Tüm ayların sultanı, rahmet ve bereket ayı kutsal Ramazan’a bir kez daha kavuştuk çok şükür…
Ramazan mübarek ve mukaddes bir ay olduğu için bu ayda yapılan yardımlar, ibadetler ve duaların da, diğer aylara oranla çok daha makbul, çok daha etkili olduğundan şüphe yok.
O zaman diğer aylarda yaptığımız iyilikleri, yardımları, ibadet ve duaları Ramazan’da daha da arttırmamız ve bu güzelliklerimizin tam hedefini bulması için oldukça hassas davranmalıyız.
Şunu unutmayalım ki; bizler güzelim ülkemizde ailelerimizle birlikte huzur ve mutluluk içinde oruçlarımızı tutar, iftar ve sahurlarımızı yaparken, diğer İslâm ülkelerindeki Müslüman kardeşlerimiz büyük acılar ve sıkıntılar içinde Ramazan’a kavuşmuş bulunmaktalar.
Suriye’de, Mısır’da, Filistin’de, Myanmar’da, Afganistan’da ve diğer birçok bölgede Müslüman kardeşlerimizin dur durak bilmeyen acıları ve döktükleri kanları Ramazan’da da aralıksız devam etmektedir.
Zalimlerin zulmü altında inim inim inleyen ve oluk oluk akan kanlarına rağmen cihad ruhundan vazgeçmeyerek, zulüm düzenlerini defetmek için mücadele veren bu kardeşlerimiz için, şu mübarek Ramazan’da yapmamız gerekenler var.
Bedenlerimizle onların yanında olamıyorsak, maddi imkânlarımızla onlara ulaşamıyorsak, hiç değilse manevi olarak onların yanında olmalıyız.
İçten ve gönülden yapacağımız dualarımızla onlara ulaşmaya çalışmak imanımızın en düşük derecesi olsa da, hiç değilse bunu yapmalı ve ötelerin ötesine göndereceğimiz yazısız, pulsuz dilekçelerimizle onlara destek olmaya çalışmalıyız.
Dualarımız, İslâm coğrafyasında Siyonist İsrail devletinin yönetimde kalmasını istediği ne kadar zalim idareciler varsa bunlara karşı yılmadan mücadele veren Müslüman kardeşlerimiz için olmalıdır.
Yüreklerimiz, İslâm ülkelerindeki ABD uşağı yöneticilerin bir an önce alaşağı edilmesi için çarpmalıdır.
Gönüllerimiz, batının maşası konumunda olan tüm zalim yöneticilerin devrilmesi ve iktidarların halkın isteği doğrultusunda şuurlu Müslümanlarca devralınması için Allah’a yönelmelidir.
Ellerimizi, Suriye ve Mısır başta olmak üzere İslâm topraklarının her yerinde yönetimi zorla, gaspla, darbeyle ele geçirerek, Müslüman halkların şuurunu, basiretini, ferasetini yok etmek isteyen, onları köleleştirme gayretinde olan ve bu uğurda kan dökmekten, katliam yapmaktan çekinmeyen zalim idarecilerin kahrı için açmalıyız.
Yüce Allah’tan talep edeceğimiz en büyük dileğimiz ve niyazımız, tüm İslâm diyarında Kur’an’ın isteği doğrultusunda hareket edecek olan adil yöneticilerin işbaşına gelmesi için olmalıdır.
Dualarımızın baş tacını, tüm dünya Müslümanlarının sıkıntılardan kurtulması ve İslâm coğrafyasının huzura, sükûna ve mutluluğa kavuşması oluşturmalıdır.
Kaldı ki, Mısır’da canları pahasına Rabiatu'l Adeviyye meydanını doldurarak haysiyet ve onur mücadelesi veren yüzbinlerce kardeşimize, uzun süredir zalim Esed yönetimine karşı cihad eden özgür Suriyeli Müslüman kardeşlerimize, yıllardır acılar içinde kıvranan ve İsrail’in zulmü altında inleyen Filistinli kardeşlerimize ve diğer mazlumlara dualarımızla beraber, İHH gibi güvenilir kuruluşlar aracılığı ile maddi olarak da ulaşmak mümkündür.
Bu mübarek Ramazan’da, bu Rahmet Ayında ne yapılması gerekiyorsa yapmalı, hangi adımlar atılması gerekiyorsa atmalıyız. Aksi takdirde hiçbir şey yapmamanın manevi sorumluluğundan kurtulmamız mümkün olmaz.
Evet, hiçbir şey yapamıyorsak bari dualarımız onlarla olsun. Dua mü’minin en büyük silahı değil midir?
Gönülden dua edelim ki, Siyonistlerin işbirlikçileri yerle yeksan olsun.
İçten dua edelim ki, ABD uşakları zulümleri ile birlikte yıkılıp gitsinler.
Yürekten dua edelim ki, mazlumlar, zalimlerin ve diktatörlerin sultasından bir an önce kurtulsun.
Dualarımız, yıllardır sömürülen Müslüman halkların özgürlüğe kavuşması için olsun.
Gözyaşları ile yapacağımız dualarımız sayesinde zalimlere karşı tüm İslâm coğrafyasında verilen şanlı mücadeleler başarıya ulaşsın.
Allah’a öyle yönelelim ki, dua silahımızla hedefi tam 12’den vuralım. Hayırlı Ramazanlar efendim.