Yazımın başlığındaki deyim, malum yaşı 30’un üzerindekilerin hatırlayacağı üzere, çocukluğumuzda sıkça duyduğumuz bir ifadedir. Hani yaşı 2 yada 3’ün üzerinde artık bezden belekten kurtulup kemerli pantolon giymeye başlayan, bebeklikten çocukluğa geçenlerden başlayıp, taaki bazen evlenme çağına gelen gençleri dahi kapsamayan bir kuşak için söz konusu idi. Toplum içerisinde boy gösteren birinin şayet pantolonu ile gömlek veya kazağının arasından, eğerki “göynek” (atlet) yada “donu” (kilot) görünecek olursa, bu görünüme tepki protestosu ve ikazı anlamında kullanılırdı, bu “Donu düşük emsiz..” ifadesi. Deyimdeki “don” kelimesi pantolon anlamında kullanılırdı. Emsiz kelimesi ise “Em” çare, ilaç, derman anlamına kullanılırdı. Yani özetleyecek olursak şayet bir gencin kılık kıyafeti olması gerektiği gibi değilse, toplum tarafından Em’sizlik olarak nitelendirilirdi. Haa birde şu ifade eklenirdi peşi sıra “Kılığına kıyafetine ve kendine hayrı olmayanın, memlekete ne hayrı olacak…” denilirdi.
Gelelim günümüze; şöyle bir etrafımıza baktığımızda öyle çok emsiz var ki toplumuzda! Hemde öyle eskisi gibi sadece çocuk ve genç yaşlarında değil, kelli felli koca koca hatunlar dahi maalesef “moda” adını verdikleri bu kıyafet biçimini öylesine benimsediler ki sormayın gitsin. Eee o zaman bizim çocukluğumuzda boşuna mı günahımızı adılar yani (Emsiz; işe yaramayan, bir derde derman olmayan…) yada biz taa o zamanlar çokmu ileri görüşlüydük te bugünlerin modasını keşfetmiştik hani… Şaka bi yana inanın ben henüz akıl erdirebilmiş değilim daha bu Düşük bel Pantolon modasına. Takıldım kaldım Allah aşkına şu işin makul ve mantıklı açıklamasını bilen varsa bana anlatsın. Nede olsa benim kafa kağıdı da artık eskimeye yüz tuttu ya, basmıyor kalın kafam bir türlü. Eğerki bir izahı varsa bende bileyim, ama yoksa ve sırf –Ama kerataya da yakışıyor… mantığıyla ve sırf moda diye giyiliyorsa da vah anam vah ki ne vahh. Desene toplumumuz hızla emsizleşiyor ve dahada emsizleşecek. Niye mi? Çünkü bu modanın öncü ve savunucuları geleceğimizin mayası, Fatihler, Yavuzlar doğuracak kadınlarımız kızlarımız. Eee yarın bunlar kendi inandığı şeyleri çocuklarına da aşılayacak yada örnek olacak değil mi?
Neyse ben bu konuya fazla girmeden toparlasam olacak, yoksa dilimin fren ayarı zayıf, durduk yerde kalp kırmayalım. Alan almış giyen giymiş ve gören de memnun ki moda olmuş almış başını gitmiş. Benimkisi de laf şimdi yani… Ben asıl lafı şu noktaya getirmeye çalışıyorum.
Hani biz toplum olarak “özü ve sözü bir” millet olamadıkça daha çook, sonu –cılık, cülük… le biten, akımların kuklası olmaya devam edeceğimiz aşikâr. Düşüncede ve özde Müslüman-Türk fakat şekilde icraatta tam bir gayrimüslim insanlar yığını haline gelen toplumumuz. Meşhur bir söz vardı, hani eskilerde okulların görünen yerlerine kocaman harflerle yazılırdı; “EDEP ÖĞRENİLMEDEN, İLİM ÖĞRENİLMEZ” diyen. Şimdi bu sözler bile yazılmaz oldu, son modacıların manevi şahsiyetine imalı dokundurma yapıyor diye. İşte onun içindir ki günümüzde, edepsiz bir sürü ilim sahibi türedi ve kelek kesen söz sahibi makamları işgal ettiler ve memleketimizin geldiği nokta ortada. Yorum sizin…
Ben aslında bu tür konularda yazmaktan ve başkaldırmaktan son derece deşarj oluyor ve benim gibi düşünenlere yalnız değilsiniz mesajı vermek istiyorum ama az denilemeyecek sayıda insanında rahatsız olduğunu farkındayım. Ama neylersiniz ki yazmak zorundayım, yoksa içimde patlayacak. Hem ben nasıl ki “O” biçim insanlardan rahatsız olarak sineye çekip, dişimi sıkıp katlanabiliyorsam, onlarda benim bu düşüncelerime en azından saygı duymasını bari öğrenecekler. Son söz olarak, dilek ve temennim o dur ki; “Sen benim kılık kıyafetime bakacağına, kalbime ve niyetime bak..” diyerek kendince haklı mazeretler ürettiğini sanan, içi-dışı başka başka insanlarımızın haklı çıktıkları ve benim ön yargılı olarak yanılıyor olmamın, anlaşılacağı günlerin yakın olması temennisiyle!..
ADAM GİBİ*******************
Kimi utanır kaldırmaya başını,
Kimi utandırır kaldırım taşını.
************HİKMETLİ SÖZLER
****** İnsanlık**********
İnsanlar kahpe olmuş, duvarlar çürük,Dost bildiğine bile olma arkan dönük.
Satılan satılana insanlık pazarında;
İnsan olmak suç imiş insanlar nazarında
Dostluğun değerini bilen hiçmi kalmamış,
Menfaat dünyasında dost, dostu satarmış,
Kötülük elden değil, en yakınındanmış,
Önünü göremeyen, kötülüğe tadanmış..
Dost bilip açma sırrın, sen kendini iyi et,
Dostunda seni kötü etmekmiş niyet,
Olsa da sende tertemiz hakça niyet
Nankörlük görmek insana en büyük eziyet..
Basamak olmuşuz namerdin ayağına;
Çıkartmışız yukarı, o ise ezip geçmiş.
Hiç bakar mı geriye kadir kıymet bilmeyen,
Olursun bir gün sende vardığın en tepeden.
Yüze gülen ikiyüzlü koynumdaki yılanlar,
Akrepten farksız sessizce yaklaşanlar,
Dostuna kuyu kazan köstebek suratlılar,
Kendini iyi eden maymun tabiatlılar..
Allah yaratmış kulunu, o her şeyi görüyor;
Münafığı, kafirden Kuran kötü tutuyor;
O zaman mert düşman, kahpe dosttan iyidir,
Allah’ım sen vekilsin sen hadlerini bildir..