Bayramda bol bol su için!
Bayramı beslenme konusunda bir çeşit sınav gibi görürseniz, ziyaretlerde ipin ucunu kaçırmazsınız. Bu sınavdan başarıyla çıkmanız için işte size tavsiyelerim...
Bayram kutlamaları sırasında, fazla yemeye bağlı olarak sindirim ve tansiyon sorunları, uyku hali gibi neşenizi baltalayabilecek problemler yaşamamak için doğru seçimler yapmanız gerekiyor. Uzun bayram ziyaretleri sırasında ikram edilen yemekler, tatlı ve şekerler iştahınızı kabartabilir ama unutmayın, ihtiyacınızdan çok alınan her besin sizin için zararlıdır. Ramazan boyunca değişen öğün düzenine adapte olan metabolizmanızı bir anda besin bombardımanına tutmamalı, az az ve sık sık beslenip mümkün olduğunca hareketli yaşamalısınız.
Metabolizmanızı ayarlayın: Ramazan boyunca iftar, sahur ve gece atıştırmalıkları şeklinde iki-üç öğünle beslendiniz, değil mi? Şimdi az az ve sık sık yiyerek metabolizmanızı yeniden altı öğüne adapte etmelisiniz. Bu durumda bayramı yemek festivali olarak düşünmek yerine, yavaş geçişlerle adaptasyon diyeti olarak değerlendirmelisiniz.
Kahvaltılara dikkat edin: Ramazan boyunca belki de en çok özlenen öğündür kahvaltı. Çoğu aile için de herkesin bir araya geldiği bayram kahvaltısı çok önemlidir. Kahvaltı için doğru seçimler yapmak adaptasyon sürecindeki metabolizma için de çok önemlidir.
Ağır, kızartılmış hamur işleri, yağlı pastane ürünleri, ballı, kaymaklı, sucuk, salamlı omletlerin yer aldığı kahvaltı mönülerini unutun.
Tatlı ikramlarına karşı iradeli olun: Bayramların vazgeçilmez ikramlarından olan tatlı ve çikolatadan uzak durmalısınız. Bu bayram, misafirlerinize meyve salataları, light dondurmalı meyve tatlıları veya light sütlü tatlılar ikram ederek onlara büyük bir iyilik yapabilirsiniz.
Light-diyabetik ürünlere dikkat: Eğer diyabet hastasıysanız ve bari bayramda tatlı yiyeyim diyorsanız, tatlandırıcı ile yapılmış sütlü tatlılardan tüketebilirsiniz.
Suyu unutmayın: Bayram boyunca günde en az 10 bardak su içmeyi alışkanlık haline getirmeli, sık sık ikram edilen çay, kahve, asitli-gazlı içeceklere hayır demeyi öğrenmelisiniz.
Açık büfeler: Bir tatil programınız varsa, açık büfelerden sağlıklı seçimler yapın. Öğle ve akşam yemekleri için sebze ve ızgara büfesinden yararlanın. Alkol tüketecekseniz şarap tercih edin ve aşırıya kaçmayın. Açık havada 30-60 dakikalık yürüyüşler yapın.
06.09.2010
++++++++++++++
Besinler günlük alınması gerekli miktar
Özelikle zayıf olanlar için Ramazan ayında daha fazla dikkat etmeleri gerektiğini bir önceki yazımızda söylemiştik. Şimdi de besinlerin günlük olarak alınması gereken miktarlardan bahsedelim…
Et, kuru baklagil ve yumurtadan: 1 yumurta, 1 küçük kase kuru baklagil yemeği 2-3 köfte kadar et
Süt ve süt ürünleri: 1 büyük su bardağı süt veya yoğurt 2 karper kadar peynir
Sebze ve meyve: 2 tabak sebze yemeği 1 tabak az yağlı salata 2 adet meyve
Tahıl grubu: 8 orta dilim ekmek 2 kase bulgur veya pirinç pilavı veya makarna
Yağ grubu: Yemekler bitkisel sıvı yağ ile hazırlanacak Günde 3 yemek kaşığı badem, ceviz, yer fıstığı
Şeker grubu: 1 dilim kepekli undan yapılmış meyveli kek veya 1 kase sütlü tatlı
Zayıf kişilere öneriler
1. Daha çabuk kilo almak için bireyler doğal denilen saf karbonhidrat kaynaklarını almakta, yemeklerin yağlarını arttırmakta, cips, şekerli gazlı içecekler ve şekerli besinleri tüketmekte. Kilo alırken kalp sağlığınızdan olmak istemiyorsanız doğal beslenmeden vazgeçmeyin.
2.Enerjisi yoğun sağlıklı besinlerle beslenmeye özen gösterin.
3.Sıvıları yemekle birlikte değil, yemekten 30 dakika önce veya sonra alın.
4.Diyet, light ürünlerden uzak durun.
5.Yatmadan önce ara öğün ekleyin.
6.Kendinizi aç hissetmeyebilirsiniz, iştahınızı açmak için olumlu girişimlerde bulunun. Yemeklerinizi arkadaşlarınızla birlikte tüketin veya besinleri cezbedici olarak hazırlayın veya değişik renkli yemekleri tabağınıza bölüştürün.
7.Besinlerin üzerinde etiketleri okuyarak enerjinizi sağlayacak besin seçimlerini takip edin.
8. Yemeklerinizi sizin rahatlığınızı sağlayacak iştahınızı kapatmayacak yerlerde tüketin.
++++++++++++++++
02.09.2010
Zayıf iseniz direnciniz düşebilir!
Bu uzun, sıcak yaz günlerinde amacımız; mübarek ramazan ayını en sağlıklı şekilde geçirmek dedik hep. Bu güne kadar uyarılarımız genelde kilo almamak üzerine ve sağlığımızı korumak amaçlıydı. Ama zayıf olanları da unutmamak lazım.
Zayıflık ne gibi sorunları beraberinde getirebilir?
Deri altı yağ tabakası, normal kilolu insanlarda sağlığı koruyucu etki gösterir. Zayıf bireylerde bu durum kişinin vücut ısısını korumayacak kadar incedir.
Aşırı zayıflık, bağışıklı sistemini düşürür, yetersiz yedek depolar nedeniyle hastalıkların iyileşme süresi uzar.
Hastalanma çok kolay oluşur.
