İZMİR (AA) - İzmir'in Çeşme ilçesinde yaşayan kadın, doktorunun, hamileliğinin 22. haftasında bebeği özürlü doğabileceği için kürtaj yaptırması önerisine rağmen oğlunu doğurdu.
Asiye Gürsoy (31), gebeliğinin 22. haftasında doktorunun, bebeği özürlü doğabileceği için hamileliğini sonlandırması önerisini kabul etmedi.
Doktorunun kürtaj önerisini reddeden Gürsoy, lokanta işletmecisi eşi Eyüp Sabri Gürsoy ile başka bir doktora gitmeye karar vererek, özel hastanede görevli kadın doğum uzmanı Prof. Dr. Serkan Güçlü'ye başvurdu.
Tetkikler üzerine daha önce bebeğe konulan, "nöral tüp defekti" de denilen, bebeğin omurgasındaki açıklığın ileri boyutlarda olmadığı, doğduktan sonra operasyonla düzeltilebileceği ve bebeğin alınmasını gerektirecek durumun bulunmadığı anlaşıldı.
Gürsoy, 25 Nisan'da sezaryenle 50 santimetre boyunda ve 3 kilo 300 gram ağırlığında, "Kerem" adını verdikleri erkek bebek dünyaya getirdi.
Prof. Dr. Güçlü, gazetecilere yaptığı açıklamada, bebeğe konulan "nöral tüp defekti" tanısıyla her hamileliğin sonlandırılmasının doğru olmadığını savundu.
Güçlü, şunları dile getirdi:
"Çift, bize gebeliğin 5. ayında geldi. Bebeğe meningosel tanısı konulup gebeliğin sonlandırılması önerilmiş. Meningosel ya da diğer adıyla nöral tüp defekti, bebeğin omurga kanalındaki kemiklerin kapanmasındaki bir bozukluk. Bu, genelde ilk 6-7 haftada oluyor. Özellikle folik asit eksikliği sorumlu tutuluyor. Gebe kalmadan iki ay önceden anne adaylarına folik asit takviyesi yapılmalı. Değerlendirmemizde kemiklerdeki açıklığın sinir dokularını etkilemediği ve bebeğin kafasında büyümeye neden olmadığı anlaşıldı.
Gebeliğin devamı kararı alındı, seyrinde de olumsuz bir gelişme gözlenmedi."
Bebeğin genel sağlık durumunun iyi olduğuna dikkati çeken Güçlü, "Beyindeki kese sağlam olarak duruyor. Omurgadaki kemik açıklığını beyin cerrahları bebek, 2-3 aylık olunca kapatacak ve sağlığına kavuşacak inşallah. Anne karnında bebeklere bu tanı konulduğunda gebeliğin sonlandırılması isteniyor. Beyin gelişim bozukluğu, nörolojik problemler, yürüme problemleri olabiliyor. Bu sorunları düşünen anne babalar da uğraşamayacaklarını düşünerek gebeliğin sonlandırılması yönünde karar veriyor. Oysa tanı iyi konulmalı, derecesi değerlendirilmeli, nöral defekti çok ağır bir bulgu gibi kabul edip, 'orada bir açıklık var' diye gebeliğin sonlandırılması yanlış." şeklinde konuştu.
- "Dünyam başıma yıkılmıştı"
İkinci kez anne olmanın mutluluğunu yaşayan Asiye Gürsoy da bebeğinin doğması halinde özürlü olacağının söylendiği anı hatırlamak bile istemediğini söyledi.
Karar vermek için çok zor bir süreç geçirdiğini belirten Gürsoy, "O an dünyam başıma yıkıldı sandım. Bebeğin özürlü oluşunu kabullenmek ya da gebeliği sonlandırma düşüncesi çok yıpratıcıydı. Az daha vazgececektim bebeğimden, çok şükür ki başka bir doktora daha gitmişiz, çok şükür, bebeğim Kerem'imi sağlıklı kucağıma aldım." ifadelerini kullandı.
Allah'a tevekkül ettiklerini vurgulayan baba Eyüp Sabri Gürsoy da "Öyle hemen kabullenmedik, koydukları tanının dereceleri olduğunu sonradan öğrendik. Sonra da Allah'a tevekkül edip bebeğimizi yaşatma kararı aldık. Aksi bir karar alsak, vicdan azabını bir ömür çekecektik. Doktorumuzun da söylediği gibi teşhis çok önemli. Doktorlarımıza her zaman minnettarız" görüşünü paylaştı.
AA