Afyonkarahisar'ın Çay İlçesi, Eber beldesi sınırlarında bulunan Eber Gölü, Türkiye'nin en büyük 12. gölüdür. En derin noktası 21 metre olan gölün yüzölçümü yaklaşık 120 kilometrekaredir. Deniz seviyesinden yüksekliği 967 metre olan göl, dünyada sadece bu bölgede yetişen Eber Sarısı adlı endemik bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan göl, Bolvadin çevresindeki en önemli sulak alanlardan biridir ve birçok kuş türü için üreme ve yaşam alanı sunmaktadır.
Kuraklık ve İklim Değişikliğinin Etkileri
Son yıllarda kuraklık, iklim değişikliği ve bilinçsiz sulama nedeniyle Eber Gölü'nde yaşanan su çekilmesi endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Eskiden balık tutanlar, avcılar ve kamış toplayıcılarının kayıklarla dolaştığı alanlarda artık sular çekilmiş ve bu bölgelere motorlu taşıtlarla ulaşılmaktadır. Göldeki su seviyesinin azalmasıyla birlikte, karaya oturan kayıklar ürkütücü bir manzara oluşturmakta ve adeta bir kayık mezarlığını andırmaktadır.
Eber Gölü'nün Geleceği Tehlikede
Eber Gölü Alan Kılavuz ve Rehberi Kadir Ateş, göldeki manzaranın korkutucu boyutlara ulaştığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Eber Gölü'nün nimetlerinden faydalanarak ailemizi geçindiriyoruz. Fakat göl, gelecek yıl beni emekli edecek gibi görünüyor. Sebebi ise çok hızlı bir şekilde suyun buharlaşması, yanlış sulama ve bilinçsiz tarım. 10 gün önce kulübenin önünde suyun içinde olan teknenin bugün karada kaldığını görüyoruz. Bu sıcaklar böyle devam ederse, ekim ayının 15'ine kadar Eber Gölü'nün yalı dediğimiz kısmındaki suyun sadece çanağın ortasında kalacağını tahmin etmekteyiz. Ama Allah'tan umut kesilmez. Rabbim verirse göl şişecek, vermezse kuruyacak."
Çevre Felaketinin Yüzü: Karaya Oturan Kayıklar
Eber Gölü'nde yaşanan bu dramatik değişim, çevre felaketinin bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Karaya oturan kayıklar, göldeki ekosistemin ve yerel ekonominin tehlike altında olduğunun bir göstergesidir. Gölün korunması ve su seviyesinin artırılması için acil önlemler alınması gerekmektedir. İklim değişikliği ve kuraklıkla mücadelede bilinçli su kullanımı ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının önemi bir kez daha vurgulanmaktadır.