Çalışma verimini, yaşam kalitesini önemli derecede azaltır.
Yorulma ve yorgunluk zayıflar için kronik sorundur.
Kilo almak isteyenlere öneriler: Unutmayın bazı bireyler için kilo almak kilo vermek kadar zor olabilir. En önemli nokta harcadığınız enerjiden daha fazla beslenerek depolarımızı dengeli bir şekilde artışının sağlanmasıdır. Çok önemli bir gerçek her alınan yarım kilo ekstradan 500-600 kalori daha fazla enerjiye ihtiyaç bulunmaktadır. Kilo alırken yağlanmak yerine kas kitlenizin daha fazla artması, deri altı yağ dokunuzun da yeterli oranda oluşması sağlanmalıdır. Tabii ki ramazanda uzun açlıktan dolayı, ihtiyaçtan fazla kaloriyi almak biraz zordur. Zayıf kişilerin dikkate almaları gereken durum besin ihtiyaçlarının altında alım yapmamak ve yeterli kaloriyi alabilmek.
++++++++++++++++
01.09.2010
İşte 1 bardak kolanın vücuda etkisi
Ramazan ayında sürekli uyarımız BOL SU, BOL SIVI tüketimi oldu. Bizim bol sıvı olarak kastettiklerimiz çorba, ayran, meyve suyu, bitki çayları ve saf su…Toplamda da 2,5-3 lt. sıvı alalım istedik. Siyah çayı, asitli içecekleri, kafeinli içecekleri bu sıvı alımlarına dahil edemeyiz. Özellikle de asitli içeceklerden uzak durmakta fayda var. Neden mi?
1 bardak kolanın 60 dakikada vücuda verdiği zararlar…
Asitli içecekler neden şişmanlatır? İlk 10 ve ilk 40 dakikada bakın kola vücutta kan şekerini nasıl etkiliyor ve vücudumuzda ne gibi olumsuzluklar yaşanıyor?
1. İlk 10 dakikada: Kanınıza hemen 10 çay kaşığı kadar şeker girer. Bu normal günlük dozun 100 katı kadardır. Bulantınızın olmamasının nedeni içinde bulunan ’fosforik asiddir’.
2. İlk 20 dakikada: Kan şekeriniz aşırı şekilde yükselir. Bunun sonucu pankreasınızda aşırı derecede insülin salgılanır ve kan şekerinin fazlası karaciğerde yağ olarak depolanmaya başlar.
3. 40 dakika içinde: Kafeinin tamamı dolaşıma girmiş olur. Kan basıncı yükselir, karaciğerden daha fazla şeker yapılarak kana geçer ve kan şekeri tekrar yükselir.
4. 45 dakika içinde: Beyinde dopamin yapımı artar, mutluluk hissi başlar. (eroinin etkisine benzer bir etki meydana gelir.)
5. 60 dakika içinde: Ani açlık hissi oluşur.
6. Tekrar kolaya ve tatlılara saldırısınız.
7. Bu kısır döngü devam ettiği süre karaciğer ve göbek yağlanması artar, vücudun tüm hücrelerinde LEPTİN ve İNSÜLİN DİRENCİ gelişir.
8. Şişmanlık hastalığını başlatmıştır ve bütün dejeneratif hastalıkların nedenidir.
Ramazan ayı boyunca sağlıklı beslenelim ve sağlıklı sıvılarımızdan vazgeçmeyelim! Ayran, meyve suyu (doğal), bitki çayları, kefir, soda ve SU…
+++++++++++++++
30.08.2010
Yaz tatlımız, Ramazan tatlımız oldu: dondurma…
Ramazanda dondurmayı ne kadar ve ne sıklıkta tüketebiliriz? Light olanından mı yesek? Yoksa meyveli olanlar daha mı masum? diye bir sürü soru ramazanda sıcak akşamlarda kafaları karıştırdı…
Sadece lezzeti için tükettiğimiz dondurmanın besin değeri hakkında bilginiz var mı?
Dondurma, besin değeri yüksek bir tatlıdır. İçeriğinde; protein ve karbonhidratın yanı sıra A, B, C, D, E vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir ve çinko gibi mineraller bulunur. Diğer tatlılarla karşılaştırıldığında daha besleyici bir seçimdir. Dondurmanın kalori değerini, un ve şekerden yapılan diğer hamurlu tatlılara oranla çok daha düşüktür. 100 gram sütlü dondurma yaklaşık 190 kalori içerir. Normal bir külah ise yaklaşık 20 kaloridir. 100 gram sütlü dondurmada ortalama 148 mg kalsiyum, 115 mg fosfor, 63 mg sodyum, 181 mg potasyum, 0.1 mg demir, 440 IU A vitamini, 0.21 mg E vitamini, 0.21 mg B2 vitamini ve 0.1 mg niacin vardır. Eğer kilo kontrolüne çok önem veriyorsanız light olarak üretilen dondurmaları tercih edebilirsiniz. Böylece yağı ve şekeri azaltılmış, çok daha düşük kalorili bir seçim yapmış olursunuz. Fakat nasıl olsa light dondurma tüketiyorum diye, üstüne karamel veya çikolata sos, krema, fındık yada fıstık parçacıkları ekletirseniz masum gözüken dondurmanızın kalorisini en az 75- 100 kalori artacaktır. Sağlıklı beslenme, yeterli ve dengeli beslenme anlamına gelmektedir. Eğer yeterli ve dengeli beslenip, egzersize gereken önemi veriyorsanız dondurma tüketiminde hiçbir sorun yoktur. Dondurma haftada 2-3 kez günlük iftar sonraları 3 top tüketilebilir. Burada önemli olan tüketilen besinlerin sıklığı ve miktarının ayarlanarak günlük beslenmeye konmasıdır.
2 top light dondurma= 1 porsiyon meyve 3 top normal (sade) dondurma= 1 dilim ekmek+ 1 su bardağı süt+ 1 porsiyon meyveye eşdeğerdir.
Formuna dikkat edenler!!!
Unutmayın; lezzet arttıkça buna bağlı olarak kalori ve yağ oranı da artmaktadır. Dondurma almadan önce etiket bilgilerini okumayı unutmayın. Meyveli ve sütlü olanlar genelde daha düşük yağa sahiptirler, yine de seçim sizin...
