Depresyonun toplumda en sık gördükleri ruhsal rahatsızlıklardan biri olduğunu anlatan Dr. Harmancı, depresyonun kadınlarda erkeklerden iki kat daha fazla görüldüğünü söyledi. İlk atak depresyonunu özellikle 25-44 yaş aralığında gördüklerine değinen Dr. Harmancı, "Ama bu şu demek değildir; ergenlerde, çocukluk döneminde veya ileri yaşlarda da yine ortaya çıkabilen rahatsızlıklarımızdan bir tanesidir. Tanı koymada özellikle kişinin bize verdiği öykü ve yakınlarından aldığımız öykü bizim için önemlidir. Bu laboratuvar tetkiklerimiz görüntüleme yöntemleri bizim daha az kullandığımız veya bize daha az faydası olan testlerden bir tanesidir depresyon rahatsızlığında" dedi.
"HASTALARIMIZDA SIKLIKLA İNTİHAR DÜŞÜNCESİ EN ÖNEMLİ DUYDUKLARIMIZDAN"
Depresyon hastalarında sıklıkla gördükleri belirtilerden söz eden Dr. Harmancı, "Çoğu zaman keyifsizlik, mutsuzluk, huzursuzluk hissi olumsuzluklar daha fazla ön plana çıkıyor. Daha hızlı yorulmalar ortaya çıkıyor. Kendini kötü hissetme halleri her şeye karşı ilgiyi kaybetme onun dışında yaptığı eylemlerden zevk alamama hali yine duyduğumuz şeylerden bir tanesi. Uyku, iştah değişiklikleri görebiliyoruz hastalarımızda. İşlevselliklerinde bozulmalar ortaya çıkabiliyor. Değersizlik düşünceleri ve daha önemlisi intihar düşüncesi sıklıkla duyduğumuz şeylerden bir tanesidir. Bu açıdan bizim için önemlidir" ifadelerini kullandı.
"HER KEYİFSİZLİK VE MUTSUZLUK HİSSİ DEPRESYON DEĞİLDİR"
Her keyifsizlik ve mutsuzluk hissinin depresyon olmadığının da altını çizen Dr. Harmancı, "Yani klinik olarak tanı koyabilmemiz için özellikle bazı kriterler gerekmektedir. Nedir bunlar, işte mevcut semptomlar iki haftanın daha üzerinde mi ortaya çıkıyor? Hemen her gün oluyor mu? Kişinin işlevselliğini etkiliyor mu? Eğer bunlar var ise biz buna klinik olarak depresyon tanısını koyabiliyoruz. Klinik depresyon neden ortaya çıkabiliyor, burada özellikle ailesel faktörler önemlidir. Tabi bu şu demek değildir; genetik olarak yani bir depresyon hastasının varlığı bütün sonraki nesil için risk anlamına gelmiyor. Yani hepsinin hasta olacağı anlamına gelmiyor. Ama mevcut riski arttıracağına dikkat etmek gerekiyor. İkinci olarak çevresel faktörler, ölümler, yaşam içi stresler ilişkideki sorular, iş yaşantımızdaki sorunlar alkol madde kullanımına bağlı ya da fiziksel hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Bunlar, özellikle beyni ilgilendiren durumlarda inmelerden sonra Parkinson varlığında ve ya MS hastalığında veya tansiyon şeker hastalıklarına bağlı olarak veya guatr hastalıkları ile birlikte yine ortaya çıkabilen hastalıklardan bir tanesi. Aynı zamanda kullanılabilen ilaçlarla birlikte de ortaya çıkabiliyor. Mesela stereo kullanan hastalarda, kanser tedavisi gören hastalarda doğum kontrol hapı kullanan hastalarda yine depresif yakınmalar ortaya çıkabiliyor bunlara dikkat etmek gerekiyor" şeklinde konuştu.
" KLİNİK OLARAK TANINABİLİR VE ETKİN TEDAVİ UYGULANABİLİR"
Depresyonun klinik olarak kolay tanınabilen ve tanındığı zaman da etkin tedavi edilebilen rahatsızlıklardan bir tanesi olduğunu da anlatan Dr. Harmancı, "Ne kullanıyoruz tedavide. Çoğunlukla ilaçlar, psikoterapi yöntemleri eğer bunlarda yetersiz kalıyorsa, yine uyarı yöntemleri dediğimiz EKG, TMU gibi bir takım yöntemler var ki bunlarda bizim elimizi güçlendiriyor. Depresyon şu demek değil; kişideki bir inanç eksikliği hali bir kişilik zafiyeti ya da bir zayıflık hali değildir. Klinik bir rahatsızlıktır ve tanınması kolay olan bir rahatsızlık olduğu gibi etkin bir şekilde tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır" diye konuştu. iha