İşte Abdurrahman Dilipak'ın "yine söylüyorum" başlıklı yazısı:
FETÖ’nün gaybubet evlerinde gizlenen yargı imamları yeni senaryolar peşindeler.
Söylüyorum: Bunlar her türlü hile ve oyun peşindeler. Bu işi sulandırmaya çalışıyorlar.
1-Eskiden kendileri ile teması olup da, daha sonra ayrılanlar bu çevrelerin kurdukları İHBAR mekanizması ile suçlu ilan ediliyorlar. Böylece hem ayrılanları cezalandırıyorlar, hem kendilerini aklıyorlar, hem de işi sulandırıyorlar.
2-Kripto Gizli Tanıklar icad ederek, başka mahkemeler ve emniyet MİT arşivlerindeki elde edilen bilgileri, kendi adamları üzerinden servis ederek birtakım adamları kurtarıyorlar ve yine bu gizli tanıklar üzerinden, kendilerine karşı isimleri suçluyorlar, iktidar çevresindeki isimleri zan altında bırakmaya çalışıyorlar. İktidara yakın isimleri zan altında bırakmanın dışında yasadışı ya da toplumda infiale sebeb olacak bilgilere ulaşılmasına sebeb olacak birtakım kişi ve olayların adreslerini vererek, yargıyı ve polisi bu soruşturmalarda iktidarla karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar.
3-Aynı zamanda Gizli Tanıkların ifadelerine eklemeler ve çıkartmalar yapıyorlar. Hatta gizli tanıklarla pazarlık yaparak, elde ettikleri bilgileri tanık üzerinden tanık ifadesi gibi dosyaya ekleyip, daha sonra o adamları bu ifadeye dayalı olarak o adamları ifade için çağırıp, elde ettikleri birtakım doğru-yanlış bilgilerle birlikte bu bilgileri sorarak, gizli tanık ifadesi olduğunu söyledikleri birtakım konular üzerinden bu kişileri baskı altına alıp, daha sonra avukat ve emekli istihbaratçı diye gidip, kendilerini kurtarmak için paralar talep ediliyor. Ödeme yapmayanların başına gelmedik iş kalmıyor.
Bunların içinde FETÖ’cüler de var, BÇG’liler de. Dahası kendini AK Partili gibi gösteren, AK Parti’ye yakın gösteren birileri de var.
Bu işleri yapan resmi görevlilerin bir kısmı “muteber adam” gibi terfi de ettiriliyor ve herkes bunlardan korkuyor.
4-Belediyelerde, yargıda, merkezi hükümet ve taşra teşkilatlarında bir sürü kripto adam hâlâ görevi başında. Bir arkadaş diyor ki, “Put yapan - satan adam serbest, puta tapanların evinden put toplamaya çalışıyoruz” diyor.
5-Bankada 500 lira, 5000 lira hesabı var diye pasaportuna el konulan işadamını, onların okulunda, dershanesinde okudu, gazetesine abone oldu diye fişlenen adamı, onların kucağına itiyor olabilirsiniz. Bir dönem herkes onlara yakın durmaya çalışıyordu. Herkes çocuğunu onların okuluna, dershanesine gönderdi. NT’ye mal vermek, belediyelerden iş almak, bakanlıklardan iş almak için himmet ödemeniz, gazete abonesi olmanız gerekiyordu. Şimdi birileri bu kayıtları kullanarak bu potansiyel risk grubunu baskı altına almaya çalışıyor. Bu insanları bunların istismarında kurtarmak gerek.
Bunun için, bir an önce köşe başlarını tutan, hatta terfi ettirilen asıl kripto FETÖ’cülerin bir an evvel kamudan ihracı gerekir. Dışarıda bu işleri tezgahlayan tuzu kuru Kripto FETÖ’cüleri de sanık sandalyesine oturtmak gerekir..
Tabii, bunu yapmak için iktidarın, parti, grub, kabine olarak içini temizlemesi gerek. Bunlardan karı-kız işi gibi şantaja açık tipler ve birtakım çevrelerle örtülü para-iş ilişkisi olanların sistemden ayıklanması gerek. Bunlar giderek mafyalaşıyor. Çoğu ciddi anlamda ahlaki zaaf içindeler. Fuhuş, alkol, kumar illeti ile malüller. Ya da akraba-arkadaş çevresi üzerinden ihalelerle iş ve para ilişkisi kuran içerideki “AKP”liler, en az kripto FETÖ’cüler kadar tehlikeli.