+++++++++++++++++++
28.08.2010
Sıcaklarda kurtarıcımız; karpuz
Sıvı kaybı yaz aylarında her ne kadar normalmiş gibi karşılansa da aslında sağlık sorunlarını ortaya çıkartabilecek bir durumdur. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayının, sıcaklara denk gelmesi sebebiyle uzun açlık ve susuzluk yoğun bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu susuzluğun giderilmesinde ve hararetin en aza indirilmesinde bize yardımcı olan meyve; KARPUZ… Sıcak ve nemli havalar etkisini her geçen gün artırırken ramazanın da bu yoğun sıcaklara denk gelmesi sebebiyle; gün içerisinde yeterli miktarda su alamamak vücudumuzda bazı dengesizliklere neden oluyor. Bunun önüne geçmemizin en güzel yolu besinlerden alacağımız su ve vitaminlerdir. Halk arasında da sulu meyve denince ilk akla gelen ; kavun-karpuzdur. İşte karpuzun faydaları…
EN İYİ 10 GIDADAN BİRİ; KARPUZ
Karpuz yalnızca çok lezzetli bir meyve değil, doğru tüketildiğinde yaz aylarının vazgeçilmez bir besin desteğidir. Ancak unutulmamalıdır ki; meyve şekerin kılık değiştirmiş halidir. Hangi meyve olursa olsun, ‘sağlıklıdır-doğaldır’ diyerek bilinçsizce tüketmek iştahınız tetikleyebilir ve hatta vücudunuzda yağa dönüşebilir. Su kaybını çok güzel bir şekilde önleyen karpuz ile ilgili yapılan araştırmalarda; astımdan- kalp çarpıntılarına, diyabetten – kolon kanserine kadar pek çok hastalığa da iyi gelmektedir. Tatlı-sulu karpuz pek çok antioksidanı(kansere karşıt madde) barındırıyor. Bununla birlikte harika bir vitamin kaynağıdır; C ve A vitaminlerini içerir. Karpuzun iddialı rengi ise bizlere karpuzun aynı zamanda bir beta-karoten kaynağı olduğunu da anlatmaktadır. İşte bu güçlü antioksidanlar, serbest radikal dediğimiz kanserojenlerle savaşan bileşenlerdir.
NASIL TÜKETİLMELİ?
- Yemeklerden 1-1,5 saat sonra 1 ay dilimi şeklinde tüketilmelidir.
- Eğer yanında peynir tüketmek istiyorsanız , 1 ince dilim büyüklüğünde yağsız peynir ile ekmek almadan tüketiniz.Ve başlı başına 1 ana öğün değil, ara öğün olarak yiyiniz. Bir ay dilimi porsiyonu aşmayınız.
+++++++++++++++++
27.08.2010
MADENSUYU
Ramazanın gelişiyle soğuk içecekler yine revaçta… Her zaman popülaritesini koruyan maden sularının tüketimi konusundaysa çeşitli kafa karışıklıkları mevcut… Öyleyse gelin maden suyunu tanıyalım, sizler de gönül rahatlığıyla bu güzel içecekle Ramazan'da serinlemeye devam edin…
İçeriğinde kalsiyum, flor, magnezyum ve sodyum gibi mineraller barındırır.
Kalsiyum, özellikle menapoz dönemindeki kadınlarda kemik erimesi ve osteoporozun önlenmesinde etkili bir mineraldir. Magnezyum ise, kalp hastalıklarına karşı koruyucu rol üstlenirken, prostat ve meme kanseri riskini düşüren bir mineraldir. Maden suyu ayrıca kalorisiz oluşuyla da özellikle kilo verme programlarında, sudan sonra tercihi en mantıklı içeceklerden biridir.
Bikarbonat içeren maden suyu, alkali yapısı sayesinde mide asiditesini düzenler ve mide- bağırsak hastalıklarında şikayetleri azaltıcı etkiye sahiptir. Ve madensuyu bu önemli faydasıyla ramazanda tercih edilmektedir.
Maden suyu ramazanda iftar sonrası hafif tempolu yürüyüşlerden sonra tüketilirse de sıvı-elektrolit dengesini sağlamaktadır.
Bu sıcak ramazan günlerinde maksimum 2 şişe maden suyu tüketilebilir.
+++++++++++++++
26.08.2010
TATLILAR
İftarda ana yemeğin arkasından sunulan çok sevilen tatlılarımıza değinmekte fayda var. Osmanlı mutfağında son derece leziz birbirinden güzel tatlıların olduğu tüm dünyaca aşikardır. Ancak çok ağır şerbetli hamur tatlıları oruç olduğumuz süre içerisinde kan şekerinizin düşmesine, daha çok acıkmanıza, baş ağrısına ve halsizliğe sebep olacaktır.
Oysa ki, Osmanlı mutfağında geniş yer tutan az şekerli sütlü tatlıları özellikle ramazanda tüketmek hem sağlıklı olacaktır hem de tatlıya olan arzunuzu kolaylıkla bastırmanıza yardımcı olacaktır.
Çoğumuz sütlü tatlıların üzerine tarçın serpmeyi severiz. Aslında sadece aroma ve lezzet katmak için eklenen tarçının bizlere mükemmel faydaları vardır. Bunların başında tatlılara ve keklere eklendiğinde vücudumuza alınan şekeri en iyi şekilde dengelemesidir. Ramazan boyunca tatlı tüketimleri en fazla haftada 2-3 defa olmalıdır.
KURUYEMİŞLER
Kuruyemişler değişik oranlarda olmak üzere proteinden, yağdan, şekerden ve vitaminlerden zengindirler.
Fakat hepimizin çok severek tükettiğimiz çerezler tuz içerdikleri için gün içerisinde daha fazla susamanıza sebep olurlar.
Oruç tutarken gün içinde su içmemiz mümkün olmayacağı için çerezler konusunda ölçülü olmakta fayda var. İftar sonrası veya sahurda 2-3 tane ceviz içi veya 10-15 tane fındık veya badem yeterli olacaktır.
++++++++++++++++++++
25.08.2010
Oruç Tutarken Doğru Besin Seçimi
Çorbalar: İftar sofralarında tercih edilen en sağlıklı seçimdir. Kuru baklagil, sebze veya yoğurt ile hazırlanmış çorbaları rahatlıkla tüketebilirsiniz. Çorbaları hazırlarken kişi başına 1 tatlı kaşığı yağ ekleyin.
