Ege Bölgesi'ndeki fay hareketliliği

PAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kumsar: - "Birkaç gündür yaşadığımız küçük depremler, normal hayatımızı hiç bozmayacak şekilde yaşayabileceğimiz depremlerdir. Dolayısıyla 'bu depremler büyük bir depremin öncüsüdür' demek de şu aşamada mümkün değil. Bundan son

DENİZLİ (AA) - MUSTAFA DERMENCİOĞLu - Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Kumsar, Denizli'nin Pamukkale ilçesinde son zamanlarda yaşanan depremlerin normal hayatı bozmayacak şekilde yaşanabilecek depremler olduğunu, büyük bir depremin öncüsü olduğunu söylemenin şu aşamada mümkün olmadığını bildirdi.

Kumsar, son zamanlarda bölgede yaşanan depremlere ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Denizli'de 27 Eylül akşamı meydana gelen 4 büyüklüğündeki depremin ardından, genellikle Pamukkale yakınlarında 4'ten küçük irili ufaklı birçok deprem meydana geldiğini, 28 Eylül'de 4 büyüklüğünde meydana gelen depremden sonra da çok sayıda yer sarsıntısının kaydedildiğini hatırlattı.

Sayısal anlamda önemli bir artışın olduğunu ancak 4 büyüklüğünü geçmediğine dikkati çeken Kumsar, "Denizli havzasındaki bu depremleri değerlendirdiğimizde, bölgedeki aktif fayların dağılımına baktığımızda, bunlar sık aralıklarla meydana gelebilecek büyüklükteki depremler, bunlar küçük depremlerdir. Normal hayatta alıştığımızdan daha sık olması biraz tedirginlik yarattı ama genel olarak yaşadığımız alanları etkilenmeden geçirebileceğimiz depremlerdir." dedi.

- "Hayatın akışını engelleyecek bir durum yok"

Bölgede farklı zaman dilimlerinde 4 ile 5,5 büyüklüğünde çok sayıda depremin oluştuğunu 6,8-7,0 büyüklüğündeki depremlerin ise yaklaşık 450-500 yıl aralıklarla tekrarlandığını söyleyen Kumsar, 2000 yılında ve iki-üç ay süren benzer bir deprem fırtınasının yaşandığını, bunların Honaz'daki 5,2 büyüklüğündeki depremin devamı olduğunu, bu tarz aktivitelerin ileriki dönemlerde de meydana geleceğini kaydetti.

Kumsar, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Birkaç gündür yaşadığımız küçük depremler normal hayatımızı bozmayacak şekilde yaşayabileceğimiz depremlerdir. Dolayısıyla 'bu depremler büyük bir depremin öncüsüdür' demek de şu aşamada mümkün değil. Bundan sonra gelebilecek depremlerin karakterlerini görmek gerekiyor. Bazen büyük depremler hiçbir öncü deprem olmadan birdenbire ani kırılmayla meydana gelebiliyor. Ama bazı depremler de önceden meydana gelen bir deprem aktivitesinin arkasından daha büyük bir kırılma da oluşturabiliyor. Bunun örneğini 1995 Dinar depreminde gördük.

Son deprem aktivitelerinin olduğu Pamukkale, Karahayıt, Yenice fay zonu, en uzun ve en aktif fay zonudur. Antik dönemlerde M.S 60 yılında, 394 yılında, 7. yüzyılda hatta 1358 yılında, 1717 yılında, meydana gelen çok kuvvetli depremler de bu zonda olmuştur. Şu anda yaşanan depremler büyük bir depremle sonuçlanmayabilir. Ama 4'ün üzerini aşan depremler de ileriki tarihlerde meydana gelebilir. Bunu zaman içinde aktivitenin dağılımını izleyerek söyleyebiliriz. Mevcut durumda şu andaki deprem aktivitesi ile çok ciddi, normal hayatın akışını engelleyecek herhangi bir durum söz konusu değil. Vatandaşların bu depremlerle ilgili bir tedirginlik yaşamasına da gerek yok."

Kumsar, bölgedeki yapılaşmadan ve mühendislik yapılarının sağlamlığından söz edilmesi gerektiğine işaret ederek, iyi bir yapılaşma olduğu taktirde büyük depremlerin bile çok büyük hasarlar oluşmadan atlatılabileceğini ifade etti.

Havzadaki Büyük Menderes grabeni ile kuzeybatıdan da Gediz grabeni olmak üzere iki büyük kırık zonun kesiştiği yerde bulunan üçüncü bir havza olduğa işaret eden Kumsar, şunları aktardı:

"Bundan dolayı burada çok sayıda aktif faylar vardır. Antik kentler de bu fay zonu üzerindedir, yerleşirken bu fay zonundaki jeotermal çıkışları kullanmışlardır. Denizli'nin güneyinde ise soğuk su kaynaklarının bulunduğu yerde ise Babadağ'dan Denizli'ye kadar uzanan diğer bir fay zonu vardır. Burada Honaz fay zonunu oluşturur. Çivril'den Dinar'a kadar uzanan başka bir fay hattı vardır, diğer taraftan Acıgöl fayı da dikkate alınması gereken bir faydır. Bizim bunlardan yerleşim olarak kaçışımız yok. Bizim bu jeolojik yapıyı göz önünde bulundurarak yapılaşma yapmamız gerekiyor."

- Son 3 günde 105 deprem

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi Başkanlığının tespitine göre, Denizli'de 27 Eylül Salı günü akşam saat 21.11'de merkez üssü Akköy olan 4.0 büyüklüğündeki depremin ardından çok hafif şiddetli 16 sarsıntı kaydedilirken, çarşamba günü saat 12.10'da merkez üssü Pamukkale ilçesi olan 4 büyüklüğünde yer sarsıntısı meydana geldi. İl merkezi ile çevre ilçelerden de hissedilen depremlerde herhangi bir can veya mal kaybı yaşanmazken, salı günü akşamdan itibaren AFAD Deprem Dairesi Başkanlığının verilerine göre son 48 saatte büyüklüğü 1 ile 4 arasında 105 deprem kaydedildi.

AA

Gündem Haberleri

Bakanlık ifşa etti: Kıyma yerine sakatat vermişler
Ahşap yapılara yönelik yeni düzenleme 2025’te yürürlüğe giriyor
DSÖ'den Suriye'ye 50 ton tıbbi malzeme: İstanbul üzerinden gönderilecek
Afyon'da köy yolları için yoğun mücadele
Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararı Resmi Gazete’de