Scientia Sinica Technologica'da yayımlanan çalışmada, insan kulağının epey zor algılayabileceği 50 hertz frekansında ses dalgaları kullanıldı. Fakat gönderilen dalgaların ses seviyesi ise 160 desibel, yani çalışan bir uçak motoruna eşdeğerde.
Öte yandan ses dalgaları yaklaşık 1 kilometre yukarıdaki bulutlara ulaştığında azalan basınçtan ötürü gücü 30 desibele düşüyor.
Independent Türkçe'nin aktardığına göre, bilim insanları gönderdikleri ses dalgaları sayesinde bulutlarda titreşim yarattıklarını, bulutun içindeki küçük parçacıkların daha büyük olanlarla birleştiğini, böylelikle de çok daha fazla yağmur damlacığı oluştuğunu açıkladı.
2020'de Tibet Platosu'nda yapılan deneylerde yağış oranında yüzde 17 artış kaydedildi.
Çinli bilim insanları ses enerjisinin bulutların fiziksel özelliklerini değiştirdiğini ve diğer benzer teknolojilere kıyasla kimyasal atık üretmediğini ve hava taşıtı ya da roket gibi araçlara gerek duyulmadığını belirtti.
Çalışmanın yazarı Profesör Wang Guangqian, gelecekte bu teknolojinin "çok daha düşük maliyetlerle ve uzaktan kumandalı sistemlerle" kullanılabileceğini söyledi.
Geniş çaplı hava değiştirme sistemlerinin çevreye ve ekosisteme olumsuz etkileri de uzun süredir tartışılan bir konu.
Teknolojinin kullanımını eleştirenler, başarılı olunsa bile uzun vadede bölge sakinleri ve civarda yaşayan hayvanlar için ses kirliliği oluşabileceğini savunuyor.