ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - 18 yaşından bu yana düzenli kan bağışında bulunan 39 yaşındaki eczacı Mehmet Akif Özyürek, 21 yılda yaklaşık 300 kişiye can verdi.
Özyürek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, serbest eczacı olarak başladığı meslek hayatını devlette sürdürmek üzere başvuruda bulunduğunu ve Cizre'ye atamasının yapıldığını, görev yerine gitmek için gün saydığını anlattı.
1978 doğumlu, evli ve biri kız diğeri erkek ikiz çocuk babası olan Özyürek, yaşamının her döneminde vefalı, vicdanlı ve yardımsever olmak için özen gösterdiğini belirtti. Özyürek, insanın yaşamı boyunca üstlenmesi gereken sorumluluklardan birinin de düzenli kan bağışı olduğunu düşündüğünü, kan bağışının bir davranış biçimi olması gerektiğini kaydetti.
Türk Kızılayı'na ilk kez 1996'da 18 yaşındayken kan bağışında bulunduğunu söyleyen Özyürek, 21 yıllık düzenli kan bağışı sürecini şöyle özetledi:
"25 Haziran doğum günümdü. Ben, doğum günümden bir gün sonra kan vermeye başladım. Yaklaşık üç ayda bir kan veriyorum. Bugüne kadar 103 kez kan bağışında bulundum. Tam kan alındığında, bu ayrıştırılıp üç kişiye ayrı ayrı bölünebildiğinden yaklaşık 309 kişinin sağlığına kavuşması için yardımcı oldum. Ortalama bu süreçte 50 litre kan verdim. Yaşam için yardımcı olmak önemli, ne kadar kan verdiğimin hiç önemi yok.
Bunun dışında tromboferez diye bir şey daha var. Tam kanın bir kısmını toplayan bir yöntem. Bunun için üç ayın dışında da kan verebiliyorsunuz. Son iki senedir bunun için de bağışta bulunuyorum."
- "Verdiğimiz, birkaç damla kanla 'kahraman' olunamaz"
Özyürek, çocukken hastanede tetkik için ilk kez kan verdiğinde korkmadığını hatta kendisini daha önemli hissettiğini vurgulayarak, duygularını şöyle ifade etti:
"İlk iğne damarıma girdiğinde acıdı, hala o acıyı hissedebiliyorum ama ailem büyüdüğümde vereceğim kanla başkalarının iyileşebileceğini anlatırdı. Ben de her zaman filmlerdeki gibi kahramanlardan biri olmayı hayal ederdim. Gerçek hayatı öğrendiğimde bunun çok da kolay bir şey olmadığını öğrendim. İnsanları yangın yerinden kolay kolay çıkartamam, son sürat giden bir aracın önüne geçerek birine çarpmasını engelleyemem ancak, kan vererek kahraman olamasam da bir adım atmış olabilirim.
Kanımla, hiç görmediğim insanlara faydam olabiliyor, adeta bir iki damla kan birkaç can oluyor. Verdiğimiz, birkaç damla kanla kahraman olunamaz. Bu toprakların her yerinde nice kahramanlar yatıyor. Kısa bir süre önce helikopter kazasında tümgeneral, yarbay dahil 13 değerli askerimizi kaybettik. Bir iki gün önce terör saldırısında 22 yaşındaki Aybüke Öğretmenimiz yaşamını yitirdi. Hatta, yarının annesi olacak olan küçük Ceylin katledildi. O da bir kahramandır. Her biri, bu ülkenin kahramanlarıdır.
Ben küçükken düşlediğim hayalle, bunların önüne geçebilmek için kahraman olmak isterdim ama böyle bir gücüm yok ama en azından kan vererek hayat bekleyen kişilere yardımcı olabiliyorum."
- "Her türlü ilacı yapabiliriz ama tek yapamayacağımız şey kan"
Bilim sayesinde birçok ilacın yapılabildiğini, hastalara şifa dağıtılabildiğini anlatan Özyürek, "Teknolojik imkanlar dahilinde her türlü ilacı yapabiliriz ama tek yapamayacağımız şey kan. Teknoloji nasıl olursa olsun bilinmesi gereken tek şey, henüz kanın yerine geçecek başka bir şeyin olmadığıdır. Bir gün kendimiz, çocuklarımız, annemiz, babamız, eşimiz için kana ihtiyaç duyabiliriz. Bunu düşünerek, sorumluluk içinde düzenli kan bağışçısı olunması gerekiyor." diye konuştu.
Özyürek, babasının diş hekimi, annesinin de hemşire olduğunu, küçüklüğünden bu yana her zaman sağlıkla ilgili ortamlarda bulunduğuna değinerek, sağlık durumu uygun olan her vatandaşın kan bağışında bulunmasının kişisel bir sorumluluk olduğu düşüncesiyle yetiştirildiğini söyledi.
Kan vermeye her gittiğinde çocuklarını da yanında götürmeye çalıştığını dile getiren Özyürek, yerinde görerek ve öğrenerek onların da kan bağışına yaşamları içinde yer vermelerini sağlamak istediğini vurguladı.
AA