İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, dünyada sporcuların yüzde 90'ının istemeden dopingle karşı karşıya gelebileceğini belirterek, "İsteyerek yapan oranı düşük. Bu da bir şekilde bilgisizlikten, çapraz reaksiyon dediğimiz ilaç-ilaç, ilaç-gıda etkileşimlerinden kaynaklanabiliyor. Artık siz, 'e-Nabız'da, hekimin yazdığı ilaçta otomatik uyarıldığınız gibi, herhangi bir ilacın doping listesinde olup olmadığını da görebileceksiniz. İnşallah bunu da yakında vatandaşın kullanımına açacağız." dedi.
Birinci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanlığı tarafından geliştirilen ve her türlü sağlık kaydına erişime olanak sağlayan "e-Nabız" uygulamasının, "kişisel sağlık sistemi" olarak anlatılabileceğini belirterek, dünyada bu kapsamda içerik açısından tek denilebilecek bir sistem olduğunu ifade etti.
"Bunu yabancılar da kabul ediyor. Bir kişisel sağlık sistemi bu. Ancak arkasında da Sağlık Bakanlığımızın bütün kararlarını alabildiği bir yönetim modeli var. O da Sağlık Yönetim Sistemi. Sizin nerede, neyi planlamanız, nereye kaç hekim göndermeniz, hangi büyüklükte hastane yapmanız gerektiğini dahi arkada okuyabiliyorsunuz." diyen Birinci, ayrıca sistemin, ülkenin hangi bölgesinde hangi sağlık maliyetinin olduğunu görme imkanı sunduğunu söyledi.
Birinci, vatandaş açısından bakıldığında da kişinin sağlığıyla ilgili her türlü bilgiye "e-Nabız"dan ulaşılabildiğine işaret ederek, "Kişi nereye giderse gitsin, yanında herhangi bir şey taşımadan, sağlık verisine, hekimine ulaşabiliyor ya da verilerini istediği kişiyle paylaşabiliyor." bilgisini verdi.
- "Sistem, hasta ve hekim ilişkisini kuvvetlendiriyor"
Sistemin aynı zamanda geçmişe ait verileri, tetkikleri karşılaştırma imkanı sağladığını belirten Birinci, şöyle devam etti:
"Sistemin yakın bir süreçte Gençlik ve Spor Bakanlığına açacağımız bir uygulaması daha var. Dünyada sporcuların yüzde 90'ı istemeden dopingle karşı karşıya gelebiliyor. İsteyerek doping yapan oranı düşük. Bu da bir şekilde bilgisizlikten, çapraz reaksiyon dediğimiz ilaç-ilaç, ilaç-gıda etkileşimlerinden kaynaklanabiliyor. Artık siz, 'e-Nabız'da, hekimin yazdığı ilaçta otomatik uyarıldığınız gibi, herhangi bir ilacın doping listesinde olup olmadığını da görebileceksiniz. İnşallah bunu da yakında vatandaşın kullanımına açacağız."
Şuayip Birinci, sistemin içinde bu şekilde birçok uygulama olduğunu vurgulayarak, "Laboratuvar verilerinizi, görüntülerinizi görmenin yanı sıra, hekiminize giderken not yazabilirsiniz. Herhangi bir yerde anında yaşanan ve kaybolan herhangi bir lezyonun fotoğrafını, videosunu çekip gönderebilirsiniz. Bunu hekiminize isterseniz muayene olduğunuz sırada gösterebilirsiniz, isterseniz de verinizi paylaşma yetkisi vermişseniz anında hekiminizin görmesini sağlayabilirsiniz. Aslında hekimle hasta arasındaki ilişkiyi kuvvetlendiren bir sistem." diye konuştu.
