Günümüz insanlık âlemi en zor sınavında yok olma eşiğinde çağımızda. Çürümüş, köhneleşmiş ve kokuşmuş kafalar bu imtihanda maalesef insanlık onur sınavını kaybetmek üzere. Tam şerefini kurtarma sınırında yapılacak son hamle yeni bir atılımla güç kazanmaktır. Dirilme, yeniden ortaya çıkma, diriltme ve canlandırmaktadır ölmek üzere olan insanlığımızı. İnsanlığın öldüğü Gazze’de katledilen kundaktaki, anne karnındaki 17 bin bebek, 20 bin kadın ve erkeğin Siyonist katillerce soy kırıma uğramasına tepkisiz vicdanların yokluğudur kanıt.
Diriliş Meşalesi Gazze’de insanlığı kurtaracak. İnsanlık daha neyin ispatının peşinde ve şüphesinde? Filistinli korkusuz ümmetin çocuklarının katledildiklerini acımasızca sukutla izleyerek kendi insanlığımızı ve ruhlarımızı öldürdük. Hala anlamadı işgale uğramış zihinler. Yedi Ekim’de diriliş başlatan Hamzalar bu kahpe âlem de Rabbinin yolunda cihada kalktılar zorlu sınavı başarmak zafere ulaşmak uğruna. Bu öyle bir dirilmeydi ki şahadet şerbetini içme aşkıyla dolu. Şahadete kavuşanlar cennet konuğu ve efendimizin koşmuşu olarak basübadelmevt’te dirildiler. Kurban oldular. Allah yolunda ve peygamber sevdasında kucaklaşma uğruna. Bir adım geri çekilmeden haykırarak Siyonist teröristlerle çarpışmada diriliş ruhunu yaşatmaya devam etmekteler ruhsuz kalplere, çürüyen vicdanlara haykırarak. Onlar inanmıştı Allah en büyük ve güvenilir vekildi.
Kahpe âlemin medeniyet sahiplerinin tek yolu ticaret ve çıkarlarının emperyal kazanım doyumsuzluğudur. Şeytani medeniyet çağının temsilcisi batılı Siyonist kafa. Oysa ‘'Hak medeniyetin meşalesini yakan dünya insanının arzuladığı, özlediği ve kavuşmak istediği huzur, barışı sağlayacak nur Gazze'de kendini göstermekte zamanın dilinde. İslâm Âleminin sözde Müslüman halk ve yönetimleri ise yanan ‘’Hak– Medeniyet’’ meşalesini görmemekte, duymamakta ısrar ediyor. Sonuç kendilerini Şeytani medeniyetin zulmüne razı bir yaşamın kucağında inin inim inilmekte buluyor. Ne yazık ki vicdanlarını cüzdanlarının içine hapsetmişlerdi. Ezilen ümmetin emanetlerini çoktan yalnız bırakıp dünyevi telaşla gündemlerini öldürme yolunda ebedi âlem yokmuş gibi yaşamlarını sürdürmedeler. Viraneye dönmüş kalplerimiz, yoğun bakıma düşmüş İslâm kardeşliğimiz. Ezene, zalime ve şeytani güç odaklarına korkakça teslimiyetle yaşayan ölüler âleminin üyesi konumunda zaman doldurmadalar. İdrakini tamamladığımız Kurban Bayramı’nda müslümanlar olarak acaba hangi ruh âlemindeydi kalplerimiz? Gazze’de kardeşler açlıktan kıyılırken küçücükte olsa vicdanlarımız ağladı mı hiç? İçin için kalplerimize indi mi gözyaşlarımız? Dünya devletlerinin hiçbiri bir İsrail devlet terörünü durduramadıysa vay ki Müslüman milletlerin ve insanlığın şerefine vay!.. Çare yeniden siyasette, ekonomik ve stratejik güç etrafında Hak Medeniyetin öncü İslam sancaktarı ülkenin liderliğinde dirilmektir, korkusuzca ses vermektir. Yapılan bu soykırım yıllar sonra nesillere anlatılınca bu zamanın insanlarına nasıl insanlarmış bunlar vicdanları yokmuş demek ki diyecekler mutlaka. Zulüm çağı tarihi olarak anılmak istenmiyorsak tek yol: İslâm Âleminin bir olması, iri olması, diri olması ve hep beraber kardeş olmasıdır. Şunu demek istiyorum.
Gazzeli mücahitlerin lanetli Siyonistlere karşı yaktıkları diriliş meşalesinin ruhunda dirilmektir çözüm. Yani vicdanlarda, kalplerde imanı tazeleyerek canlanmamız gerekiyor. Söz, kınama BM kararlarını tanımayan lanetli kavmin anladığı dil; boykot ve güçtür. Üzerimize serpilmiş ölü toprağından sıyrılmalı Hak Medeniyetinin inşasında yeniden dirilmeliyiz. İslam Âlemi kolaycılıktan kurtulup bedel ödemeyi göze alarak dünyevi makam, zenginlik, unvan ve nüfuz yarışını tez elden gündeminden çıkarmalıdır. Yoksa şuanda Gazze’de yanan insanlık onur mücadelesi ve İslam meşalesinin Siyonist ve emperyalist haçlı rüzgârının söndürmesine şahitlik etmiş oluruz. Buradaki diriliş ruhumuzu şöyle şekillendirmiş olalım. İnsanlığımızın yaşam ajandasında ilk sırada Gazze olmalı. İnsanların nabzı Gazze ve zulüm altındaki mazlum halklar için atmalı ki;
İnsanlık medeniyeti kaos, kan, göz yaşı ve soykırımdan kurtarılmış olsun. İnsanlığın tek kurtuluş yolu hakikat medeniyetindeki adaleti, huzuru ve barışı tekrar inşa edebilmektir. Böylece bütün coğrafyalarda özlenen dirilişin canlanmasına vesile olabiliriz. Bu uyanış ve diriliş meşalesi Gazze’den bütün dünyayı aydınlatmaya devam edecektir.
Bir sözümüzde çaresiziz diyenlere. Rabbimize tüm ibadetlerden sonra el açıp aciz kullar olarak duamız şu olmalı;
Yarabbi! Gazze’deki mücahit kardeşlerimizi muzaffer eyle. Zalim Siyonistleri kahhar ismi şerifinle kahru perişan eyle. Allah rahmandır, rahimdir ve duaları boşa çıkarmaz…