KAHRAMANMARAŞ (AA) - İSMAİL HAKKI DEMİR - Türkiye'nin kentle simgeleşen lezzetlerinden "Maraş dondurması"nı büyüklerinden "kaymaklı" olarak devralıp bugün 100 çeşidini üreterek bir dünya markası haline getiren Mehmet Sait Kanbur, "annem, babam" dediği dondurma için günde 19 saat çalışarak hem ustalık yapıyor hem de bu emaneti taşıyacak insanlar yetiştiriyor.
Dedesi Mehmet ve babası Yaşar Kanbur'dan emaneti devralan 70 yaşındaki Mehmet Sait Kanbur, uzun yıllar önce 25 metrekarelik bir dükkanda dondurma serüveninin ilk adımlarını attı. Babaları Yaşar Kanbur'un "Ben gittikten sonra abinizi baba bileceksiniz" vasiyetiyle, kardeşler Atilla ve Erdal Kanbur'un da desteğiyle ağabey Mehmet Kanbur'un öncülüğünde 1962'de Yaşar Dondurma kuruldu ve Mado'nun da ilk temeli atıldı.
Çalışkanlığıyla tanınan, "dondurmanın bayrağını" yükseklere çıkarmak için çaba gösteren Kanbur, hijyeni, iş titizliği ve disipliniyle de dikkati çekiyor.
Sabahın erken saatlerinde işe başlayıp 02.00'ye kadar, yaklaşık 19 saat çalışan Mehmet Kanbur, gün içerisinde sık sık fabrikaları ziyaret ediyor. Kimi zaman baklava hamuru açarak kimi zaman da dondurmanın kıvamına bakarak daha iyi üretim için yönlendirmede bulunan Kanbur, çalışanlarını destekliyor.
Kiminin "Mehmet baba" diye kimin de "usta" hitap ettiği Kahramanmaraş'ın kanaat önderlerinden Kanbur, "Her dondurma dondurma değildir." diyerek dört kıtaya dondurma ihraç ediyor.
Dondurmayı doğal hammaddelerden üretmek için çiftlik kurarak keçi ve orkide yetiştiren Kanbur, dünya markası haline getirdiği Mado'nun farklı ülkelerdeki şubelerini ziyaret etmeyi de ihmal etmiyor.
Ustalığı kadar insani yönüyle de bilinen Kanbur, öğrencilere burs, eğitim ve sağlık alanında birçok destek sağlıyor, ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunuyor.
Farklı ülkelerden dondurmayla ilgili çok sayıda ödüller de alan Kanbur, "kaymaklı" olarak devraldığı dondurmayı şimdi 100'ün üzerinde çeşitle 4 kıtada 27 ülkeye ulaştırarak başarı hikayesinin mutluluğunu yaşıyor.
- "Dondurmanın içine doğdum"
Mehmet Sait Kanbur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aileden aldığı bir emaneti buraya kadar taşıdıklarını, bundan sonra da emaneti taşıyacak insanlar yetiştirmeye çalıştıklarını söyledi.
Halen ustalık yapmaya çalıştığını dile getiren Kanbur, dondurmanın içinde doğduğunu, sanatkarın da yaptığı işin içinde doğması gerektiğini vurguladı.
Kanbur, şunları söyledi:
"Osmanlı'dan bu yana gelen dede, baba mesleğime, dondurmanın içinde doğdum. 'Annem, babam dondurma' dedim. Bize birşey öğretirken 'Oğlum siz kolunuza altın bilezik takıyorsunuz, bu her yerde geçerli, her yerde harcarsınız' derlerdi. Böyle öğrettiler. Biz de öyle öğrettik ama insanlar usta olmaya değil taklit yapmaya gayret ediyorlar. Ucuz ürün satmayı ustalık zannediyorlar. Bu doğru bir şey değil. Birini örnek alacaksın, birine de model olacaksınız. Model aldığınız insandan da model olacaksınız bir yerde. Onun için de bu işe bir taş koymanız gerekir. Bir kale yapacaksanız, ecdad size on basamaklı bir kale vermişse on basamak da siz koyacaksınız ki bu kaleler yücelecek. Sanat böyle bir şeydir."
"Her dondurma dondurma değildir." diyerek bir dünya markası yaptıklarını anlatan Kanbur, "Bugün 27 ülkede yerimiz var. Türkiye'nin bayrağını 27 ülkede dalgalandırıyoruz. Bu, vizyon meselesidir. Usta sadece işi yapan değil yöneten ve bayrağı bir yere taşıyandır. Onun için de ustalık, tarifi olmayan, yaşanabilen bir olaydır. Usta da ustanın yanında yetişir. Ben hep 'Dondurmacı değilim ben bir dondurmayım' diyorum." ifadesini kullandı.
- "Biz hep ustalığımızı ön plana koyuyoruz"
"Kaymaklı dondurma"dan başlayıp bugün 100'ün üzerinde çeşit ürettiklerini ifade eden Kanbur, her ülkenin kendi kültürüne göre dondurmayı çeşitlendirdiklerini ve bugüne kadar hiçbir konuda tenkit almadıklarını kaydetti.
Mehmet Sait Kanbur, şöyle konuştu:
"Biz bu işi ekonomik açıdan hiç düşünmedik, bayrak olarak düşünüyoruz. Bu bayrağı aldık ve bu bayrak inmesin diye mücadele veriyoruz. Hala işin başında koşturuyoruz, öğrenci yetiştiriyoruz. Eğitmenlik yapıyorum. Kahramanmaraş'ı bir dünya markası yapmak için yola çıktık. Bugün elhamdülillah Kahramanmaraş'ı bir dünya markası yaptık. Maraş dediğiniz zaman akla ilk gelecek şey dondurmadır. Milli ve yerli bir dondurmayı dünya markası yaptık. Başkaları bizim ismimizi kullanmaya çalışıyor, taklit yapılıyor, fotokopi yapılıyor. Her Maraş'ta yapılan dondurma aynı değildir. Her topraktan çıkan buğday da aynı değildir. Tohum da önemli toprak da. Yetiştiren de önemlidir çünkü yetiştirmek apayrı birşey. Bizim tek bir hedefimiz var, o da dünyalı olmak. Bizim başka bir ticari bakış açımız yok."
- "Taklit demek ucuz demek"
İşi çocuklara, ailenin bireylerine, sokaktaki insanlara, Kahramanmaraşlılara öğretmeye çalıştıklarını belirten Kanbur, "Taklit yapılmasına da müsade etmiyorum. Taklit demek ucuz demek. Doğrusunu yapın, kaliteli yapın ve doğru satın. Kalitesini düşürdüğünüz zaman siz de kendinizi düşürürsünüz. Bunun kalitesini yükselttiğiniz zaman hep birlikte yükseliyorsunuz demektir." şeklinde konuştu.
Öğretmenin ve ustalığın önemini vurgulayan Kanbur, "Servet sahibi olmak, makam sahibi olmak ayrı şey usta olmak ayrı şey. Biz hep ustalığımızı ön plana koyuyoruz. İnsanlara bir şeyler öğretmeye çalışıyoruz. İşinizin başında olacaksınız. İşinizi kendiniz yapacaksınız. Kendi ekmeğini kendin pişireceksin ki birine model olasın. Biz model olmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
AA