Süt ve süt ürünleri: Süt, yoğurt ve peynirde tercihiniz mutlaka % 50 yağ içeren yani az yağlı süt ürünleri olmalıdır. İftarda kefir ve yoğurt tüketmeniz sindirim güçlüğü sorununuzun çözülmesine hazımsızlığın engellenmesine neden olacaktır.
Et ve et yerine geçenler: Yağsız kırmızı et, derisiz tavuk ve hindi, balık, kuru baklagiller, yumurta, kuru yemişler daha çok tercih edilmelidir. Orucu açarken iftariyelik birçok sofrada öncelik kazanmaktadır. Bu nedenle salam, sosis, sucuk, kavurma, pastırma gibi işlenmiş etlerden uzak durulmalı eğer vazgeçemiyorsak ya sebzelerle yenmeli ya da nadir tüketilmelidir.
Sebzeler: Sebzeler iftar sofralarının da baş tacı olmalıdır. Mevsime uygun, beyaz, koyu yeşil, sarı ve kırmızı sebzeler mutlaka bulunmalıdır. Kırmızıbiber, domates, taze nane, taze maydanoz, lahana, mısır, patates, havuç, ıspanak vb. değişik renkteki sebzelere en güzel örneklerdir. Sebze yemeklerini pişirirken zeytinyağlılara kişi başı 1 yemek kaşığı, etli yemeklere yağ eklemeden pişirmeye özen göstermelisiniz. Mümkün olduğunca az suda ve az pişirerek yemek daha sağlıklıdır. Tuzlanmış, sirke ile işlem görmüş ve kızarmış sebzelerden uzak durmalısınız.
Meyveler: Meyveleri kabuklu ve parçalamadan yemek en sağlıklısı. Eğer suyunu içmek istiyorsak hemen sıkıp tüketmek gerekmektedir. Dondurulmuş, konserve taze meyve olmadığında tüketilebilir. Domates suyu sınırsız içilebilecek bir meyve suyudur.
Yağlar: Daha çok mısırözü, ayçiçeği yağı, soya yağı, erken hasat zeytinyağı kullanmaya özen gösterin. Yağlı soslardan uzak durun.
Ekmek ve tahıllar: Tam taneli tahıldan yapılan ekmekler en favori ve sağlıklı ekmeklerdir. Cevizli, tam buğday, ay çekirdekli, çavdar, kepekli, yulaflı gibi. Bulgur, kepekli makarna, erişte, tarhana, kuskus mutlaka iftar sofralarınızda bulunmalı. Ara öğünlerde en sağlıklı tam taneli tahıl kahvaltılık gevrekleridir. Cips, kraker, şekerlendirilmiş tahıllar, kekler, çörekler beslenmemizde nadir tüketmemiz gereken besinlerdir.
Tatlılar, şekerler ve çikolata: Ramazan süresince sade şeker, şekerli içecekler, hamur tatlıları, bisküvilerden uzak durmak en sağlıklısı. Bunun yerine az yağlı, az şekerli, kuru yemişli kekler veya az yağlı süt ve az şeker ile hazırlanmış pudingler, meyveli tatlılar, çikolata kırıntılı az şeker ve az yağ eklenmiş kurabiye veya meyve tartları, sütle zenginleştirilmiş kahvaltılık tahıl gevrekleri en sağlıklı seçimlerdir.
+++++++++++++++++
24.08.2010
Ramazan'da yürüyüşü iftardan sonraya bırakın
Hem oruç tutmak hem de spor yapmak isteyenlere tavsiyeler :
Ramazan döneminde vücut su kaybederken kardiyo türü egzersizlerin yapılması pek de uygun değildir.
En önemlisi; aşırı egzersizden kaçınmak, kendimizi kötü hissettiğimizde egzersizi hemen kesmektir.
Egzersiz için en uygun zaman, iftardan birkaç saat sonrasıdır.
Oruç sırasında yavaş hareket ve sabır gerektiren sporlar yapılması önerilir; yürüyüş, gezi, golf gibi...
Uzun sıcak günlerde oruç tutanlara siesta iyi gelir
İftar sonrası kalan 8.5 saat içinde hem yemek hem su içmek ve hem de uyumak lazım. Bu durumda zaten çok fazla bir şans kalmıyor. Saat 20.00'de önce hafif çorba ve salata yenmeli, 15-20 dakika sonra da sebze, et, pilav ile iftar açılmalı. Saat 22.00 gibi tatlı veya meyve yiyip, bundan en az iki saat sonra da uyumamız gerekiyor. Ardından 03.30'da uyanıp sahurumuzu yapıp, ezandan sonra tekrar yatacağız.
Mide dolu iken uyumak sorun olacak! Eğer mümkünse uyumayıp, öğleden sonra veya akşamüzeri Meksikalılar'ın siestası gibi ufak bir şekerleme yapmak, Ramazan ayı için oldukça uygun. Bu mümkün değilse, sahurdan sonra hemen yatılıyorsa; reflüden korunmak için yüksek yastıklarla uyumayı tavsiye ediyorum. Böylece sağlıklı bir oruç tutabiliriz.
En önemli hata yemekten hemen sonra uyumaktır. Bu durum hem iftar hem de sahur sonrasında bir sıkıntı oluşturabilir. Bol miktarda yiyecek tükettikten sonra, mide bunları sindirmeye çalışırken, yatar pozisyona geçmek, reflü hastalığına davetiye çıkarır.
++++++++++++++++++
23.08.2010
Ramazanda Bitki Çaylarına Yer Verelim
Ramazan ayında sıvı tüketimimizi asla azaltmadan, tüketmemiz gereken 2,5 – 3 lt. sıvı miktarını sahur, iftar ve sonrasına dağıtmalıyız. Sıvı tüketimleri derken çorba, ayran, meyve suları ve bitki çaylarını da toplam sıvıya dahil etmeliyiz. Fakat unutmamalıyız ki çay, kafeinli içecekler ve asitli içecekler bu miktara dahil değildir. Ramazanda bazı bitki çayları sağlığımız açısından da büyük önem taşımaktadır.
TARÇIN ÇAYI
1 bardak kaynamakta olan klorsuz suya 1 adet kabuk tarçın atılır. Ağzı kapalı olarak kısık ateşte 5 dk. kaynatılır ılıyınca süzülüp içilir.
