BURSA (AA) - HALUK YÜKSEL - Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, dünyada aynı anda düşük enflasyon ve durgunluk yaşandığını, bunun da Türkiye'de faizlerin belli ölçüde aşağı inmesini gerekli kıldığını belirterek, "Tabii bizde enflasyon 8-9'lu rakamlarda ama görünen o ki dünyadaki bu konjonktür devam ettiği sürece enflasyona da paralel faiz düşecek" dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz indirim kararını Uludağ'da AA muhabirine değerlendiren Ateş, faizde tavanın (faiz koridorunun üst bandı) biraz aşağı çekildiğini hatırlattı.
Dünyadaki konjonktüre bakıldığında da İngiltere, Kıta Avrupası, Amerika ve Japonya'nın faizleri düşürdüğünün görüleceğini hatırlatan Ateş, şöyle konuştu:
"Şimdi Alman bonolarına baktığınız zaman neredeyse negatif faiz diye bir olay çıktı. Dolayısıyla dünya aslında düşük enflasyon ama aynı zamanda durgunluk yaşıyor. Bu da tabii bizim de faizlerimizin belli ölçüde, zaman içinde aşağı inmesini gerekli kılıyor. Ancak tabii bizde enflasyon 8-9'lu rakamlarda ama görünen o ki dünyadaki bu konjonktür devam ettiği sürece enflasyona da paralel faiz düşecek."
Ateş, jeopolitik gerginlik, Türkiye'nin kuzeyinde Ukrayna-Kırım'da, güney doğusunda Suriye ve Irak'ta olan bitenler nedeniyle faiz üzerinde "risk primi" denilen "köpük" bulunduğunu ifade ederek, "Türkiye'nin mali yapısına baktığımızda 3 önemli kriter; kamu borçlanması, bütçe açığı ve cari açık problemi olmayan nadir ülkelerden biri şu anda." ifadelerini kullandı.
Genelde gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı olduğunu, bu paranın Türkiye'den nispeten az çıktığını vurgulayan Ateş, "Sayın Başbakan Yardımcısının ifadesine göre, 11 milyar dolar ama toplam gelişmekte olan piyasalardan 540 milyar dolar çıktı ve 1 trilyon dolar civarında gelişmiş piyasalardan gelen yatırım, 300 milyar dolara indi." dedi.
- "Gelişmekte olan ülkelerde şimdi biraz bahar havası var"
Ateş, dünyanın genelinde bir kıtlık olduğunu ama özellikle Avrupa Merkez Bankası ve Japon Merkez Bankasının aşırı genişlemeci ve gevşek politikaları nedeniyle gelişmekte olan ülkelerde "bahar havası" yaşadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Gelişmekte olan ülkelerde şimdi biraz bahar havası var. Ben biraz devam edeceği düşüncesindeyim. Faiz artışını Amerika'dan da Avrupa'dan da beklemiyoruz demeyeyim ama çok az ve geç bekliyoruz. Dolayısıyla bizde de faizler, enflasyonun da düşmesiyle birlikte düşecektir, risk primi de azalacaktır. Normal yani bu düşüş, zaten kur da pek reaksiyon vermedi, gördük."
- "Türkiye ayrıştı ama beklendiği kadar olumlu ayrışmadı"
Gelişmekte olan piyasalar açısından Türkiye'nin biraz pozitif ayrıştığını, Türkiye ile diğer ülkelerin ölçüleri arasında farklılıklar bulunduğunu anlatan Ateş, şunları kaydetti:
"Emtia ihraç eden Rusya, Güney Afrika ve Brezilya, bizimle aynı sepette olan ülkeler, tarım dışı emtia fiyatlarının aşırı düşmesiyle çok sıkıntıya girdi, petrol bu arada. Türkiye şimdi fazla düşük olmayan 40 dolarlarda bir kararlılık tespit edilmiş petrol fiyatıyla aslında son derece mutlu, mesut. Dolayısıyla Türkiye ayrıştı ama beklendiği kadar olumlu ayrışmadı."
Ateş, Türkiye'nin, ekonomik göstergeleri itibarıyla diğer ülkelerden daha iyi durumda olduğunu, kamu maliyesi ve bankacılık sektörünün sağlam olduğunu, hane halkındaki borçlanmanın makro ihtiyati tedbirlerle kontrol altına alındığını, özel sektörün de gerek açık pozisyonu gerek yaptığı yatırımlarla dengeli bir görüntü arz ettiğini anlattı.
Bu dört ana grupta temel bir sıkıntı olmadığına bakıldığında, normalde ekonomiyi iyi görmek, bir tek büyümeyi sağlamak gerektiğini ifade eden Ateş, "O da biraz makro ihtiyati tedbirler, artık misyonunu tamamlayanlar yerine biraz daha Avrupa'da, Japonya'da olduğu gibi genişlemeci, büyümeci politikalara doğru evrilttiği zaman, öyle tahmin ediyorum ki Türkiye yolunda devam edecek ve gelişmekte olan piyasalardan pozitif ayrışacak." değerlendirmesinde bulundu.
- "Omuz omuza o sorunu da aşacağız"
Ateş, Türkiye'nin büyümesinin, herhangi bir doğal kaynak üzerinden veya önemli çok büyük ihracat üzerinden değil, iç tüketim kaynaklı olduğunu vurgulayarak, şunları dile getirdi:
"İhracatımız da azalmıyor, tabii bir önemli soru işaretimiz, görünmeyen kalem özellikle turizmde. Bu yıl oradan ciddi bir eksilme olabilir ancak bunlar çok ağır ve uzun vadeli yatırımlardır. Türkiye'nin 80 milyar doların üzerinde sadece bu anlamda birinci sınıf yatak yatırımı vardır. Gerek bankacılık kesimi gerekse ilgili bakanlıklar ve ekonomi yönetimi burada gerekli tedbirleri alacaktır diye düşünüyorum, kısmen alındı ama devamını da bekliyoruz. Omuz omuza o sorunu da aşacağız ve dolayısıyla önemli bir sektörel sıkıntı yaşamadan, ekonomik bir çöküntüye yol açmadan maliye politikalarımızın sağlıklılığıyla biz bu işi sağlıklı ayrışarak, çözeceğiz diye düşünüyorum."
- "Faizin düşmesi hepimizin önünü açacak"
Mevduata verilen faizin ortalamasının yüzde 12'leri bulduğunu, bunun üst ucunun yüzde 14'lere değdiğini, alt ucunun ise yüzde 11,5'ten aşağı düşmediğini belirten Ateş, yurt dışı kaynaklar azaldığı için böyle bir ortamda bankaların, önemli kaynağını, mevduattan temin ettiğini hatırlattı.
Ateş, mevduata verilen bu maliyetlerin üzerine normal masraflar ve saire koyduğunda yüzde 14,15 ve hatta 17'lere kadar çıkan konut kredileri, yüzde 20'lere varan tüketici kredi faizleriyle karşı karşıya kalındığını kaydederek, şöyle dedi:
"Bu trend, yani faizlerde enflasyona paralel düşüşü muhakkak ki hemen kredilere bütün bankalar yansıtacak ama şu anda tam bu kararlılık kazanma sürecindeyiz. Bir süre düz gidip, ondan sonra düşüş bekliyoruz eğer aksine jeopolitik gerginlikler fazla olmazsa faizler de ona paralel düşecektir. Çünkü bankaların onlara ihtiyacı var, daha fazla perakende kredilere gitsin, bu kadar şube açtık, bunlara tabii iş lazım netice itibarıyla faizin düşmesi de hepimizin önünü açacak."
AA