Dergâhın bilinmeyen yönleri

Hz. Mevlana'nın sandukası altında bulunan asıl mezarına 733 yıldır sadece 1 kişi girebildi. Müzenin duvarları yapılırken harcına hem sağlam olsun hem de karıncalar girmesin diye yumurta akı konuldu. Müzedeki Kur'an-ı Kerim'ler güve yemesin ve nemlenmesin

Hz. Mevlana'nın yaşarken dergâh olarak kullandığı ve 1926 yılında Atatürk tarafından müzeye çevrilen Mevlana Müzesi sadece Hz. Mevlana'nın türbesinin bulunmasıyla değil, içinde barındırdığı ilginç özellikleriyle de insanların ilgisini çekiyor.


Bugün müze olarak kullanılan Mevlana Dergâhı’nın yeri, Selçuklu Sarayı'nın Gül Bahçesi iken bahçe, Sultan Alaeddin Keykubad tarafından Mevlana'nın babası Sultanü'l-Ulema Bahaeddin Veled'e hediye edilmişti. Hz.Mevlana, 17 Aralık 1273 yılında vefat edince Mevlana'nın oğlu Sultan Veled, Mevlana'nın mezarı üzerine türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiş, "Kubbe-i Hadra" (Yeşil Kubbe) denilen türbe 8 kalın sütun üzerine 130 Bin Selçuki dirhemine Mimar Tebrizli Bedrettin'e yaptırılmıştı. Mevlevi Dergahı ve Türbe 1926 yılında "Konya Asar-ı Atika Müzesi" adı altında müze olarak hizmete başladı, 1954 yılında ise müzenin teşhir ve tanzimi yeniden gözden geçirilmiş ve müzenin adı "Mevlana Müzesi" olarak değiştirildi.


MÜZENİN BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ


Mevlana Müzesi gerek mimarisinde gerekse müze içinde bulunan ilginç tarihi eserler ile gizemini hala saklıyor. Özellikle mimarisinde ve dergah içindeki eserlerin yapım malzemelerinin o günün özelliklerine göre oldukça ileri bir safhada olması dikkat çekiyor. Binanın inşası sırasında inşaa malzemesinin içine hem yapı sağlam olsun hem de karıncalar içeri girmesin diye inşaat ustaları tarafından yumurta akı katıldı. Bu sayede duvarlara çivi bile çakarken zorlanacak kadar sağlam bir yapı elde edilirken karınca ve böceklerin dergah içine girmesi engellendi. Ayrıca müze içinde yapılan özel bir düzenek ile mum isleri ve insanların ağzından çıkan su buharı bir yerde toplanarak yapıya ve müze içindeki eserlere nemden dolayı zarar gelmesi engellendi.


Müzede şu an sergilenen ve zamanında Mevleviler tarafından kullanılan el yazması Kur'an-ı Kerim'ler, hem nemden etkilenmesin hem de güveler yemesin diye mum isi ile yazıldı. Bu sayede 11. yüzyıldan bu yana dergâhtaki birçok Kur'an-ı Kerim bugün bile hala bozulmadan durabiliyor. Ayrıca müze içine örümceklerin girmemesi ve yuva yapmaması için müzenin muhtelif yerlerine devekuşu yumurtaları asıldı. Bu yumurtalar sayesinde müzenin içine hiç bir koşulda örümcek giremiyor.