Tarçın çayını yemeklerden sonra rahatlıkla içebilirisniz. Ham sizi tok tutacaktır, hem de kan şekerini düzenleyecek hem de yorgunluğu ve gerginliği alacaktır. Tarçın mide dostudur ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Ancak hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) rahatsızlığınız varsa tarçın çayından uzak durunuz.
ZENCEFİL ÇAYI
Zencefil, Kur’anda (insan suresi, 17. ayet) adı geçen tek baharattır. Yatıştırıcı ve gaz söktürücüdür. Hazmı kolaylaştırır.bulantı gidermeye yardımcı olur ve kusmayı önler. Vücut direncini, bedensel ve zihinsel gücü arttırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Bağırsak bozukluklarını giderir.
1 bardak kaynar suya bir nohut tanesi kadar zencefil dilimlenip atılır ve 5-6 dk. demlemeye bırakılır. Zencefil çayı, bal ile tatlandırılarak ve içine bir miktar limon sıkılarak içilirse daha lezzetli olur. İftar sonralarında içilen zencefil çayı size rahatlama sağlayacaktır.
KARANFİL ÇAYI
1 bardak sıcak suya 6-7 adet karanfil atınız. 5 dk. bekledikten sonra karanfilleri çıkarmadan yudum yudum içiniz.
Ramazanda çalışan ve işten yorgun gelenlere, zihin yorgunluğu olanlara, başında veya üzerinde ağırlık hissedenlere karanfil çayı çok iyi gelecektir. Ancak günde 2 defadan fazla içilmemelidir ki, alışkanlık yapmasın.
++++++++++++++++++
21.08.2010
Güneşte kalmayın ve fazla egzersiz yapmayın!
Çoğu insan Ramazan ayının tatil için uygun bir dönem olmadığını düşünür. Oysa tatil olup da, oruç tutmak kadar keyifli bir şey daha yoktur. Bilinçli iftar ve sahur tavsiyelerinin hepsine rahatlıkla uyulabilir. Sahurdan sonra uyumamak, öğleden sonra rahat rahat uyuklamak mümkündür.
Üstelik geç saatlere kadar uyanık da kalınabileceğinden, iftarda yenilecek yiyecekler saatlere bölünüp, mideyi fazla yormadan güzelce beslenmek mümkündür.
Fakat elbette yine dikkat etmemiz gereken noktaları unutmamalıyız. Güneşte fazla kalmak, aşırı aktivitelerde bulunmak, fazla egzersiz yapmak, güneşin en tepede olduğu saatlerde güneşlenmek, yüzmek ve spor yapmak son derece tehlikelidir.
Ramazan'da, sabah ve öğleden sonra aşırıya kaçmadan yüzmek ve mümkün olduğunca gölge kalmak doğru bir davranıştır.
Sahurdan sonra yola çıkmak daha akıllıca olacaktır. İftara yaklaştıkça kan şekeri düşeceğinden motor aktivitelerde sorunlar ortaya çıkabilir; dalgınlık, uyuklama gibi... Bu nedenle kişinin fiziksel açıdan en iyi durumda olduğu sırada yola çıkması ve yorulduğu anda araç kullanmayı bırakarak, dinlenip yola devam etmesi daha uygundur
Ramazan'da trafik kazalarında artış olduğu bilinmektedir. En çok da iftardan hemen önce ve hemen sonra kazalara rastlanmaktadır.
+++++++++++++++++
20.08.2010
Ramazanda Bu Hatalara Düşmeyin!!!
- Çok yemek,
- Çabuk yemek,
- Çok çeşitli yemek,
- Yemek sırasında çok su içmek,
- Sahura kalkmamak,
- Sahurda aşırı yemek.
- Orucu açar açmaz, hemen sigara içmek
Önümüzdeki bir ay vücudumuza zarar vermeden, sağlıklı bir ramazan geçirmek amacımız. Ramazanın en bilinen özelliklerinden birisi iftar sofralarının çeşitliliği ve bolluğudur. Bütün gün aç kalındığından, iftarda vücudun ihtiyacından çok daha fazla yemek yenir. Araştırmalara göre ülkemizde iftar sofralarına, bir insana yetecek yemeklerin, 3-4 katı fazla yemek konuyor. Boş olan mideye bu kadar çok yemek yiyerek yüklenildiğinde sindirim zorlaşacak, bu da midede ağırlık, ekşime, yanma,bulantı hissi yaratacak. Bağırsaklarda ise şişkinlik, kabızlık ve gaz gibi şikayetler oluşacak. Bu nedenle sahurda , özellikle de iftarda sadece yiyebileceğiniz kadar yemek bulunursa , vücudumuza boş yere yüklenmemiş ve sağlığımızı korumuş oluıruz.
Gün içinde kabızlığı önlemek için komposto tüketilmesi uygundur.
Kuru incir, kuru kayısı, mürdüm eriği ve kök tarçın içeren bir kase komposto tüketmek hem midemizi hem bağırsaklarımızı rahatlatacaktır.
Ramazan ayında en çok düşülen hatalardan biri de; meyve tüketimini azaltmak. Günde en az 2 porsiyon meyve yemeyi ihmal etmeyelim.
+++++++++++++++++++
19.08.2010
Ramazan’da karaciğerimiz dinlensin!
Genellikle alkole bağlı olarak zarar gördüğü bilinen karaciğer, yağlı ve aşırı yiyeceklerle de yıpranıyor. Ramazan da karaciğerin dinlendirilmesi açısından en büyük desteği veriyor.
Ramazan’ın gelmesiyle alıştığımız günlük yeme düzeni de değişiyor. Üç ana öğün ve ara öğünlerden oluşan beslenme düzeni, iki veya tek öğüne inip ve bu öğünlerde de çok çeşitli yiyecekleri fazla miktarda kısa süre içerisinde tüketmek bazı sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir.
Fakat yaklaşık 12-13 saat boyunca dinlendirdiğimiz sindirim sistemimizde ve metabolizmamızda bu süre içerisinde değişiklikler oluşur.
