Eğitimciler Birliği Sendikası Konya Üniversite Şubesi tarafından düzenlenen ‘Geleceğin Sendika Liderleri’ eğitim programında 3. Hafta eğitimleri Selçuk Otel’de gerçekleştirildi.
Her hafta bir konunun alan uzmanı akademisyenlerce Geleceğin Sendika Liderlerine aktarıldığı programın bu haftaki konusu ‘Türkiye’nin İdari ve Siyasi Yapısı, Başkanlık Sistemi Türkiye için Tercih mi, Mecburiyet mi?’ başlığında iki bölüm halinde Selçuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Hikmet Salahaddin Gezici tarafından verildi.
Sunumun ilk bölümünde ‘Yönetim, Devlet, Türkler’de Devlet Sistemi ve Hükümet Etme Biçimleri,’ ile ilgili bilgiler verildikten sonra, “Batılılaşma hareketleri ile başlayan ve adım adım Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne giden süreçte hükümet etme biçimlerine yönelik arayışlar, dönemin temel dinamikleri ve günümüze kadar etkisini sürdüren bürokratik mekanizmanın biçimlenişi, değerleri ve sisteme etkileri” ile ‘1921, 1924, 1961 ve 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasaları’nın hükümet etme biçimlerine yönelik ortaya koydukları çerçeve ve taşıdıkları ruh’ Geleceğin Sendika Liderleri ile tartışıldı.
Programın ikinci bölümünde 367 krizi başta olmak üzere, 2007 Anayasa değişikliği referandumu, 2010 Anayasa değişikliği referandumu, 2011 yılı genel seçimleri ve seçimi müteakiben yürütülen yeni Anayasa çalışmaları, 15 Temmuz başarısız darbe girişimi gibi hükümet sistemi arayışlarına kuvvetli bir şekilde kapı aralayan kırılma noktaları temel alınarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne giden süreç anlatıldı.
‘16 Nisan 2017'de gerçekleşen halk oylaması sonrasında yasal düzlemde, 28 Haziran 2018 seçimleri ile de pratik olarak terkedilen Parlamenter sistem esasında 1982 Anayasası’ndan beri tartışmalıdır.’ Tespiti katılımcılar ile müzakere edildi. Üzerinde en çok tartışılan boyut bu tespit üzerine oldu. Parlamenter sistem ile geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi arasındaki farklar Dr. Öğr. Üyesi Hikmet Salahaddin Gezici tarafından Dünya uygulamasından örnekler ile anlatıldı.
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bizim için tarihi akışın bir sonucu"
Soru-Cevap kısmında bir Sendika Liderinin sorusu üzerine 2001 krizinin tetikleyicisi Kara Çarşamba’ya atıfta bulunuldu. Özelikle Parlamenter sistemde hükümet kurulması süreci ile başlayan, başbakan ile devlet başkanı arasındaki yetki çatışması ve zaman zaman yaşanan uyumsuzlukların ürettiği krizler ortaya konuldu. Bu çerçevede, söz konusu krizler, Kara Çarşamba olarak bilinen cumhuriyet tarihimizin en derin yönetim ve mali krizine neden olan 19 Şubat 2001'de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasındaki Anayasa kitapçığı fırlatma olayı başta olmak üzere çeşitli örneklerle tartışıldı. 2001’de yaşanan kriz sonucunda gecelik faizlerin kısa bir sürede %7500’e kadar yükselmesi, bir gün önce 670 bin TL olan doların kriz sonrası 1 milyon TL'yi aşması gibi Cumhurbaşkanı ve Başbakanlık makamlarının arasında çıkan krizlerin ekonomiye yansımaları da çeşitli örnekler eşliğinde ifade edilmiştir.
Gezici sunumun sonunda şunları söyledi: ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bizim için tarihi akışın bir sonucudur. Bu sonucu hazırlayan kritik eşiklerde Türk siyasal hayatına etki eden hemen hemen tüm aktörlerin az ya da çok katkısı vardır. Devlet geleneğimizle de uyumlu bir görünüm sunan bu sistem tercih değil, bir mecburiyet olarak hayat bulmuştur.
Başkan Vekili Dr. İbrahim Çetin, gelecek hafta protokol, sosyal medya yönetimi ile programa devam edileceğini söyledi.