DUHOK (AA) - AZAD MUHAMMED - Irak'tan Türkiye'ye gelip yasa dışı yollarla Avrupa'ya gitmek isterken bindikleri teknenin Ege Denizi'nde alabora olması nedeniyle eşi ve en büyük oğlu ölen anne, Türk yetkililerden cesedi henüz bulunamayan 4 çocuğu için yardım çağrısında bulundu.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) Duhok vilayetinin Zaho ilçesindeki Deştmire köyünde ikamet eden 29 yaşındaki ev hanımı Mahabad İsmail, 20 gün öncesine kadar ilçedeki su dairesinde memur eşi ve 5 çocuğuyla birlikte sade bir hayat sürdürüyordu.
Ancak eşi İsa Abdurrahman Ahmed'in, birçok Iraklı gibi çocuklarına daha iyi bir hayat sunma hayaliyle Avrupa'ya gitme kararından sonra her şey değişti. Aile reisi Ahmed, eşi Mahabad ve 5 çocuğunu yanına alarak yakın akrabalarına bile haber vermeden aniden 5 Ekim tarihinde İstanbul'a ve sonra'da İzmir'in Karaburun ilçesine gelerek Yunanistan'a gitmeyi bekledi.
Yaşları 5 ile 9 arasında değişen 4 çocuktan henüz haber yok
Kaçakçılarla anlaştıktan sonra 10 Ekim'de tekneye binen aileden sadece anne kurtulurken, kocası ve en büyük oğlunun cansız bedenleri karaya vurdu. Yaşları 5 ile 9 arasında değişen 4 çocuğundan henüz haber yok.
Ege Denizi'nde 35 kişinin bindiği teknenin batması sonucu 28 saat denizde kalan anne Mahabad, AA muhabirine Avrupa'ya gitme sevdası uğruna tüm ailesini nasıl kaybettiğini anlattı.
Türkiye'ye ilk defa geldiklerini ve İstanbul'u ziyaret edince çok mutlu olduklarını belirten Mahabad, ilk defa yurt dışına çıkmanın heyecanını çocuklarıyla birlikte yaşadıklarını ve belki de hayatının en güzel anlarından birisini İstanbul'da gezerken hissettiğini söyledi.
Eşi Ahmed'in 6 Ekim'de İstanbul'da bir kaçakçıyla tanıştıktan sonra Avrupa hayallerinin gerçekleştirmek için önlerine gelen ölümcül yolculuğun başladığını ifade eden Mahabad, insan tacirleri tarafından nasıl kandırıldıklarını anlattı:
İnsan tacirlerinin hiçbir dediği çıkmadı
"Kaçakçı, Avrupa'ya gitmek isteyen tüm mültecilere en iyi tekneye sahip olduğu sözünü vererek kandırdı. Kaçakçı, kendisinin de bizimle geleceğini söyleyerek herkesi ikna etti. İstanbul'dan İzmir'e geldik ve söylenen yerde toplandık. Tekneye binip, Yunanistan'a doğru hareket etmeden önce, başka kaçakçılar bizi almaya geldi. İlk önce tüm mülteciler karanlık bir odaya alınıp, telefonlarımızın kapatılması istendi. Odada yaklaşık 30 dakika kaldıktan sonra, teknenin olduğu bölgeye hareket ettik. Bizimle geleceği sözünü veren kaçakçı, tekneye binmedi ve bizleri başka kaçakçıya teslim etti. Tekne biraz hareket ettikten sonra, eski olduğunu hemen fark ettik."
Teknenin Ege Denizi'nin güçlü dalgalarına karşı çok küçük olduğunu aktaran Mahabad, teknenin çok geçmeden su almaya başladığını hareket ettikten kısa bir sonra da motorunun arızalandığını kaydetti.
Su almaya başlayan tekne içerisinde mahsur kaldıklarını, çocukların ve kadınların ağlaştığını, erkeklerin çaresizliğinin de yüzlerinden okunduğunu anlatan Mahabad, "Eşim hemen telefonuna sarılıp, anlaştığımız ama bizimle gelmeyen kaçakçıya ulaşmaya çalıştı fakat telefonu açan olmadı. Teknemiz yarım saat içerisinde 35 kişiyle birlikte alabora oldu."
Teknede çoğunlukla Iraklı mültecilerin yer aldığı bilgisini veren Mahabad, su içerisinde tahminen 28 saat kaldığını ve yarı baygın bir şekilde dalgaların kendisini Ege kıyılarına vurduğunu aktardı.
Kıyıda polislerin kendisini fark ettiğini ve hemen hastaneye kaldırıldığını belirten Mahabad, daha sonra 8 cesedin kıyıya vurduğunu öğrendiğini, eşi Ahmed ve 12 yaşındaki en büyük oğlu Abdullah'ı morgda bulduğunu söyledi.
Avrupa uğruna kendinizi ölümcül tehlikeye atmayın
Irak'tan gelen akrabalarının yardımıyla İzmir'den eşi ve oğlunun cenazelerini 17 Ekim'de Zaho'ya getirdiklerini söyleyen Mahabad, tüm arama çalışmalarına rağmen çocukları Henar (9), Yunus (8), Yusuf (7) ve Meryem'den (5) hala haber alamadığını gözü yaşlı bir şekilde anlattı.
Mahabad, "4 çocuğumun cenazesinin bulunması için Türk yetkililere yardım çağrısında bulunuyorum. Ailemin yanı sıra tekne içerisindeki aynı aileden 6 ferdin de cesedi henüz bulunmadı." dedi.
Başta IKBY olmak üzere Irak'tan Avrupa'ya göçmek isteyenlere seslenen Mahabad, "Kendinizi ve ailenizi Avrupa'da yaşamak uğruna böylesi ölümcül bir tehlike içerisine lütfen atmayın." çağrısında bulundu.