Hızlı ve aşırı yemek
Dikkat edilmelidir ki, hızlı ve aşırı beslenme ani mide gerginliklerine, tansiyon yükselmesine ve kan şekerinde artmaya neden olabilir. Yanlış beslenme ile sağlığımızı riske atmaktan yediklerimize dikkat ederek kaçınmalıyız. Oruç tutmadaki esas amaç, bedensel ve ruhsal arınma olduğu için bazı kurallara dikkat etmek oldukça önemli. Ramazanda belki de sağlığına en çok dikkat edilmesi gereken organımız karaciğer. Karaciğer, tüm yıl boyunca içki, sigara, hatalı beslenme, kafein, hava kirliliği, fazla kilo, hormonlu gıdalar, stres ve daha pek çok nedenden dolayı yorgun düşer ve belli aralarla dinlendirilmesi gerekir. Bu dönemde de ramazan karaciğer için bir detoxtur.
Ramazan ayında beslenmede özellikle dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralayabiliriz:
1- İftarda kesinlikle aniden ve hızlıca yemek yemeyin. Daima yavaş yavaş ve küçük lokmalar halinde uzun uzun çiğneyerek yiyin.
2- İftarı önce bir bardak ılık ballı limonlu su için, sonrasında 3-4 hurma veya incir yenebilir. Ardından bir kase tercihen sebze çorbası veya hafif bir çorba için.
3- Sonrasında 15- 20 dk. bekleyiniz. Bu bekleme süreci hazımsızlığı önleyecek ve tokluğu sağlayacak.
4- Asla tok karnına tatlı veya aşırı şekerli meyve veya şekerli çay içmeyin.
5- Ağır yağlı ve yüksek kalorili gıdalardan uzak durun.
6- Yemekle beraber veya sonrasında sindirime yardımcı bitki çayları (rezene, anason, yeşil çay gibi) için.
7- Toksin atmaya ve sindirime yardımcı bazı baharatları (Zencefil, zerdeçal, dereotu, kişniş, tarçın, kimyon gibi)aşırıya kaçmadan tüketin.
++++++++++++++++++
18.08.2010
Oruç tutarken insanlar neden kilo alıyor?
Oruç açlıktır!
- Birinci neden açlıkta vücut metabolizması yavaşlar.
- İkincisi düşük metabolizmada bir anda gece hızlı bir şekilde yeme olursa, bu aynen yağ olarak geriye döner.
- Üçüncü sebep de ramazanda fizik aktiviteleri azalır. İnsanlar öğleden sonra aktif yaşamdan, pasif yaşama geçerler. Bu da kilo almaya yol açar.
* Oruç tutarken aynı zamanda kilo vermek mümkün mü?
Tabii ki mümkün; çünkü düşünün açlık duygusuna vücudunuzu alıştırıyorsunuz. Bundan yararlanarak yeme düzeninizi tekrar gözden geçirip sağlıklı bir beslenme düzenine geçebilirsiniz. Ramazan boyunca oruç tutarken aynı zamanda kilo vermek isteyenler öncelikle iftarda ne yediklerine dikkat etmelidirler.
Asla hızla iftar yapmayın, bu sizi şişmanlatır!
İftar için en az bir saatten fazla zaman ayırmak gerekiyor. İftar yemeklerinin yavaş yavaş yenmesi gerekiyor. Sıvı şeylerle oruç açılmalı. Örneğin orucunuzu ballı-limonlu su ile açınız ve ardından da çorba içiniz. On beş dakika bekleyin ve hafif bir ara verin. Sonra salata gibi mideyi daha az dolduracak, kalorisi düşük lif değeri fazla bir yiyecek yiyin. Üçüncü etapta ana yemeğe geçin. Bu iki-üç porsiyon yemek arasında on dakika ara verin ki doyduğunuzu beyniniz anlasın. Sahura kalkmak mutlaka gerekli. Sahurdaki yenecek gıda sizi tüm gün idare edeceği için daha tok tutucu gıdalar almalısınız. Bu da proteinli gıdadır; Yumurta beyazı, süt, yoğurt,peynir, tavuk olabilir. Bu tür proteinli gıdaların sahurda alınması gerekir. Tatlıların da kesinlikle sahurda yenmemesi gerekiyor. Bol su tüketimini de unutmamak lazım.
++++++++++++++++++
17.08.2010
İftariyelikler…
Bu mübarek ramazan ayının yine bir vazgeçilemeyen bir yanlışı da iftar davetlerinin içeriğidir. Bizler misafirperverliğin erdem sayıldığı bir kültürün çocuklarıyız. Bu sebepledir ki; pek çok aile maalesef iftara davet ettiği misafirlere en iyiyi sunabilmek adına her türlü şarküteri ürününü ana yemek öncesi masaya sermektedir. Peynir çeşitleri, salam, sucuk, pastırma…
Elbette ki herkes misafirlerini en iyi şekilde ağırlamak ister. Ancak unutmayınız ki; saatlerce aç ve susuz kalmış bedenimize bu ağır ve yağlı ürünleri sunmak son derece yanlıştır. Bu tür ürünlerden olabildiğince uzak kalmak gerekir. Çünkü şarküteri ürünleri kolestrol ve trigliseritinizi yükseltir.
Yapılan bazı araştırmalar; sucuk, sosis, salam gibi işlenmiş etlerin kalp krizi geçirme riskini % 42’i , diabet riskini % 20 oranında artırıyor. İşlenmiş et ürünlerinde riskli olma sebebi; yüksek tuz içermeleridir. Bu ürünler 4 kat daha tuzlu ve koruyucu madde içermektedirler.
Ramazanda hem çocuklarımıza örnek olmak hem de sağlığımızı tehlikeye atmamak için yapılabilecekler içinde şarküteri ürünlerini en aza indirmek de mutlaka olmalıdır.
Hergün kendinize 1 çeşidi seçin ve hergün bir diğeriyle devam edin. Örneğin; bir gün 1-2 dilim sucuk, diğer gün peynir-zeytin, bir sonraki gün pastırma gibi.Böylece nefsinizi köreltmiş olursunuz.
+++++++++++++++++++
16.08.2010
İftar sofralarında vazgeçilmez ikili; TAHİN-PEKMEZ
Pekmez'in faydaları
Pekmez, iyi bir karbonhidrat ve enerji kaynağıdır. Ayrıca, mineralleri yoğun olarak içermektedir. Pekmez özellikle günlük kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum gereksiniminin büyük bir kısmını karşılamaktadır. Mineral miktarının fazla ve emilim oranlarının yüksek olması nedeniyle hamile ve emziklilerin, tüberkülozlu hastaların, iyileşme dönemindeki kişilerin diyetinde yer alması önerilmektedir.
