Nihayet tüm Türkiye gerçekten kışı iliklerine kadar hissediyor…
Her yerde kar var…
Hava soğuk mu soğuk…
Ama siyasetin ateşi bu soğukluğa aldırmadan yükseliyor.
Siyasi parti liderlerinin demeçleri gazete manşetlerinden inmiyor.
Özellikle de AKP lideri Başbakan Erdoğan’ın son dönemde verdiği her demeç ülkede çalkantı yaratıyor…
Erdoğan gittiği yerlerde bizim de pek anlayamadığımız bir şekilde çok sert bir uslup kullanmaya başladı, tartışmaların fitilini ateşledi…
Önce kendi belediyesi döneminde “Ermenistan”la açılımın simgesi olsun, taa “Ermenistan’dan görülsün” diye yaptırılan tonlarca ağırlıktaki heykele “ucube” sözüyle tüm ülkeyi ayağa kaldırdı…
Kültür Bakanının bütün “Sayın Başbakan öyle demedi” sözlerine rağmen açılımın “ucube” bir şey olduğunu başbakan kendi ağzıyla söylemiş oldu…
Aslında bu kendi açılımlarına vurduğu ilk darbeydi başbakanın seçim öncesi…
Böylece dış politika açılımına bir süreliğine ara vermiş oldu…
Daha sonra Galatasaray taraftarlarını Arena stadyumu açılışında çılgına çeviren “daha el sıkışmadık, anlaşma yapılmadı” sözlerini söyledi ve ıslıklı protestolara maruz kaldı…
Ardından içki içenlere “herkes özgür, aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar” diye yüklendi…
Liberallere dönük açılımına da böylece ara vermiş oldu, seçim öncesi…
Bu arada hemen sizlerle bir bilgiyi paylaşayım; yandaş medya olarak bilinen bir gazetenin dünkü manşetinden öğrendik ki, içki kullanımı son 6 yılda 2 kat artmış.
Görünen o ki, ya son altı yılda “seks ve içkiden başka bir şey düşünmeyenlerin” yani AKP’li yöneticiler gibi düşünmeyenlerin (!) sayısı 2 kat arttı, ya da Türk milleti son 6 yılda kendini içkiye vermiş durumda.
Eğer birinci şık doğruysa AKP bu seçimlerde gerçekten çok zorlanacak.
Çünkü AKP’nin ve AKP’ye oy verenlerin “seks ve içki”yle işi olmaz!
Yani en azından AKP’li yöneticilerin demeçlerinden bunu anlıyoruz…
Yok, ikinci şık doğruysa bu daha da vahim, Türkiye alkolizm batağına saplanıyor demektir…
Son sekiz yıllık muhafazakar demokrat bir partinin iktidarında Türk halkı alkolik olmuş demektir…
Bu konuda AKP’nin demokrasisi işlemiş, muhafazakârlığı yaya kalmış anlaşılan…
****
AKP lideri Erdoğan bu arada bir de yıllardır kendisini destekleyen liberal aydınlarla da takıştı…
Türk milletini ordusundan soğutma çabasını başarıyla uygulayan, referandum öncesinde yaptığı yayınlarla “Evet”çilerin koltuk altı gazetesi olan Taraf’ın başyazarıyla birbirine girdi…
Ne oldu hatırlayayım…
Ahmet Altan, Erdoğan’ı “anneleri, babaları bu işe karıştırmayalım” diye haklı bir şekilde köşesinde eleştirdi…
Başka ne dedi Altan; Erdoğan’ı “MHP’lileşmekle” itham etti…
Başbakan da buna çok kızdı…
Ve bunun üzerine Altan’ı mahkemeye verdi.
50 bin TL’lik bir de tazminat istiyor…
Tabii bizler de bu olay üzerine düşünmeden edemiyoruz…
Ve Başbakan’a soruyoruz sizin de aklınıza takılan soruyu…
MHP’lileşmek kötü bir şey mi?
Kötü bir şeyse AKP grubunda Mustafa Pehlivanoğlu’nun mektubunu gözleri yaşararak okuyan, referandum öncesi sürekli MHP tabanına seslenen Erdoğan, Ahmet Altan’ın bu ithamından niye alındı, buna niye çok kızdı…
Anlayan varsa gelsin bize de anlatsın…
Ama bilinen bir şey var ki, AKP cephesinde bir şeyler ters gidiyor.
Cari açık 2008 krizinin de üzerine çıkmış…
Dolar 1600 sınırını geçmiş…
İşsizlik ve yoksulluk her geçen gün kendini daha da hissettiriyor…
Kişi başına düşen milli gelirin görünürde onbin doların üzerinde olması, bebeklerin açlıktan ölmesine engel olmuyor…
Referandumda vaat edilen vatandaşa dönük hiçbir şey yerine getirilmemiş durumda….
En önemli iki konuda hala bir arpa boyu bile yol alınamamış.
12 Eylül Darbecileri hala yargılanmadı…
Başörtüsü sorunun çözümü başka bir bahara kaldı…
Ve iktidar, hala gelecek seçimleri, seçimler sonrası yapılacak anayasayı, anayasa sonrası cumhurbaşkanlığını, hatta hatta başkanlık sistemini milletin önüne koyuyor…
Hele şu referandumda vaad edilenleri bir yerine getirin…
Gerisi Allah kerim…
Amma velakin biliyoruz ki, bunlar hep vaad, hep vaad…
Yani dön dön, aynı plak…