- Bulaşıcı hastalıklar sistemle önlenebiliyor
Dr. Şuayip Birinci, şu anda Avrupa'da en çok Danimarka'daki sistemin uygulandığını belirterek, "Ancak bu sistemde ayda 1,2 milyon görüntüleme sayısı var. Bizim şu anda dahi 5,6 milyonun üzerinde. İnanılmaz bir mobil penetrasyon var." dedi.
Vatandaşların sisteme daha çok mobil uygulamalar ve telefonlardan ulaştığını dile getiren Birinci, "e-Nabız"ın uluslararası anlamda son derece prestijli ödüller arasında yer alan GSMA Dünya Mobil Kongresi'nde son anda ikinciliğe uygun görüldüğünü aktardı.
Birinci, sistemin eldeki kaynaklarla üretilen çok önemli bir proje olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık Sağlık Bakanlığında kimin hangi işi yapması, hangi sağlık önlemlerini alması gerektiğini anlaması için Sağlık Yönetim Sistemi'ni, yani 'e-Nabız'ın arkasındaki sistemi izlemek yeterli. En güzel özelliklerimizden biri de bulaşıcı hastalıklar tarafı. Herhangi bir okulda ya da sınıfta bulaşıcı hastalık yoğunlaştığı zaman bile sistem onu tespit edip sizi uyarıyor. Böylece sadece bir sınıfı, okulu tatil ederek bir grip salgınını önleme şansına sahip olabiliyorsunuz. Benzeri birçok şey var. Düşünün ki Türkiye'de 1200 çevre şehircilik sensörü var. Kirlilik yükseldiğinde hastalığın hangi düzeyde arttığını ölçebiliyoruz. Nerelerde önlem alınması gerektiğini ilgili kurumlara da iletiyoruz. Diğer bakanlıklarla birlikte yaptığımız birçok proje var. Bunların hepsi de Sağlık Yönetim Sistemi ile, yani 'e-Nabız'ın ana yapısıyla ilişkili. Güzel bir model olduğunu dışarıdan da çok duyuyoruz. Dünya Sağlık Örgütü de benzer şeyleri söyledi bize. Dünyayı da bildiğimiz için proje hakkında çok da alçak gönüllü davranmak gerekmediğini düşünüyoruz."
- "Sisteme 'e-Triaj' uygulaması eklenecek"
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Birinci, şu anda "e-Nabız"ın 3 milyon 360 bin kişi tarafından kullanıldığını kaydederek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Yakında hastaların aldığı radyasyon miktarını hastalara da göstereceğiz. Çekilen filmlerden ne kadar radyasyon biriktiğini ve o yıl bir daha o filmi çektirirken başka seçenekleri seçmesi gerektiğini hekime de bildirebilen bir model geliyor. Böylece hastayla hekim arasındaki ilişkiyi kuvvetlendiriyor. Hastanın da kendi sağlığı hakkında daha detaylı bilgi edinmesini sağlıyor. Bizim de işimizi kolaylaştıracak. Belki hasta okur-yazarlığını kişi de artırdığında toplam sağlık kalitemizin iyileşeceğini düşüyorum. Daha çok şey gelecek, içinde çok sürprizler, projeler var. Daha ilginç bir şey daha söylemek istiyorum. Bizim hastalarımızın yüzde 6,5'i aslında gitmesi gereken branşı seçemiyor. Şu anda bir 'e-Triaj' uygulamasını sistemin önüne koyacağız. Sistem, hastanın hastaneye gitmeden önce şikayetini bir yazılım aracılığıyla alacak ve ona hangi branşı seçmesi gerektiğini söyleyecek. O şikayet için sorulara verilen cevaplar da muayene olunduğu sırada doktor tarafından otomatik olarak görülebilecek. Böylece hekimin hastaya ayıracağı vakti de artırmaya çalışıyoruz çünkü Türkiye'de az kaynaklı çok şey yapıyoruz. Sağlık alanında yapılan devrimleri hepimiz biliyoruz. 'e-Nabız'ın da buna daha büyük katkılarının olacağını düşünüyoruz."
AA