ANKARA (AA) - AYBÜKE İNAL - Bir tür öğrenme bozukluğu olan disleksiyi aşarak Atılım Üniversitesi Grafik Tasarım bölümünü burslu kazanan 20 yaşındaki Berkay Doğançay, dünyaca ünlü bir çizgi film yapımcısı olabilmenin hayalini kuruyor.
İlkokulda dikkat eksikliği problemi yaşayan ve derslere odaklanmakta güçlük çeken Doğançay, anneannesinin teşvikiyle Dikkat Eksikliği Hiperaktivite ve Özel Öğrenme Güçlüğü Derneği Başkanı Nezih Çıngır ile tanıştı.
Çıngır'ın yönlendirmesiyle alanında uzman doktorlarla görüşme fırsatı bulan Doğançay'ın hem kendisine hem de annesine disleksi tanısı kondu.
Lise yıllarında ilaç tedavisine başlanan Doğançay, daha sonra üniversite sınavına hazırlandı. Matematikteki 5 senelik açığını kısa sürede kapatan Doğançay, yetenek sınavını kazanarak Atılım Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım bölümüne yüzde 100 burslu yerleşti.
Yüksek onur öğrencisi olarak eğitimine devam eden ve yaptığı tasarımlar fakülte duvarlarında sergilenen Doğançay, şimdi de dünyaca ünlü bir animasyon-çizgi film yapımcısı olabilmenin hayalini kuruyor.
- Resme olan ilgisi ilkokulda başladı
Başarı serüvenini AA muhabirine anlatan Doğançay, zor bir süreçten geçtiğini ancak doğru tedavi, doğru yönlendirme ve çalışmasının sonucunda hedeflerine ulaştığını ifade etti.
Doğançay, "Hiçbir şeye odaklanamıyordum, anlasam dahi başında duramıyordum. Tanı konulup tedavi başladıktan sonra sanki sihirli bir şekilde yapamadıklarımı yapabildiğimi fark ettim." dedi.
Resme ve tasarıma ilgisinin ilkokul yıllarında başladığını belirten Doğançay, tasarımlarında hep yeni, farklı bir bakış oluşturmaya çalıştığını söyledi. İleride dijital oyun tasarımı ya da animasyon-çizgi film yapımıyla ilgilenmek istediğini dile getiren genç yapımcı adayı şöyle devam etti:
"Bu süreçte merak ettiğim için bir telefon oyunu geliştirdim. Bu alanda genelde yazılımcılar ön planda. Ben bir tasarımcı olarak yazılım işlerini yaptığımda biraz daha değerli oluyor. Ayrıca çok sevdiğim, takip ettiğim animasyonlar var ve o çizgi filmler benim için gayet ufuk açıcı. Ben de aynısını yapıp insanlara bir şey anlatmayı ve onlar üzerinde etki yaratmayı istiyorum. Çünkü animasyonlar sadece hikayeden ibaret değil. Oraki en ufak bir mimik, duruş benim için çok şey ifade ediyor."
- "Yüksek onur öğrencisi seviyesine kadar yükseldi"
Özlem Özle de oğlunun dikkat noksanlığı için ilaç kullandığını, özel öğrenme güçlüğü için de terapi gördüğünü söyledi.
Zahmetli bir yolculuğun ardından güzel günlere kavuştuklarını dile getiren Özle, gelinen bu noktadan çok mutlu olduğunu ifade etti. Özle, "Berkay çok azimli bir çocuk, onun da çok tesiri oldu. Her şeyin üstüne üstüne gitti, zorlukların farkına vardı ve uğraştı. Hiçbir zaman mücadeleyi bırakmadı. Bana bile umutsuz kaldığımda destekçi olmuştur, sırtımı sıvazladığı çok olmuştur." dedi.
Anne-oğul bu süreçte birbirlerinin yaralarını sardıklarını ifade eden Özle, şöyle konuştu:
"Ben de aynı rahatsızlıklara sahibim. Önce tedaviyi ben oldum. Sonrasında zaten çocuğumu çok iyi anladım. Ondan sonra gerekeni yapmaya başladım. Öncesinde bu bilgilere sahip değildim, kendi rahatsızlığımın farkında değildim. Büyük bir ihtimalle de eğer derneğe ulaşmasaydık, doğru doktorların elinde olmasaydık, doğru öğretmenlerle çalışmasaydık Berkay belki de hiç okuyamayacaktı. Yaşamı bile şimdiki kalitede olmazdı."
Nezih Çıngır da Berkay Doğançay'ın zamanla kendisine inandığını ve kendisini öz amcası gibi gördüğünü söyledi.
Doğru bir yönlendirme ve eğitim desteğiyle Berkay'ın ilerleme kaydettiğini aktaran Çıngır, "Berkay bunların hepsine çok güzel yanıtlar verdi. Burada yüksek onur öğrencisi seviyesine kadar yükseldi. Zaten üniversitede afişleri her tarafta asılı. Çok başarılı, bu başarının devam edeceğini düşünüyorum. Onunla gurur duyuyorum." dedi.