ZAMANININ ÖTESİNDE BİLİM MALZEMELERİ


Hz. Mevlana zamanında Mevlevilerin musiki ile ilgilendikleri tarihi belgelerde belirtiliyor. Müze içinde yer alan bir bölümde Mevlevilerin o zamanlar musiki yapmak için kullandıkları müzik aletleri sergileniyor. Bu aletler içinde bulunan keman ise özellikle dikkat çekiyor. Dünyadaki tek 8 telli keman olan bu kemanın Türk Musikisinde bulunan bütün makamların rahatlıkla çalınabildiği nadir kemanlardan olduğu belirtiliyor. Ayrıca Galileo'nun "Dünya Yuvarlaktır" diye ortaya attığı tezi nedeni ile Engizisyon mahkemesinde yargılanıp işkence gördüğü ve asıldığı o yıllarda dergahta eğitim gören Mevlevilere dünyanın yuvarlak olduğu gerçeği hazırlanan küçük dünya küresi ile uygulamalı olarak anlatılıyordu. Müzede bulunan seccadelerde ise Pablo Picasso'nun fikir babalığını yaptığı iddia edilen soyut resim örneklerinden Picasso'dan yüzyıllar önce bulunması ise dikkat çekici özelliklerden birisi.


Hz. Mevlana, 17 Aralık 1273 yılında vefat edince türbesi Dergahın içine yaptırıldı ancak Mevlana'nın asıl mezarı sandukasının aşağısında yer alıyor. Yaptırıldığı yıldan beri Mevleviler dahil kimsenin girmediği bu mezara rivayete göre sadece bir kişi girebildi. Bu kişi de Sultan 4.Murat. Mevlana'nın türbesini ziyaret ettiğinde dergahta bulunanlara mezara girmek istediğini söyleyen ve bütün ısrarlarına rağmen mezara girmesine izin verilmeyen 4. Murat bunun üzerine elindeki tespihi, ağzı açık olan mezar yerinin içine atmış ve tespihini düşürdüğünü ve birinin gidip almasını istemiş. 7 yaşındaki bir çocuk mezara indirilerek tespih aldırılmış. Mezar yerine girip çıkan çocuğun dilinin tutulduğu ve o günden sonra bir daha konuşamadığı rivayet ediliyor. O günden sonra mezar yerinin üzeri betonla kapatılıp üzeri kurşunla kapatıldığı ve kimsenin mezara girmediği ifade ediliyor.


MEVLANA TÜRBESİ’NE ZİYARETÇİ AKINI


Mevlana’nın 733. Vuslat Yıl Dönümü etkinliklerinin ikinci gününde, Mevlana Müzesi, yaklaşık 7 bin kişi tarafından gezildi. Mevlana Müzesi Müdür Yardımcısı Naci Bakırcı, yaptığı açıklamada inanç turizmi açısından büyük önem taşıyan Mevlana Müzesi’nin Türkiye’de en fazla ziyaret edilen müzeler arasında yer aldığını söyledi. Bakırcı, müzenin geçen yıl, 1926 yılından bu yana en yüksek ziyaretçi rakamına ulaşarak, 1 milyon 392 bin 710 kişiyle rekor kırdığını bildirdi.


Özellikle okulların kapanmasıyla başlayan tatil dönemlerinde Mevlana Müzesine olan ilginin arttığını belirten Bakırcı, “Yaz aylarında ziyaretçi sayısında ciddi artışlar olur. Kış aylarında ise Mevlana’yı anma etkinlikleri dışında ziyaretçi sayısı düşer” dedi. Bakırcı, tur otobüslerinin yoğun olarak Konya’ya geldiğini müze çevresinde otobüsler dışında başka araç görmenin mümkün olmadığını söyledi. Bu yıl 17 gün sürecek törenlerin 60 bin kişi tarafından izlenmesinin beklendiğini belirten Bakırcı, şöyle konuştu: Etkinlikler süresince 17 günde yaklaşık 100 bin kişinin Mevlana Müzesi’ne gelmesini bekliyoruz. Şu andaki yoğunluk bu rakama ulaşacağımızı gösteriyor. Konya’ya turlarla gelen turistler, Mevlana Müzesi ve diğer müzeler ile açılan sergileri geziyor, akşam saatlerinde de sema programını izliyor. iha, aa


 

Tarih Ve İnsan Haberleri

Dominika Neresi? 90 Güne Kadar Vize Serbest
Kur'an ve Tevrat'ta Yahudilerin sonu ne zaman? Türkler Yahudilerle Savaşacak mı?