Eylül ayıyla birlikte yeni diziler, yeni rezillikleri ile televizyonlarda boy göstermeye başladı.Çoğu dizi de, tüm milli, manevi, ahlaki değerleri hiçe sayarak âdete toplumun yaşam tarzı ile alay eder hale geldi. Mevzubahis dizilerde şiddet, gözyaşı, her türlü sapık ilişki aleni şekilde ortaya dökülmektedir. Hiçbir eğitici ve öğretici yanı olmayan o programlarda da sabahtan akşama kadar, şiddetin, genel ahlaka aykırı davranışların adeta propagandası yapılmakta ve bunlar adeta meşrulaştırılmaktadır.
Hele bir gruba ait bazı televizyon kanallarındaki dizilerde, cinsellik, şiddet, ayrımcılık, genel ahlak kurallarına ve toplumun moral değerlerini hiçe sayarak yapılması ise bu grubun ne kadar millet düşmanı bir politika izlediğini afişe etmekte.
Toplum tarafından tepkilere neden olan bu şiddetin ,cinselliğin, kadın üzerinden işlenir olması ise bilinçli olarak milletimizin en önemli kurumu olan aile mefhumunu dinamitlemeye yönelik bir çalışma olduğunu göstermekte.. Son dönemlerde bu guruba ait ekranlardaki yerli dizilerin “Bir anne, bir hayat arkadaşından öte herkes gibi bir insan olan kadını bütün bu masum ve kutsal özelliklerinden ayrıştırılmaktadır. “Topluma dayatılan kadın tipi ise İhanet eden, evlilik dışı ilişkiler kuran, yuva dağıtan, temel değerleri hiçe sayan bir görüntünün yanı sıra, dayak yiyen, zulme uğrayan, taciz edilen daha da ötesi dakikalarca tecavüze uğratılan, aşağılanan bir zavallı, acınası bir yaratığa dönüştürülmektedir”.
Toplum değerleriyle bağdaşmayan ve aldatma ve ihanet anlayışı üzerine kurulan bu programlar doğru modeller yerine sürekli kötü karakterleri örnek göstermesi, psikolojik problemlerin artmasına sebep oluyor..
En basit tabiri ile bu dizilerde yengesi ya da baldızıyla yasak ilişkiye girenlerle 'seviyeli birliktelik' nikâhsız yaşayanları kahraman gibi gösterilmesi seviyesizliğin ne boyutlarda olduğunu anlatmaya yeterde artar bile.
Dün akşam dizideki gördüğü karakteri ertesi sabah yaşamında uygulayan bilinçsiz insanların sayısı her geçen gün daha da artıyor.Toplumun giyim kuşam tarzına, yürüyüşüne konuşmasına hareketlerine etki eden bu kötü modeller toplumda şiddetin, gayrı meşru ilişkilerin boşanmaların artmasında en büyük etken olduğunu söyleyen uzmanlar bu dizilerin seyredilmemesi ve seyrettirilmemesi için sürekli uyarılar yapıyor.
Memleketin en ücra köşesinde bu dizilerdeki o kötü sahneleri seyredip birebir uygulayan adli olayların sayısı her geçen gün biraz daha çoğalması ne kadar etkili bir silah olduğunu göstermeye yeterde artar bile.Son günlerde Seydişehir gündemine düşen fuhuş çetesi ile ilgili nahoş gelişmeler, mutaassıp şehrimiz insanının bir kısmını ne gibi dejenerasyona uğrattığının göstergesi değil mi?Dizlilerin tüm bu gayri ahlaki gelişmelerde katkısı olmadığını düşünmemiz saflık değil midir?