeliker, "Bunu net bir şekilde söyleyebiliyoruz. Bunun yanında çelik yapılar hızlı yaşam üniteleri olarak da kullanılabiliyor. Betonla 6 ay 1 yılda yapılan bir iş 1-3 ay arasında teslim edilebiliyor. Yine şu anda yurt içi ve yurt dışında ciddi işler yapıyoruz." şeklinde konuştu.
- "Talebe göre yatırımlarımıza hız veriyoruz"
Van depreminin ardından Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın talebi üzerine 550 adet acil deprem konteyneri yaparak deprem bölgesine ulaştırdıklarını, bunun yanında Suriye ve Irak'a da ürünler gönderdiklerini anlatan Çeliker, Avrupa ve Amerika'da yoğun bir kullanıma sahip olan çeliğin Türkiye'de 1999 Marmara Depremi'nden sonra daha fazla kullanılmaya başlandığına işaret etti.
Çeliker, 65 yıl tamir ve bakım garantisi verdiği çelik minare ve kubbe üretimiyle sürdürdükleri çelik konstrüksiyon uygulamalarında hizmet ağını genişlettiklerine değinerek, "Özellikle 1999 depremlerinden sonra şiddetli sarsıntılara bile dayanan çelik minarelerin ardından hafif çelik yapılara da talep arttı. Depremlerden sonra yüzde yüz artan talebe göre yatırımlarımıza hız kazandırıyoruz." dedi.
Çeliker, yatırımlarını iki kat artırdıklarını, şu anda yıllık bin olan minare üretim kapasitesine de yükseltmeye devam ettiklerini belirterek, "2008'den itibaren de ihracat yapmaya başladık. 25 bin metrekarelik fabrikamızı 60 bin metrekareye çıkarmak için çalışmalarımız da devam ediyor." ifadelerini kullandı.
İstenilen ölçülerde ve tasarımda imalat imkanları bulunduğunu anlatan Çeliker, çelik minarenin, üstün mukavemet özellikleri sayesinde tasarımda büyük esneklik sağlayacağını, deprem gibi doğal afetlere dayanma gücünün çok yüksek olduğunu kaydetti.
Beton bir minarenin ağırlığının 80 ton iken çelik minarenin ağırlığının 8 ila 14 ton arasında değiştiğini anlatan Çeliker, bunun da olası bir afette vereceği yıkımın boyutunu ortaya koyduğunu dile getirdi.
Çeliker, referandumla yeni minare yapılmasına yasak getirilen İsviçre'de, Olten Türk Kültür Ocağına yaptırılan ülkenin son minaresini de kendilerinin inşa ettiğini de aktararak, ülke genelinde son 10 yılda 5 binin üzerinde çelik minare diktiklerini sözlerine ekledi.
AA