İSTANBUL (AA) - Türk Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Oğuz, diyet değişikliklerinin kanser kontrolünde önemli olduğunu belirterek, "Obezite ve şişmanlık özellikle yemek borusu, kolon, meme ve kadın genital kanserlerinden sorumlu risk faktörlerindendir. Düzenli fiziksel aktivite ve ideal kilo, sebze ve meyve ağırlıklı beslenme koruyucu etkilere sahiptir." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Oğuz, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kanser hastalığında sigara kullanımının en önemli risk faktörü olduğuna dikkati çekti. Oğuz, "Kanserden ölümlerin üçte birinde obezite, daha az miktarda sebze ve meyve tüketilmesi, fiziksel aktivitenin olmaması, sigara ve alkol kullanımı söz konusudur. Sigara, kanser ölümlerinin yaklaşık yüzde 22'sini oluşturur." değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Oğuz, dünyada en sık rastlanan kanser türünün akciğer kanseri olduğunu, bunu ikinci sırada meme, üçüncü sırada ise kolon kanserinin izlediğini aktardı.
Dünya Sağlık Örgütünce, sigara, alkol, sağlıksız beslenme ve fiziksel aktivitenin 4 temel kanser nedeni olarak sıralandığını anımsatan Oğuz, radyasyon ve karsinojen maddelerine maruz kalmanın ve mikrop gibi faktörlerin de diğer nedenler arasında sayılabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Oğuz, dünyadaki kanserlerin yüzde 30 ila 50'sinin önlenebildiğinin altını çizerek, "Bu aslında son derece önemli bir veridir. Sigara dumanı 7 binden fazla kimyasal madde içerir. Bunun 250'si zararlıdır ve 50'si kanser nedenidir. Akciğer, yemek borusu, gırtlak, ağız, böbrek, mesane, pankreas, mide ve kadın genital kanserlerine neden olur. Alkol ise ağız, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, kolon ve meme kanserine neden olmaktadır." ifadelerini kullandı.
Diyet değişikliklerinin kanser kontrolünde en önemli noktalardan olduğunu belirten Oğuz, "Obezite ve şişmanlık özellikle yemek borusu, kolon, meme ve kadın genital kanserlerinden sorumlu risk faktörlerindendir. Düzenli fiziksel aktivite ve ideal kilo, sebze ve meyve ağırlıklı beslenme koruyucu etkilere sahiptir." değerlendirmesini yaptı.
- "Pankreas, en hızlı ve en kötü gidişli kanserlerden biri"
Prof. Dr. Oğuz, tarama programları sayesinde gelişen yeni moleküler araştırmalarla meme ve kolon kanserlerinin önlenebildiğini ve tamamen tedavi edilebilen kanser türleri haline geldiğini vurgulayarak, "Kolon kanseri için öncü polip gibi oluşumlar kolonoskopi ile taranmakta ve çıkarılmaktadır. Böylece insanlar kolon kanseri olmadan bilinebilmektedir. Meme kanseri için meme ultrasonografisi ve diğer tarama programları yıllık yapılarak bu kanser de önlenebilir kanserler arasında günümüzde yerini almıştır." ifadelerini kullandı.
Bazı kanser türlerinde ise zorlukların halen devam ettiğine işaret eden Oğuz, bunlardan biri olan pankreas kanserinin, dünyada her iki cinsiyette de kanserden ölümlerde dördüncü sırada yer aldığını ifade etti.
Prof. Dr. Dilek Oğuz, şunları kaydetti:
"Pankreas, en hızlı ve en kötü gidişli kanserlerdendir. En önemli sorun ise erken tanısının olmayışı ve tanı konduğunda da ilerlemiş aşamada yakalanmasıdır. 2019 yılı itibarıyla hala değişmeyen tek kavram budur. Kolon, meme ve akciğer kanserlerinde yüz güldürücü gelişmeler var. Tümör oluşumunu anlamaya yönelik çalışmalar tedaviyi ve hatta kanserden kurtulmayı sağlarken henüz pankreas kanserinde bu başarılamamıştır. Teşhis konulduğunda hastaların ancak yüzde 8'i 5 yıl yaşayabilmektedir. Fakat yaşam tarzı değişiklikleri, egzersiz, ideal kiloda kalabilme, sigara ve alkol kullanmama bu duruma düşmemeyi sağlayan önemli parametrelerdir."