Diz kireçlenmesinin aşamalarına göre tedavi yöntemleri

Fizik Tedavivi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Bahadır dizlerde yaşanan kireçlenme ve tedavi yöntemiyle ilgili açıklama yaptı

Yaşlanan nüfus ile beraber Artroz (Kireçlenme), en sık karşılaşılan hastalıklardan birisi olmuştur. Kireçlenme vücutta hemen hemen tüm eklemleri etkileyebilirse de en yıkıcı etkileri dizde ortaya çıkar. Fizik Tedavivi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof Dr. Cengiz Bahadır, dizlerde yaşanan kireçlenme ve tedavi yöntemiyle ilgili açıklama yaptı.

Fizik tedavi, dizden enjeksiyon tedavileri, besin takviyeleri, antiromatizmal ağrı kesici ilaçlar ve cerrahi müdahalenin sıkça başvurulan tedavi yöntemleri olduğunu bildiren Prof Dr. Cengiz Bahadır, "Diz kireçlenmesinin tedavisinde üç adet olmazsa olmazımız; hastanın dizlerine iyi bakması, kilo kontrolü ve egzersizdir. Maalesef diz kireçlenmesi tedavisinde en çok ihmal edilenler de bunlardır. Son yıllarda diz kireçlenmesinde enjeksiyonlar sıkça kullanılmaya başlanmıştır. Bunlar arasında kortizon uzun yıllardır kullanılmaktadır. Halk arasında horoz ibiği de denilen kıkırdak iğneleri tek doz ya da aralıklı olarak 3 doz şeklinde uygulanmaktadır. Son yıllarda PRP (platelete rich plasma) enjeksiyonları da sıkça kullanılmaya başlanmıştır. Hepsinin etki mekanizması farklıdır ve doğru hastada doğru zamanda kullanılmalıdırlar. Kortizon çok güçlü bir antiromatizmal ilaçtır. Diz kireçlenmesinin erken dönemlerinde yapılmaz, orta ya da ileri vakalarda tercih edilmelidir. Özellikle dizde sıvı varsa, hasta çok ağrılı ise kortizon tercih edilmelidir. Ultrason yardımı ile dizdeki sıvı boşaltılıp yapılırsa sonuç çok daha başarılı olur. Dört ay ile bir yıl arasında bir iyilik hali sağlayabilir. Kıkırdak iğneleri 3 doz ya da tek doz olarak yapılabilir. Daha çok erken vakalarda dizde sıvı fazlalığı yoksa tercih edilir. Diz kıkırdaklarını üzerini kaplayarak sürtünmeyi dolayısıyla yıpranmayı azaltır. İleri kireçlenme vakalarında etkinliği olmadığından kullanılmamalıdır. PRP tedavisi ise direk diz kıkırdaklarını iyileştirmeyi hedefleyen bir tedavi olduğundan özellikle hafif ve orta düzeydeki kireçlenmelerde ağrı şiddetli değilse tercih edilmelidir. İleri vakalarda da kısmen işe yarayabilir" dedi.

Kortizon enjeksiyonları kan şekerini ve tansiyonu yükseltebileceğinden dikkatli kullanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Bahadır, "Sık yapılırlarsa kilo aldırabilir. Na hyalurinat (Kıkırdak iğnesi, Horoz İbiği iğnesi) enjeksiyonlarına karşı ise alerjik yanıt olabileceği akılda tutulmalıdır. Bu enjeksiyon tedavileri arasında PRP yan etkisinin olmayışı, kireçlenmenin her döneminde etkin olabilmesi nedeni ile ilk tercih edilmelidir. Ağrısı çok şiddetli olan vakarda ise önce kortizon yapılıp en az bir ay sonra PRP enjeksiyonları başlanabilir. Enjeksiyonlar mutlaka ultrason rehberliğinde yapılmalıdır. Aksi takdirde vakaların yüzde 50’sinde iğne doğru yere yapılamayabilir" şeklinde konuştu.

Bu üç enjeksiyon tedavisi de kireçlenme tedavisinin üç olmazsa olmazı ile kombine edilmesinin unutulmaması gerekiğini vurgulayan Prof. Dr. Bahadır, "Yani hasta bu enjeksiyon tedavilerinden sonra mutlaka kendisine verilen egzersizleri yapmalı, kilolu ise zayıflamalı yada en azından kilo almamalı ve dizi zorlayacak aktivitelerden kaçınmalıdır" ifadelerini kullandı.

Sağlık Haberleri

Türk Kızılay’dan AIDS iddialarına ilişkin açıklama
Koenzim Q10 Yok Sakatat Tüketin
Karapınar’da Dünya Diyabet Günü etkinliği
Mantarların Sağlık Üzerindeki Mucizevi Etkileri
Egzersiz ne zaman yapılır?