Doğu Akdeniz’de Sular Isınıyor, Neden?!

Ahmet Ünver

Dünyamızı yöneten küresel güçler ve bu küresel güçleri gazlayan, emir komuta konumunda destek veren egemen finansör aileler, hegemonyal duruşları için sürekli olarak bölgemizde,  mutlaka ya kontrol eden olarak bulunmak, ya da tamamen yönetimi ele almak için her türlü kalkışma, saldırı ve girişimler de bulunmaktan çekinmemiştir. Neden?  Yüz elli yıl kadar önce bu bölgede ‘enerji’ kaynaklarının bulunduğunu ve neredeyse ‘dolar’ fışkırmakta olduğunu da anlayan güçler ve egemen aileler, bu bölgede sürekli olarak bir kaos peşinde olmuşlardır!  Kaos olmadığı veya iç karışıklıklarla yönetimleri de ele alamadıkları dönemlerde ise doğrudan darbelerle bu işlemi sonuçlandırmışlardır! Yüz yıllık ve genç bir Cumhuriyet olan sadece Türkiye devletinin darbeler ve muhtıralar serüvenine bakmak, bölgemizdeki büyük oyunu ve sömürge düzenini anlamak için yeterli olacaktır, diye düşünüyorum! Türkiye Cumhuriyeti genç bir devlet olabilir fakat ‘devlet geleneği’ ve ‘devlet aklının’ da en az iki bin yıllık olduğunu, küresel çeteler ve içimizdeki taşeron işbirlikçiler algılayamamıştır! İki bin yıllık Devlet aklının yeniden devreye girdiği, 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışması bunun en canlı örneğidir!

Yazımızın başlığına Akdeniz’de sular ısınıyor dedik! Akdeniz’de suların ısınmasını kim veya kimler, neden talep ediyor? Akdeniz’de suların ısınmasından kim veya kimler kazançlı çıkacaktır? Dünyanın bir başka bölgesi değil de neden Akdeniz? Yüz yıl önce Osmanlı İmparatorluğunu parçalamayı ve hâkim olduğu bölgelerde küçücük devletçikler kurarak buralarda emperyalist duruşlarını sürdürmeyi planlayanlar,  Osmanlı’ya kaç cephede savaş açmışlardır?  Osmanlı, neden aynı anda birden çok cephede savaşmak zorunda kalmıştır?  Anadolu’yu tek cephede yenemeyeceğini ve geçemeyeceğini bilen küresel çete ve işbirlikçiler, her bir koldan bölgemizdeki uşakları üzerinden saldırıya geçmişlerdir! Osmanlı’nın savaştığı veya savaşmak zorunda kaldığı cepheler; Kafkasya cephesi  Rusya‘ya karşı!  Sina ve Filistin cephesi,   Britanya’ya karşı!  Irak cephesi,  Britanya’ya karşı! Hicaz ve Yemen cephesi,  Britanya ve Araplara karşı!  Çanakkale cephesi, Britanya ve Fransa‘ya karşı! İran cephesi,   Rusya ve İngiltere’ye karşı!   Galiçya cephesi de Rusya’ya karşı,  bu asil millet tarafından Anadolu’da var olmak için verilen ‘istiklal ve istikbal’ savaşlardır Günümüzde yaşadıklarımızdan bir farkı var mıdır? Bence hiçbir farkı yoktur! Aynı küresel güçler ve egemen emperyalist aileler yüz yıl sonra bölgemizde yeniden bir dizayn ve paylaşım için isimleri değişmekle birlikte aynı bölgelerde bu asil millete karşı savaş cepheleri açmaktadır! Başarabilirler mi? Anadolu’yu ve asil milletimizi çiğneyip geçebilirler mi? Hayır!  Kesinlikle, mümkün değil! Sadece deneyecekler ve zorlayacaklar! Bu asil millet ve devleti ile anlaşmak için kapımızı mecburen çalacaklar! Başka çareleri de yoktur, anlaşmak ve masada bulunmamız için tüm küresel çete ve egemen aileler kapımıza gelecekler ve bizimle beraber yürümek zorundalar!

Yüz yıllık plan ve hesapları çerçevesinde, egemen güçler tarafından, 2001 yılında Afganistan ve Irak bir bahane ile işgal edilmiştir!   Milyonlarca insan hayatını kaybetmiş, bir o kadarı da kayıp ve sakat kalmıştır! Kimin umurunda! Dünya’ya sadece özgürlük ve demokrasi getireceğini iddia edenler, hegemonyaları için bölgemizdeki kaç devleti tarumar ve yerle bir etmiştir! Dünya’da yeniden kurulmakta olan ve 65 ülkenin birlikte kalkınma ve gelişim projesinde olamayacaklarını anlayan küresel güçler ve onların finansörü egemen aileler,  bir bahane ile bölgemize gelmişler,  bir yol ve bir kuşak,  İpek yolu projesinin ana güzergâhlarında kendilerince bir temizlik, kontrol ve güvenlik sağlamaya çalışmışlardır!  18 Aralık 2010 tarihinde Tunus’ta başlayan protesto gösterileri aynı hesap ve planın bir başka versiyonudur! Bu gösterileri kimler finanse etmiştir? Bu gösterilerdeki kullanışlı aktörler nerededir?  Bu kullanışlı aktörler başka bölgelerde kullanılmak için bekletilmekte midir? Bu gösteriler domino etkisi ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın tamamında bir Arap baharı hareketi şeklinde,  Mısır’da 30 yıllık diktatör Hüsnü Mübarek ve Libya’da 42 yıllık diktatör Muammer Kaddafi’nin devrilmesiyle sonuçlanmıştır! Küresel çete, Mısır’da darbeye neden gerek duymuştur? Libya neden işgal edilmiştir? Aslında hesap yine aynıdır! Sadece bahane ve gerekçeleri değiştirmektedir! Dünya halklarını ancak bu şekilde kandırabilir ve ikna edebilirler! Hesap ve plan,  Dünyamızda kurulmakta olan ve 65 ülkenin birlikte büyüme ve kalkınma projesinin önüne geçmek veya tamamen kontrolü ele almaktır! Akdeniz’de reserve olarak tahmin edilen enerjinin rakamsal değeri belli değildir! Siz buna bir de Yeni İpek yolu projesinin deniz ve kara olarak orta koridor merkezini Akdeniz olarak alırsanız,  buraların neden ısınmakta olduğunu çok kolay bir şekilde algılayabiliriz! Akdeniz’e sınırı dahi olmayan devletlerin ta buralara kadar neden savaş gemilerini gönderdiğini de çözümleyebiliriz! Akdeniz’de halen en az YETMİŞ kadar SAVAŞ gemisi, binlerce mürettebatı ve bir o kadar da savaş teçhizat ve donanmaları ile balık tutmaya, hem de BALİNA avlamak için gelmiş olabilirler mi?! Neden olmasın!

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.