ANKARA (AA) - GÜLŞEN ÇAĞATAY/MUHAMMED ALİ GÜRTAŞ - Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Endüstrisi Başkanı Elif Düşmez Tek, Türkiye'nin yaptığı ulusal ve uluslararası boru hatları projelerinin enerji ihtiyacını karşılamaya yeterli olmadığını belirterek, "Özellikle doğalgaz depolama ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) terminal projeleri için özel sektörün geliştirmeye çalıştığı projeler olduğunu biliyoruz. Depolama ve LNG terminal projeleri için özel sektörün önü açılmalı." dedi.
Tek, doğalgaz altyapı yatırımlarında özel sektörün rolünü AA muhabirine değerlendirdi.
Doğalgaz arzının dünyanın belli bölgelerinde gerçekleştiğini ve gazın üretildiği bölgeden tüketildiği piyasalara taşınmasıyla piyasanın şekillendiğini ifade eden Tek, coğrafi konumundan dolayı Türkiye'nin sahip olduğu avantajı iyi kullanması, özel sektör oyuncularının da piyasada daha aktif rol oynaması gerektiğini söyledi.
Tek, 2000'li yıllardan itibaren Türkiye'nin enerji ticareti merkezi olma yolunda küresel ölçekte önemli çalışmalar yürüttüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye bölgesinde güçlü aktör olmayı hedefliyor ancak ülkenin yaptığı ulusal ve uluslararası boru hatları projeleri ihtiyacı tam olarak karşılamaya yeterli değil. Özellikle depolama ve LNG terminal projeleri için özel sektörün geliştirmeye çalıştığı projelerin olduğunu biliyoruz ve özel sektör için bu faaliyetlerde fırsat alanı var. Bunun değerlendirilmesi gerek. Doğalgaz depolama ve LNG terminal projeleri için özel sektörün önü açılmalı."
- "BOTAŞ yeniden yapılandırılmalı"
Tek, Türkiye'nin dünyadaki büyük doğalgaz üreticisi İran, Azerbaycan, Türkmenistan, ve Irak ile yüksek tüketime sahip Avrupa ülkeleri arasında kesişim noktasında yer aldığını ve doğalgazda Rusya'ya bağımlılıklarını azaltmak isteyen Avrupa için önemli arz giriş noktası olduğunu hatırlattı.
Türkiye'de aktif doğalgaz ticaret merkezi kurulabilmesi için başta BOTAŞ'ın yeniden yapılandırılması, ayrıca çevre ülkelerden farklı arz kaynaklarının sisteme dahil olmasını destekleyen politikalara devam edilmesi gerektiğini dile getiren Tek, doğalgaz piyasalarının liberalleşme sürecinin uzun zaman aldığını ifade etti.
Tek, "Doğalgaz ticaret merkezlerinin gelişmesinin 10 yılları bulan uzun süreler içinde gerçekleştiği görülüyor. Bu uzun ve meşakkatli yolda makul ve uygulanabilir plan ortaya koyularak kararlılıkla hayata geçirilmesi, sürece ilişkin güven ortamının oluşması açısından oldukça önemli." dedi.
Türkiye ve komşu ülkelerin enerji piyasaları arasında benzerlikler bulunduğuna işaret eden Tek, şunları kaydetti:
"Yıllık 10 milyar metreküp ve üzeri tüketim yapan ülkelere baktığımızda Türkiye, Fransa, İspanya ve Belçika tüketiminin hemen hemen tamamını ithal ediyor. Almanya ve İtalya gaz taleplerinin yüzde 90'ını ithal ederken Polonya yüzde 75'ini, Birleşik Krallık ise yüzde 50'sini ithal ediyor. Yıllara göre incelendiğinde ise Avrupa'nın yerel kaynaklarından yapılan üretimin azaldığı ve rezervlerin yaşlandığı gözlemlenmektedir."
Özellikle enerjisinin büyük bölümünü ithal eden ülkeler arasında Türkiye'nin kaynak çeşitliliğinde birçok Avrupa ülkesinden daha iyi bir noktada olduğuna dikkati çeken Tek, arz güvenliğini güçlendirme yönündeki çalışmalara hız verilmesi gerektiğini belirtti.
Tek, serbest piyasada ticaret yapmanın belirli aşamaları olduğunu belirterek, "Başarılı bir ticaret merkezi için gerekli öncelikli koşul, olgun ve liberal bir piyasadır. İlgili kamu kurumları, tedarikçiler, iletim sistemi işletmecisi ve diğer paydaşlar yakın çalışmalarını sürdürerek olgun ve liberal bir piyasa için izlenmesi gereken yolu birlikte çizmelidirler." diye konuştu.
- "Enerji merkezi olmak için transit olmak şart değil"
Siemens Türkiye Enerji Üretimi Bölüm Direktörü Sinan Bubik de Türkiye'nin planlandığı şekilde ilerlediği takdirde enerji ticaretinde merkez ülke olabileceğini söyledi.
Enerji ticareti merkezi olmak için transit ülke olma şartı bulunmadığını ifade eden Bubik, şöyle konuştu:
"Öncelikle planlamalar çok yönlü yapılmalı. Ülkeye giren kaynağı tüketim noktalarına taşıyacak altyapının giriş ve çıkış kapasitelerinin orantılı ve uyumlu olması gerekir. Örneğin, şu an Yunanistan ve Bulgaristan üzerinden Avrupa'ya çıkış kapasitesinin mutlak suretle artırılması gerekmektedir. Ayrıca devam etmekte olan projelerde gecikme olmaması ve zamanında bitirilmesi, bundan sonrası için planlanan projelere bakışı olumlu etkileyecektir. Türkiye'deki istikrar da bu yatırımların geleceği açısından büyük önem taşımaktadır."
Bubik, Türkiye'nin arz-talep dengesini tutturma konusunda başarılı olduğunu, yatırımcının işini kolaylaştıracak ve bürokrasiyi azlatacak bazı ilave önlemlerle piyasanın daha aktif hale gelebileceğini sözlerine ekledi.
AA