Konya’nın Seydişehir ilçesinde, çocukluğundan beri semercilik yapan 67 yaşındaki Muammer Kıl, mesleğinin teknolojiye yenik düştüğünden yakınan zanaatkarlardan biri. Vakit geçirmek, boş durmamak için işini sürdüren Kıl, kendisinden sonra asırlık dükkanına kilit vurulacağına inanıyor.
Ulukapı Mahallesi'nde evinin altındaki atölyesinde çalışan Kıl, 7 yaşında dedesi ve babasının yanında çırak olarak mesleğe başladığını anlattı. 1980 yılında babasının ölümünden sonra yalnız başına semerciliğe devam ettiğini dile getiren Kıl, Seydişehir’de geçmiş yıllarda 100 semerci ustası olduğunu ancak artık sadece kendisinin kaldığını ifade etti.
Kıl, semerciliğin geçmişte çok önemli bir meslek olduğuna işaret ederek, "Her evde hayvan çoktu. Yükler, motorlu araçlara yüklendikçe bir zamanlar evin tüm ihtiyacını gören hayvanlar da önemini kaybetmeye başladı. Doru (kızıl) atlar, boz eşekler çekip gitti, semercilik de bitti. Artık eskisi kadar ne semerci kaldı, ne de nalbant." diye konuştu.
Yanında çalışacak çırak bulamamaktan yakınan Kıl, yeni neslin mesleğe ilgi göstermediğini aktardı.
- Yılda 3 semer yapıyor
Bir semeri 5 günde tamamladığını belirten Kıl, "Kaliteli bir semeri her şeyi dahil 200-250 liraya mal ediyorum. Yöremizde merkep sayısı azaldı. Yılda 3 müşteri ancak geliyor. Eskiden yılda 100 semer yapardım." dedi.
Mesleğini çok sevdiğini, unutulmasını istemediğini vurgulayan Kıl, şunları kaydetti:
"Semercilik, ustalık isteyen bir iş. Dengeli yapmazsan hayvana eziyet verirsin. Ölçüyü iyi alıp dengeli yaparsan, hayvanın sırtına tam oturur. Biz de mesleği bırakınca bilmem bu işle kim uğraşır. Asıl üzüntüm, meslekten ziyade bir kültürün kaybolması. Semerciliğe sahip çıkılması, mutlaka gelecek kuşaklara aktarılması gerekiyor. Atlara, eşeklere semer vuran kalmadı. Para da kazanamıyorum ama ata mesleği, bırakamıyoruz. Vakit geçirmek, boş durmamak için bu sanatı yaşatmaya çalışıyorum. Benden sonra bu asırlık dükkana da kilit vurulacak."