Geçtiğimiz günlerde, Dünyanın merakla beklediği ABD seçim sonuçları açıklandı. Seçim sonuçları, her ne kadar tüm tahmin, anket ve kamuoyu yoklamalarının aksi şeklinde sonuçlansa da. Seçim sürecinde, küresel sermaye ve müesses nizamın temsilcileri tarafından sürekli olarak bayan aday Clinton’un kazanacağına yönelik bir algı yönetimini de hep birlikte izledik. ABD seçim sonuçları, ABD içindeki ve dünya üzerindeki tüm müesses nizam temsilcileri ve destekçilerinin, tüm kurulu düzen işbirlikçilerinin, dünya üzerindeki küresel sermaye operasyonlarının sonunun geldiğinin bir göstergesidir. Küresel sermaye ve müesses nizamın; Dünya halkları üzerinde yapmış oldukları tüm zulümler, tüm darbeler ve tüm işgaller, tüm vesayet ve vekâlet savaşlarının son bulması, dünyanın ve dünya halklarının selameti ve huzurun gelmesi adına, tekrar ve bir daha sorgulamanın şimdi zamanındır, diye düşünüyorum.
Dünya üzerinde, tüm devletlerde, halkların hiçbir zaman farkına varamadığı, algılayamadığı, çözümleyemediği, kurulu düzen olarak adlandırdığımız ‘müesses nizam’ vardır. Kurulu düzenin tüm devletlerde savunucuları ve destekçileri de sürekli olmuştur. Kurulu düzenin devam etmesi, bu düzeni savunan ve destekleyen zümrenin hep bir varlık ve yokluk meselesi olmuştur. Kurulu düzenin değişimi veya eleştirisine yönelik küçük bir hareket, söz, davranış ve yazıya kesinlikle tahammülleri yoktur. Kurulu düzenin devamı için girişimde bulunamayacakları hiçbir olay ve operasyon yoktur. Düzenlerinin devamı için her türlü saldırı, vesayet ve vekâlet savaşları, müdahale için hazır kıta beklerler.
Müesses Nizam, kurulu düzen, sosyal ve siyaset bilimcilerin, otuz yıl kadar önce, sosyal ve siyasi literatüre yerleştirdikleri bir kavram. Müesses nizam ile burada “derin devlet” değildir kastedilen. Müesses Nizam; 'bir ülkenin doğal sahibi ve yöneticisi ve ülkenin doğal koruyucusu olduğunu düşünen, ona göre de tutum ve davranış sergileyen; Asker dâhil, sivil dâhil, bürokrat dâhil, iş adamı dâhil, basın dâhil, STK’lar dâhil, yargı dâhil, ‘yüksek elitin tamamı’ kastedilmektedir. Ve bu düzenin en büyük destekçisi, en önemli parçası, elemanı, ayağı, Askerlerdir. Ülkemizin her on yılda bir darbelerle karşı karşıya kalmamız tamamen tesadüf değildir? Her on yılda bir kurulu düzen dışına çıkmaya yeltenen siyaset kurumu ve devletin, hizaya sokulması, rayına oturtulması ve balans ayarlarının yapılması sebepsiz değildir. Her on yılda bir ülkemizde, küresel güçler ve küresel sermayenin içimizdeki işbirlikçileri ve taşeronları olan müesses nizam temsilcileri, denetimleri ve kontrolleri dışına çıkmaması için yapılan, darbe ve müdahaleler de mesnetsiz değildir.
Ülkemiz, 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişiminde, müesses nizamın dış destekçileri olan küresel sermaye ve küresel güçlere hizmet eden, içimizdeki tüm işbirlikçiler, taşeronlar ve tüm kesimlerin bir araya gelmesi ile kurulu düzen temsilcileri ve destekçilerine tamamen teslim edilmek, bu asil milleti ve devleti resmen işgali hedeflenmiştir. Acaba neden? Ülkemizde neler olmaktadır? Kural dışı ne gibi gelişmeler yaşanmaktadır? Türkiye 100 yıllardır kontrol ve denetimleri altında iken son dönemlerde neler olmaktadır? Ellerinden kayıp gitmekte midir? Tüm çaba buna yönelik midir? Bu asil milleti ve ülkesi, kimler ve neden, küresel güçler ve küresel sermayenin hangi planlarını ve oyunlarını bozmakta olduğu için bu hain girişimler ile karşı karşıya kalmaktadır? Türkiye’de neler olmaktadır, kimlerin oyununu bozmaktadır? Küresel güçler, küresel sermaye ve onun içerideki işbirlikçileri konumundaki müesses nizamın temsilcilerini, ülkemizdeki hangi gelişmeler ve neler korkutmaktadır? Korkulu rüyalar görmelerinin sebebi hikmetleri nelerdir? Bizler ülke ve bölge halkları olarak bu gelişmeleri hiçbir zaman ne algılayabildik ne de çözümleyemedik. Dünyadaki bütün darbeler, işgaller, göçler ve katliamlar tamamen müesses nizamın temsilcileri tarafından üst aklın planlamaları ve taktiklerinin eseridir. Küresel güçler ve sermayenin yerel temsilcileri olan müesses nizam savunucularının varlık ve yokluk meselesidir; dünya üzerindekii tüm darbeler, işgaller, vekâlet ve vesayet savaşları…