Pekmezin çok iyi kaynak olduğu besin öğelerinden biri de kromdur.
Tahinin faydaları
Susamdan elde edilen tahin %60 yağ, %26 yüksek değerli protein (birçok gıdada kısıtlı buluna triptofan ve kükürt içeren aminoasitler içerir) ve B vitaminleri içermesinden dolayı en az et ve süt kadar kıymetli bir gıda sayılmaktadır. Vücudun protein, vitamin, kalsiyum, fosfor ve demir ihtiyacını giderilmesine önemli katkı sağlar. Midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktirir. Kan yapımını, kemik gelişimini destekler kansızlığın giderilmesine destek verir. Hassas midelerin rahatlıkla tüketeceği bir besindir. Halsizlik ve yorgunluğu giderir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Anne sütünü artırıcı özelliği yine halk arasında bilinen önemli faydalarındandır. Çocukların beyin ve zeka gelişiminde olumlu etkide bulunur.
Ramazanda iftar sofralarımızda; genellikle tahin-pekmez bulunur. Bizler de bu lezzetli karışımı çok olmamak şartıyla ve hatta tadımlık alabiliriz. Dolayısıyla günlük ihtiyacımız olan besin değerlerinin bir kısmını tahin-pekmezden karşılayabiliriz.
+++++++++++++++++++
15.08.2010
Yemek sırasında su içerken…
Bütün gün su içmediğimiz için ve yemeklerde de ağır şeyler yendiği için doğal olarak su içme isteğimiz de fazla olacaktır. Fakat yemek sırasında su içmek, mide özsuyunun sindirime yardımcı olan enzimlerinin yapısını bozacağından sindirim zorlaşacaktır. Yemek sırasında en fazla 1 bardak su içmek, bütün gün boş olan midenin yemeklerle zorlanmasının dışında bir de suyla sindirimi yavaşlatmasını engelleyecektir.
Ne kadar su içmeliyiz?
Klasik bir söz vardır, her yerde herkesin ağzından duyabileceğiniz; günde 8–10 bardak su için diye. Bunun nedeni aslında bir kişinin ortalama olarak aldığı enerji ile orantılı tüketmesi gerektiğidir. Ramazanda uzun açlık ve susuzluk olsa da almamız gereken, vücudun ihtiyacı olan sıvı miktı değişmiyor. Biz yine ramazan boyunca 2,5 – 3 lt. su tüketmeliyiz.
Özellikle vurgulamamız gereken bir konu var ki bu da çay kahve içtiğiniz zaman kendinizi su içmiş olarak düşünmemelisiniz. Çünkü bu içecekler idrara çok fazla çıkartan ve vücudunuzdaki suyu fazlasıyla atan içeceklerdir.
İçtiğimiz su miktarı yeterli mi değil mi?
İçtiğiniz su miktarının yeterli olup olmadığını anlamak içinØ idrarınızın rengini kontrol etmeniz gerekir. Eğer su rengine yakın bir renkse içtiğiniz su sizin için yeterli miktardadır.
++++++++++++++++++++
14.08.2010 Cumartesi
AYIN BESİNİ: HURMA
On bir ayın sultanı ramazanın gelişiyle birlikte sofralarımızın başköşesinde HURMA da yerini aldı. Ve resmen bu ayın en sık tüketilen besini haline geldi birden hurma…
Özellikle her ramazan öncesi kuruyemişçiler ve marketleri renk renk süsleyen hurma binlerce yıldır sevilerek tüketilen bir meyvedir. Ülkemizde Datça ve Gölköy hurması olarak iki çeşidi bulunan hurma, 5000 yıldır Mezopotamya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu da üretilmektedir. Ayrıca Amerika’nın Kaliforniya eyaleti ve Avustralya’da üretilmektedir.
Özellikle ramazan ayı ile özdeşleşen hurmayı, mutfaklarımızda yer alan diğer kuru meyveler gibi sürekli bulundurmak doğru bir seçim olacaktır. Kalorisinin fazla olması bir dezavantaj gibi görünse de miktarına dikkat edilmesi durumunda rahatça tüketilebilir. Kurutulmuş hurmanın şeker içeriği yaklaşık olarak % 80 iken taze hurmada bu oran % 60 lara kadar düşmektedir.
Ramazan ayında günde 2 adet (50 gr.) hurma tükettiğinizi düşünürsek; 140 kalori, 1 gr. protein, 32,5 karbonhidrat, 4,3 gr. lifi vücudunuza almış olacaksınız. Ayrıca hurma içeriğinde; yüksek oranda potasyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfor minerali bulunması nedeni ile birçok meyveden daha ön planda olmalıdır.
Hurmanın Faydaları:
· Vücudu kuvvetlendirir.
· Bedensel ve zihinsel yorgunluğu giderir.Bronşit, verem, kuru öksürük ve soğuk algınlığı için faydalıdır.
· Cinsel gücü artırıcıdır.
· Kansızlığı azaltır.
· Anne sütünü çoğaltır.
· Kemikleri geliştirir ve kuvvetlendirir.
· Stresi ve gerginliği hafifletir.
· Hazmı kolaylaştırır ve kabızlık için faydalıdır.
· Kansere, kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu özellikleri vardır.
· Kalp krizi riskini azaltır.
++++++++++++++++++++
13.08.2010 Cuma
Sağlık sorunumuz yoksa oruç tutalım!
Oruç ancak sağlıklı insanların yerine getirebileceği bir ibadettir. Herhangi bir sağlık sorunu olanlar, yaşlı ve hamilelerin oruç tutma kararını vermeden önce doktorlarına danışması iyi olur, özellikle bu yıl buna daha da dikkat edilmesinin çok önemlidir.
Kimler oruç tutmamalı?
