Dönem dizisi çekecek mahalle kalmadı

Çarpık kentleşme, dönem filmlerini zora sokuyor

Her yıl onlarca dönem filmi ve dizisine tanık oluyoruz. Kimi televizyonda, kimi perdede arz-ı endam ediyor. Klasik arabalar, döneme uygun giysiler, konuşma tarzları ve tabii ki mekânlar...

MEKAN BULMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYORLAR

Arabaları, elbiseleri bir şekilde bulan sanat yönetmenleri en çok mekân bulmakta zorlanıyor. Eski mahalle dokusunu vermek için İstanbul'un altını üstüne getirseler de, birkaç tarihi binaya ancak rastlıyorlar. Tabii onlar da baz istasyonları, gelişigüzel ve estetikten yoksun tabelalar ve silüeti bozan gökdelenlerin gölgesinde kalmamışsa. Kamerayı biraz aşağı bastır, kadrajı daralt, antene dikkat et, klimayı görme... Montaj odasında silinenleri hiç saymıyoruz...

"TÜRKİYE'DE BİR TABELA TERÖRÜ VAR"

TRT'deki Seksenler'i platoda çeken yapımcı Birol Güven, yeni dizisi '90'lar için de plato arayışlarına başladı. Kasabı, manavı ve bakkalı olan bir mahalle bulamadığından yakınan Güven, "90'ları kurmaya ne gerek var. Her yer 90'lar. Ama öyle değil. Türkiye'de bir tabela terörü var. Ve bunlardan dolayı çekim yapamıyoruz. En küçük bakkalda bile var." dedi.

"FİLMLERİ PLATOLARDA ÇEKMEK GEREKİYOR"

Dönem filmi çekmenin zorluklarını 'Uzun Hikâye'de yaşayan Osman Sınav ise bir sayfalık senaryo için üç ay boyunca dolaşmadık kasaba, köy bırakmamıştı. Yakında atv'de ekrana gelecek dönem dizisi 'Tozlu Yollar'ı çeken yönetmen Özer Kızıltan da platonun önemine dikkat çekiyor: "Tabii ki sektör adına ciddi zorluklar yaşanıyor. Korunmuş olsa daha rahat çalışırız. Ancak filmleri platolarda çekmek lazım."

Platolaşmaya destek veren bir başka yönetmen Abdullah Oğuz. 'Bir Zamanlar Osmanlı' için uzun süre İzmit'teki platoda çalışan Oğuz, "Çarpık kentleşme işleri zorlaştırıyor. Bu işin formülü stüdyolar. Başka türlü zor olur artık..." diyor. Yol Ayrmı (TRT 1), Öyle Bir Geçer Zaman ki (Kanal D), Kayıp Şehir (Kanal D), Karadayı (atv), Tozlu Yollar (atv) ve Huzur Sokağı (atv) gibi pek çok dönem dizisi ekrana geliyor.

"ÇARPIK KENTLEŞME SİNEMAYA ZARAR VERİYOR"

Birol Güven (Yapımcı) :

"Uydu cihazları, klimalar, antenler... Şehir görüntü- müz çok kötü. Geçen hafta Floransa ve Polonya'ya gittim. Ne bir tabela ne de çirkin görüntüye rastlamadım. Başka bir proje için İstanbul'u gezdim, çekim mekânı bulamadım. Bir mahalle dokusu istiyorum, yok. Bence çarpık kentleşme sinemamıza zarar veriyor..."

"ÇEKİM ALANINIZI KISITLIYOR"

Abdullah Oğuz (Yapımcı) :

"Eski bina bulmak çok zor artık. Bulduğunuzun yanında da çarpık bir bina oluyor. Sizin karenizi, resminizi sıkıştırıp daraltıyor. İstanbul'un yeniden inşası için 50 yıl geriye gitmeyi isterdim. Yağmalama devam ediyor. Ayrıca plato yapıyoruz, orijinal malzeme kullanmadığımız için 2 yılda çöpe gidiyor. Onu bile koruyamıyoruz."

"DOĞAL PLATO OLARAK KORUYABİLSEK"

Tomris Giritlioğlu (Yönetmen) :

"Keşke dokuyu olduğu gibi koruyabilsek. Doğal plato olarak. Kötü bir kentleşme planı uygulandığından, plato zaruret haline geldi. Ama ben mekânın kendi dokusunu tercih ederim. Platoya alışık biriyim. TV antenlerini, baz istasyonlarını kapatmak zor. Güz Sancısı'nı platosuz çektim ama çok zorlandım."

Medya Haberleri

Hataylı Minik Yetenek Ahmet Kazar, Haluk Levent ile Aynı Sahneyi Paylaşmak İstiyor
Okan Yalabık’ın Gençlik Hali Görenleri Şaşırttı!
Ankaralı Turgut’tan kötü haber geldi
Akasya Durağı’nın Dilek'i yıllar sonra ortaya çıktı
Mert Demir Konya'yı Duman Edip Gitti