6-Bu FETÖ’cü denilen adamlar, AK Parti çevresindeki muteber kişi ve kuruluşlar üzerinden kendilerini gizlemeye çalışıyorlar. Hatta sızma faaliyetlerinde bulunuyorlar. Bunlar son derece tehlikeli. Bu çevreler, FETÖ’den sonra, FETÖ’ye benzer diğer yapılara karşı operasyon yapılma ihtimaline karşı operasyonların “Cemaatlere sirayet” edebileceği uyarısı ile sureti haktan gözükerek kendilerini korumaya çalışıyorlar. Bu konuda dikkatli bir şekilde acil bir operasyona gerek var. Şunu bilelim bu senaryoda tek bir FETÖ yok ve FETÖ’cü olup da gizlenmeye çalışıp, diğer “muteber” yapılara sızan çok sayıda kişi var.
Ne yapabiliriz? Bu kripto şüphelilerin para hareketlerini izleyin. “Nereden buldun” diye sorun. Mesela herkesin bildiği FETÖ’cüler durup dururken neden, niçin, nasıl, kimin tavassutu ile serbest kaldıklarına bakın. Suçu yoksa, gerçekten sebest bırakılması gerekiyorsa, sorun yok. Ama birileri serbest bırakılması gerekirken hâlâ içeride tutuluyorsa, birileri içeride olması gerekirken dışarı çıkartılmışsa, birilerine haksız şekilde yurtdışı tedbiri filan uygulanmışsa onları kim, neden, niçin, nasıl yapmış bakalım.
Birilerine bugün yurtdışı yasağı getirilip, yarın pasaportu iade edilmişse, araya kim girmiş, niye yasak konulmuş, niye kaldırılmış, kim aracı olmuş, para dönmüş mü bu işte. Hangi şirketlere, beledilerden, maliyeden, bakanlıklardan müfettişler gelip gidiyor.. Mülki idare ve polisten gelip gidenler, emekli birtakım zatların temasları, birtakım avukat ve hukuk bürolarını takibe almak gerek. “Bizimkiler yapmaz” demeyin! Sizinkiler de yapıyor. Muteber adamlar, kurumlar üzerinden yapılıyor bu işler. Cemaatler üzerinden gidiliyor.
FETÖ’cülerle yargı sürecinin, soruşturma sürecinin pek iyi yönetilmediğini söyleyebilirim..
Bana kalırsa içerideki birçok kişinin çıkabileceğini ve dışarıdaki çok sayıda kişinin görevden ya da dışarıda icrayı faaliyette bulunan birçok kişinin alınıp, içeri tıkılması gerektiğini düşünenlerdenim.
İçeride olması gerekenlerin dışarıda olması, dışarıda olması gerekenlerin içeride olması, toplumda derin bir rahatsızlığa sebeb olduğunu söyleyebilirim..
Bir de “Leş kargaları”na ya da “mezar soyguncuları”, “ganimet vurguncuları”na benzetebileceğimiz, 15 Temmuz üzerinden vurgun yapmak isteyen birtakım adamlara dikkat etmek gerek. Her kesimden bu tür mahluklar var ve bunlar bugün için ve gelecek açısından en az FETÖ’cüler kadar tehlikelidir.
Bu ülkede çok güzel şeyler de oluyor elbette. Biz kovamıza su doldurmaya çalışırken, kovamızın dibini delmek isteyen bu hainlere karşı dikkatli olalım.
Seçime giderken, bu hainler, sureti haktan gözükerek yine listelere sızmaya çalışacaklar. “Kıraldan fazla kıralcı”lara dikkat edelim. Bu konuda, “Münafıklara karşı” parti teşkilatlarına büyük görevler düşüyor.
Temizlik tabandan değil, tavandan başlamalı. Merkezden, en tepeden. Ötekilerin cür’et ve cesareti de bunlardan kaynaklanıyor. Birileri “Bana kimse dokunamaz, hesap soramaz” havasındalar. Bu Firavun aklı taşıyanlardan hesap sorulmadıkça kimseye rahat yok. Allahım, bizim ellerimizle bu zalimleri cezalandır. Bunları iki dünyada da rezil ve rüsvay edecek olan Sensin. Bu zalimlere karşı, bize güç ve kuvvet ver, cesaret ver. Amin.
Bu konudaki istismarı önlemek için YARGI ve İSTİHBARAT, Polis teşkilatının yakın ve sıcak takibe alınması gerek. Yoksa işimiz zor.
Zaten PARA’nın izini sürün, neyin ne olduğunu anlarsınız. Selâm ve dua ile