DÜZCE (AA) - ÖMER ÜRER - Düzce'de, 10 yaşındayken aşırı terleme ve tuvalete çok çıkma şikayetiyle gittiği hastanede diyabet tanısı konan lise öğrencisi Kubilay Bal, diyabeti hastalık değil farkındalık olarak görüyor.
Lise öğrencisi 15 yaşındaki Kubilay Bal'ın ailesi, yaklaşık 5 yıl önce aşırı teleme ve tuvalete çok fazla çıkma sorunu nedeniyle hastaneye başvurdu. Soğuk algınlığı düşüncesiyle geldikleri hastanede yapılan tahliller sonucu Bal'a tip-1 diyabet teşhisi konuldu.
Son 5 yıldır "kusur değil farkındalık" olduğunu söylediği hastalığıyla yaşamayı öğrenen Bal, hastalığının gerektirdiği işlemleri kendi başına yapıyor.
Bal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 yıldır diyabet tedavisi gördüğünü ve tedavilere başladıktan sonra hayatında ciddi bir değişim olduğunu söyledi.
Aşırı terleme ve çok fazla tuvalete çıkma şikayetlerinin ardından hastalığına teşhis konulduğunu anlatan Bal, "Tuvalet ihtiyacım çok fazla oluyordu. Ailem, soğuk algınlığı olduğunu düşünerek beni hastaneye getirdi. Burada ilk etapta teşhis konulamadı. Daha sonra kan verdiğimde diyabet hastası olduğum ortaya çıktı." diye konuştu.
Bal, teşhisin ardından tedavi sürecine geçildiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Hayatımda bazı değişiklikler oldu fakat çok fazla günlük hayatımı değiştiren bir durum oluşmadı. Köyde yaşıyorum. Tavuklarım var ve çiftçilikle uğraşıyoruz. Tavuklarımı çok seviyorum. Eğer tedavimi aksatırsam bezginlik oluyor. Ölçümlerde yükseldiğini görüyoruz ama tedavimi yapınca tekrar normale dönüyorum."
Diyabetle yaşamanın farkındalık olduğunu ifade eden Bal, "Diyabetle yaşamak aslında çok kötü bir şey değil. Diyabet kesinlikle bir kusur değil hatta farkındalık. Sabah, öğle, akşam tedavimi kendim yapıyorum. Bununla yaşamayı öğrendim. İğnelerimi ve tedavimi aksatmadan yapınca hastalık benim için sorun olmuyor." ifadesini kullandı.
- "Diyabetin hastası da doktoru da bir"
Düzce Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu da "Diyabetin, paylaşmadan ve sosyalleşmeden yönetimi zordur. Bu açıdan bakılacak olursa bu hastalıkla mücadele eden kişiler sosyalleşiyor. Tedavi sürecinde hastalarımızı yönlendirip sosyalleşmelerini sağlıyoruz. Onlarla birlikte kamplar, toplantılar, çay ziyaretleri yapıyoruz. Bu, onların kişisel gelişim ve sosyalleşmesine yardım ediyor." şeklinde konuştu.
Arslanoğlu, diyabetin bir diğer özelliğinin, hastanın kendi tedavisini yapması olduğuna değinerek, şunları söyledi:
"Bu hastalık, hastanın hekimlere bağlı olarak tedavi sürecinden öte kendi kendini tedavi etmesini sağlıyor. Diyabet, direkt hekim veya hemşire tarafından tedavi edilen bir hastalık değil. Tedavi direkt hasta tarafından uygulanıyor. Her hasta önce çıraklık dönemiyle işe başlıyor, kalfa, usta gibi devamını getiriyorlar. Hastalıkla 10-20 yıl mücadele eden hastalarımız, eğer biraz da entelektüel yapıya sahipse diyabetle bir hekimden daha iyi mücadele edecek seviyeye geliyor."
Diyabetin, tatili bulunmayan bir hastalık olduğunu vurgulayan Arslanoğlu, "Diyabete asla arkanızı dönemezsiniz. Döndüğünüzde o sizi arkanızdan çok kötü vurur. Diyabet, bir an bile sizi yalnız bırakmayan arkadaştır." dedi.
AA