Eğitimci-Yazar Osman Avanoğlu, Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği konferansta Konya efsanelerini anlattı, “Konya ruhu ve hafızası olan bir şehirdir. Efsaneler de toplumun hafızasıdır. Konya efsanelerinden bazıları dünyaya yayılmıştır. Kaşıkçı efsanesi de bunlardan biridir” dedi.
Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği konferansta bu hafta eğitimci yazar Osman Avanoğlu Konya efsaneleri konusunda yaptığı araştırmaları anlattı. Programın açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Konya Şubesi Başkanı Dr. Mustafa Güçlü herkesin ağzına pelesenk olan Konya efsaneleri hakkında ilk kapsamlı kitabı Osman Avanoğlu’nun kaleme aldığına işaret ederek, “Ciddi bir eksikliği dolduran değerli Avanoğlu’na hem eseri hem de Eskişehir’den gelerek programımıza katıldığı için teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“KONYA RUHU VE HAFIZASI OLAN BİR ŞEHİRDİR"
Osman Avanoğlu, Konya’nın efsanesi en zengin illerden biri olduğuna işaret ederek “Konya ruhu ve hafızası olan bir şehirdir. Efsaneler de toplumun hafızasıdır. Konya efsanelerinden bazıları dünyaya yayılmıştır. Kaşıkçı efsanesi de bunlardan biridir” ifadelerini kullandı.
Meşhur Konya efsanelerinden örnekler de veren Avanoğlu, “Bunlardan biri, Konya’nın fethedilmesinde çok büyük rol oynayan Ali Gav’dır. Ketum olan Konya kalesine öküz postuna bürünüp sürüye karışarak girmiş ve gecenin ıssızlığında kapıları Selçuklu askerine açmıştır” dedi.
"KONYA DENİZİ HAZAR GİBİ; VAN GÖLÜNDEN DAHA BÜYÜK BİR DENİZDİR AMA.."
Tarihte Konya’nın büyük bir iç deniz olduğunu ve buna dair efsaneler anlatıldığını da kaydeden Avanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Efsaneler her zaman gerçek olmadığı gibi tamamı uydurma da değildir. Konya denizi Hazar gibi; Van gölünden daha büyük bir denizdir ama üzerinde gemiler dolaşmamıştır. Çünkü Konya’nın deniz olduğu neolitik çağ, yani cilalı taş devrinde demir kullanılmıyordu. Hititler devrinde deniz çekilmeye başlamış ve ovada su öbekleri kalmıştı.”
TUZ GÖLÜ YERİNDE BAĞ BAHÇE VARMIŞ
Konya merkezden sonra en çok efsanenin Beyşehir'de anlatıldığına vurgu yapan Avanoğlu, “Beyşehir gölü ve Anamas dağı üzerine önemli anlatılarla karşılaşıyoruz. Ilgın’da, Sarayönü'de, Bozkır’da da çokça efsane vardır. Ben akademik bir araştırma yapmadım; Yunak ve Çeltik’ten efsane bulamadım ama bölgenin derin tarihi itibariyle mutlak surette vardır. Asırlar önce bağlık bahçelik olan Tuz gölü ne dair de efsaneler var. Asırlar önce dağlık bahçelik bir yermiş ve yaşlı bir kadına aitmiş. Kıbrıs'ta ve Tataristan'da da anlatılan bu efsaneye göre kadın bir dervişe su, üzüm; ne istediyse vermemiş. O da beddua edince o gülistan ve tuz gölüne dönmüş” ifadelerini kullandı.
Konferansın ardından Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü Avanoğlu’na teşekkür ederek günün anısı olarak kitaplar hediye etti.