AK Parti Meram teşkilatı ille de Refik diye tutturmuş, hatta rivayet o ki bazı aday adaylarının müracaatlarını bile almamış... İlçe başkanı, reisle birlikte geziyor, birlikte nargile içmeye gidiyor, birlikte aşure dağıtıyordu. Destek o boyutlara vardı ki, temayül yoklamasında Refik Tuzcuoğlu’nun adı olmamasına karşın oy pusulalarına sonradan yazılarak Ankara’ya mesajlar bile yollandı. Biz adamımızın ardındayız sonuna kadar...
AK Parti Selçuklu teşkilatı da benzer bir tutumla Mustafa Sabri Ak’ı aday göstermek için çabaladı durdu. Destekledikleri o kadar belliydi ki Sayın Ak’ın ticari faaliyetleri bu kısa sürede bitirildi, hakkındaki söylentilerin önüne geçebilmek için. Ankara’ya gidilip açık destek verildi...
Şimdi bu anlattıklarım her zaman her partide olabilecek doğal işlerden. Teşkilatın başkan veya bir başka adayın ardında durması veyahut da gönüllerini bir adaya kaptırmaları doğal...
İstisnalar hariç teşkilatlar doğrusunu yapmıştır, bu işler böyle olur...
Burada doğru görünmeyen, açık destek ve angajeden sonra her iki teşkilatın da istemedikleri halde önlerine yazılan yeni isimleri hemencecik içine sindirmiş olmaları...
Oysa kendilerinden istifa etmelerini bekleyen çok ciddi bir kesim var...
...
Bir de altı çizilmesi gereken başka bir husus var...
Efendim, Selçuklu için aday ismi belirleniyor. Kimler aday adayı olmuş? Mustafa Sabri Ak, Mustafa Kürkçü, Mehmet Akay ve Başkan Adem Esen. En kötü ihtimalle her bir aday adayının yüzde 25 şansı olmalı, öyle değil mi? Haydi başkan Esen’in ismini çizdiniz, o halde geriye kim kalır, Ak, Kürkçü ve Akay. Ve bu üç aday adayının şansları ne olur? Yüzde 33...
Peki, ne oldu? Adı hiç bu işlerle anılmayan, İnşaat Mühendisleri Odası’na daha bir yıl evvel seçilmiş genç bir isim kör ata hamit takar gibi yazılıverdi...
Yüzde 33 şansı olmasına karşın diğer adaylar orta yerde kalakaldı...
Kendilerine ‘ağırlaştırılmış’ hakaret...
Sizi yok sayıyorum, deniliyor para harcayarak ve medeni cesaret göstererek ortaya çıkanlara...
Belki de daha evvel bir bilen tarafından ismi kirlenmesin diye cepte tutulan yeni isim konuyor masaya, ama diğer aday adaylarını kırma pahasına...
İnsanları kırarak, dökerek, bir yerde hakaret ederek bir siyasi hareket yürütülemez. Yürüyemez de zaten...
Milletin, Başbakan’ın gözündeki samimiyete bakarak oy verdiği gerçeğine yakışmayan uygulamalar bunlar. Ve bu tip uygulamalar, sonun başlangıcı olur...
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” gerçeğine de aykırıdır bu tip siyaset manevraları. Hiç kimseyi kırma ki, kırılmayasın. Bugünden yarına çok şey değişir, değişmeyen insanlık ve samimiyet olmalı...
Bu vesile ile Meram ve Selçuklu için neredeyse başkanlıkları kesin gibi görünen yeni başkan adaylarımıza da abi nasihati edeyim. Yaşınız genç ve siyasi geçmişiniz yok. Şimdiden etrafınızda pervaneler olmaya başlamıştır. Koltuğa oturmadan makam sözü vermeyin...
Beş yıllığına seçildiğinizi unutmayın. İkinci bir beş yılı şimdiden düşünmeye başlarsanız, sonunuz Refik Tuzcuoğlu gibi olur. Sakın böyle bir yanılgıya girmeyin. Ne yapacaksanız beş yılda yapın, nasip olursa yine seçilirsiniz...
Bir iki ay evvel kimlerle ahbaplık yapıyorsanız, yine onlarla dost kalmaya bakın. Bu aralar yeni samimiyetler hem sizi eski dostlarınızdan eder, hem de yeniler pragmatisttir...
Kimseyi kırmayın, doğru bildiğinizi yapın. Amaaaa sakın sormayı ihmal etmeyin...
Son sözüm, 4 Y kuralıdır. Bunu bi yere not edin...
Yapacağınızı Yazın, Yazdığınızı Yapın.