· Yaşı çok küçük olanların yani çocukların,
· Büyüme ve gelişme döneminde olan kişilerin1 ay boyunca oruç tutmamaları gerekir. Bu kişiler sağlıksız ve yetersiz beslenmeleri sonucunda sağlık problemleri ile karşılaşılabilir. ( hipoglisemi, konsantrasyon eksikliği, hipotansiyon, aşırı zayıflık, şişmanlık, taşikardi gibi…)
· Şeker hastası
· kalp ve tansiyon hastaları
· böbrek hastalığı olan kişiler
· ameliyattan yeni çıkmış olan,
· ilaç tedavisi gören hasta kişiler
· Hamile olan ve emziren bayanlar
Bu yıl ramazan ayının yaz mevsimine denk gelmesi ve günlerin çok uzun ve sıcak olması sebebiyle sağlık sorunu yaşanabilmesi beklenen bir durumdur. Özellikle gün boyunca oluşacak şeker düşüklüğü ciddi hayati sonuçlar doğurabilecektir. Gün içinde aşırı şeker düşüklüğü ve iftarın hemen ardından ortaya çıkacak ani şeker yüksekliği hastalar için son derece risklidir. Bu ölüme neden olabilecek sonuçlar doğurabilir.
Sıvı kaybı diğer gruplarda da önemli olmakla birlikte, özellikle böbrek hastalarında çok daha önem kazanmakta, böbrek yetmezliği olan kişilerde ani böbrek fonksiyon kaybı ile birlikte ciddi böbrek yetmezlikleri ortaya çıkabilmektedir. Özellikle kalp damar, böbrek ve şeker hastaları yüksek risk altındadır ve doktorlarına danışmadan orucu düşünmemelidirler.
Ayrıca mide ve barsak hastalıkları olanların da oruç tutmamaları gerekmektedir.
++++++++++++++++++++
12.08.2010 Perşembe
Ramazanda nasıl beslenelim?
Sahurda ( Kahvaltı yerine )
1. Seçenek: Yağsız kepekli tost ( İki dilim light ekmek ve bir kibrit kutusu peynir)
2. Seçenek: Bir su bardağı ayran ya da diyet süt, domates, salatalık, maydanoz. Yatmadan önce bir porsiyon meyve (muz, incir, üzüm ve kavun hariç)
3. Seçenek: Doyana kadar, bir yemek kaşığı sıvı yağla hazırlanmış sebze yemeği, salata, 200 gr diyet yoğurt ve bir dilim kepekli ekmek
4. Seçenek: Altı yemek kaşığı pilav, makarna, salata, 200 gr diyet yoğurt (haftada bir iki kere bu mönü uygulanabilir.)
İftar saatinde (öğlen yemeği yerine)
Bir su bardağı ballı-limonlu suyla orucunuzu açın. Bir orta boy pideyi sekiz dilime bölerek, bir dilimini alın. Bir kibrit kutusu peynir, iki dilim hindi pastırma ve bir tane zeytin yenilebilir. Arkasından bir kâse çorba, doyduğunuzu hissetmiyorsanız, bir kâse daha içilebilir. İftarı dışarıda yapıyorsanız, küçük porsiyonlar şeklinde ikram edilenlerden alınabilir.
İki saat sonra (akşam yemeği yerine)
1. hafta: Doyana kadar etli veya etsiz sebze yemeği ve 200 gr yoğurt.
2. hafta: İki gün; doyana kadar sebze yemeği ve 200 gr diyet yoğurt. Üç gün; 100 gr ızgara et, tavuk, köfte veya ton balığını tercih edin, yanında mutlaka salata olsun. Bir gün; bir yumurtalı menemen ya da ıspanaklı omlet hazırlayabilirsiniz, yanında 100 gr diyet yoğurt. Bir diğer gün; sekiz yemek kaşığı barbunya, yeşil mercimek, nohut, kuru fasulye gibi bir yemeğin yanında salata ve 100 gr diyet yoğurt.
3. hafta: 2. hafta gibi olacak.
4. hafta: 2. hafta gibi olacak.
* İki saat sonra Yarım paket bisküvi ya da bir porsiyon meyve ve bir adet diyet bisküvi.
Ya da masum bir tatlı:
1. Elma tatlısı: Bir orta boy elmanın kabuklarını soyarak ortadan ikiye bölün ve üstüne tarçın serptikten sonra fırına koyun, pişirdikten sonra üstüne bir tatlı kaşığı ceviz serperek, bir top diyet dondurma koyarak afiyetle yiyin.
2. Diyet sütlü güllaç: Diyet süt ile yapılmış bir börek dilimi büyüklüğünde güllaç yenilebilir.
3. Diyet süt ile yapılmış muhallebi
4. Üç top diyet dondurma
5. Diyet süt ile yapılmış bir kâse diyet puding
6. Bir kâse meyve salatası (bir kivi, elma, armut, ananas, bir top diyet dondurma)
++++++++++++++++++++
11.08.2010 Çarşamba
Hepinize hayrılı Ramazanlar... Toplumsal hayatta önemli bir yer teşkil eden Ramazan'da, dini bir vecibeyi yerine getirmek için oruç tutmaktayız. Bununla birlikte bireylerin günlük yaşantıları ve beslenme düzeninde önemli değişiklikler olmaktadır.
Oruç tutan bireylerin günlük beslenme alışkanlıklarının değişmektedir. Öğün sayısı ve sıvı tüketimi azalmakta, iftar saatine kadar açlık hissetmemek amacıyla yüksek enerji içeren şekerli, unlu ve yağlı besinlere yönelinmektedir.
Oysa ramazan ayında bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranları değişmemektedir. Bu süre zarfında sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmeye devam edilmesi gerekir.
Yaz aylarında sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmaktadır. Metabolizmamız da bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır.
Vücudun direncinin düştüğü noktada;
• “Kalp debisinde düşme,
• Doku ve organlarda oksijenlenmede azalma,
• Kalp atım sayısı ve kan basıncındaki artış görülmektedir.
Bu nedenlerden dolayı yaz aylarında özellikle:
• Yüksek tansiyon,
• Kalp yetmezliği ve koroner kalp hastalıklarında artış gözlenmektedir.
Ayrıca sıcaklıkların etkisiyle artan terle birlikte su ve mineral kaybı sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri de görülebilmektedir.
Tüm okurlarımızın hayırlı ve sağlıklı bir ramazan geçirmelerini dilerim…
Hava sıcaklığı nedeniyle kaybolan su ve mineral kaybının yerine konulması için iftardan itibaren sahur sonuna kadar ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları gibi bol sıvı ve su almayı unutmamalıyız.
Özel Büyükşehir Hastanesi
Dyt. Aslı Cemile Özatan