Öncelikle yeni eğitim öğretim yılımızın hayırlı olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ederek yazıma başlıyorum.
Hepimizin şu hususu bilmemiz gerekir ki, her şeyin ama her şeyin başı eğitimdir.
Eğitim doğumdan sonra değil, anne karnında başlayan ve hayat boyu kesintisiz devam eden bir olgudur. Anne karnında yaratıcı tarafından başlatılan eğitim, doğumdan itibaren anne, baba ve eğitimciler tarafından en iyi şekilde sürdürülmelidir.
Bir ferdin kaliteli ve kapasiteli olup olmamasından tutunuz, bir ülkenin kalkınma ve gelişme derecesine kadar bütün olayların temel sebebi eğitimdir.
Bir ülkede terör, cinayetler, tecavüzler, hak gaspları gibi aklınıza gelen her türlü kötülüğün de hak, adalet, huzur ve güven gibi aklınıza gelen her türlü iyilik ve güzelliğin de kaynağı eğitimdir.
Eğitim hem bireyler hem de ülkeler için can damarı mesabesindedir. Onun için eğitime her şeyden çok daha fazla önem verilmesi gerekir.
Bir ülkede eğitim sistemi kalitesiz, bozuk, aksak, yetersiz ve mânevi eğitim eksikliği varsa her türlü kötülüğün, her türlü belanın ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Yeni yetişen neslin mânevi eğitimden yani Allah korkusundan, Ahiret duygusundan ve hesap verme anlayışından uzak yetişmesi çok kötü bir sonuç ortaya çıkarıyor.
Her insanın başına bir polis, bir jandarma dikemezsiniz. Ama her insanın gönlüne Allah korkusu, yaptıklarının bir gün hesabını vereceğine inanma duygusu, Ahiret inancı, Cennet ve Cehennem anlayışı yerleştirebilirsiniz. Bunu yapmanın yolu da eğitimden geçmektedir.
Mânevi Eğitimden yoksun ve mâneviyatı terk eden toplumların gidişatı çok tehlikeli sonuçlar doğurur. Onun için Mânevi Eğitim ile donanmış ve yüreği Allah korkusu ile yoğrulmuş bir nesil yetiştirmek zaruridir.
Her işin temeli olan eğitim sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, bireysel ve toplumsal faktörleri içinde barındıran çok yönlü bir kavramdır. İnsanın iyi veya kötü yetişmesi ancak eğitimle mümkündür. Türkiye’de uygulanmakta olan eğitim sistemi maalesef iyi, güzel, yararlı ve verimli insan yetiştirmekten uzaktır.
Bu konuda yapılan çalışmalar, beklenen olumlu ve faydalı sonuçları hâsıl etmemiş, eğitimde sık yapılan sistem değişikliği, eğitimi deneme yanılma metodunun da ötesinde yapboz oyununa dönüştürmüş ve karmaşık bir hâle getirmiştir.
En önemlisi de müfredat mânevi eğitime, bizim kendi kültürümüze ve tarihimize uygun duruma getirilememiştir.
Mevcut eğitim sistemi, çocuklarımızın milli ve mânevi duygularını geliştirmekten uzaktır. Bu eğitim sistemi ile temel değerlerimize bağlı bir neslin yetişmesi mümkün değildir.
Bu konuda 28 Şubat’ın getirdiği kesintisiz eğitime son verilerek olumlu bir adım atılmış, Kur’an-ı Kerim ve Siyer dersleri seçmeli olarak müfredata konmuştur ama bunlar yeterli olmamış, yıllardır okutulan değerlerimizden uzak ders konuları aynen devam etmektedir.
Ahlaki yapının gittikçe bozulduğu, boşanmaların büyük artış gösterdiği, aile yapısının dağılmaya yüz tuttuğu, hırsızlık ve uyuşturucu kullanım yaşının 12- 13 lere kadar düştüğü, saldırganlık ve cinayetlerin büyük boyutlara ulaştığı, maddiyat yüzünden insanların anne babalarını bile gözünü kırpmadan öldürdüğü bir ülkede iyi bir eğitimin varlığından söz etmek mümkün değildir.
Asrı Saadetten itibaren kurulan İslâm devletlerinin tamamında, bütün ilimlerin ve icatların kaynağı, dünya ilminin merkezi ve beşiği bizim medeniyetimiz iken, Osmanlı’nın yıkılışından sonra her sahada olduğu gibi ilmî sahada da sınıfta kaldık.
Eğitim sistemimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra maalesef materyalist zihniyetli insan yetiştirmeye müsait hâle getirilmiş ve dünya çapında kendini kabul ettirmiş büyük ilim adamları yetiştirmekten uzak bir eğitim müfredatı uygulanmıştır.
Müfredat, Allah korkusu ve âhirette hesap verme duygusu taşıyan bir nesil ile ilmî seviyesi dünya çapında ses getiren, her sahada kendini ispatlamış insanlar yetiştirmeye müsait hale getirilmelidir. Şu andaki müfredat bizim bünyemize uygun değildir.
Sonuç olarak, en kısa sürede mevcut müfredat değiştirilmeli, gençlerimize ve yeni nesillerimize, her alanda kendi kültür ve tarihi yapımıza uygun eğitim verilmeli ve mânevi eğitim okullarımızda yaygınlaştırılmalıdır.
Yeni Milli Eğitim Bakanımızdan bu konuda ümitvarız. Kendisinin kısa sürede istenilen şekilde adım atmasını ve eğitimi milli – mânevi değerlerimize uygun bir hâle getirmesini bekliyor, ümit ediyoruz. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.
Yeni eğitim öğretim yılı hayırlı olsun,
Yavrularımız bilgi ve hikmetle dolsun,
Gitsin cehalet ve kötülük ülkemizden,
Beyin ve kalplere ilim irfan nakşolsun.
***
İyilik ve kötülüğün temel kaynağı eğitim,
Gelişme ve gerilemenin dayanağı eğitim,
Önem verilirse âtisi parlak olur ülkenin,
İlim, irfan, hikmet, fennin sağanağı eğitim.
***
Manevi eğitime öncelik, ağırlık verilmeli,
Gençlerimiz ahlâklı ve erdemli yetişmeli,
Kötülüklerden azade olacaksa ülkemiz,
Ceddimizin cihana nam salan ufku gelmeli.
Salih Sedat Ersöz