Sanki bekleşiyorlarmış…
Markette A’dan Z’ye her şey zamlanmış.
Domates tarlada düşmüş, salçaya zamlanmış.
Un fiyatları artmış, Sirke zamlanmış!
Çaydan çorbaya, kağıttan küreğe aklınıza gelen ne varsa fiyatları katlamış.
Domatesi dolarla mı alıyorsunuz?
Sirkeye dolar suyu mu katıyorsunuz?
Çalışanlara dolarla mı maaş veriyorsun?
***
Bakanlık 3 bin hayvan ithal etmiş!
Memlekette 15 milyon sığır var 200 tanesinde hastalık çıkmış baronlar ete 5 TL zam yapmış.
Sonra da ithal ete hayır diye ağlıyorlar.
Baronların vicdanına bıraksanız sizce et fiyatı ne kadar olurdu?
***
Cebine giren para kimden çıkıyor?
Kimin parasıyla zengin oluyorsun?
Böyle yaparak kime hizmet ediyorsun?
Kimin ekmeğine yağ sürüyorsun?
Bak sen yaptın öbürü, diğeri, öbürü yaptı.
Zincirleme olarak devam etti.
En nihayetinde sen de kaybediyorsun…
Enflasyonu tetikliyorsun, faizi tetikliyorsun, ekonomiye darbe üstüne darbe vuruyorsun.
Ama olan en çok da dar gelirliye oluyor, en büyük bedeli onlar ödüyor.
***
- ‘Dolar yükseldi fiyatlar artı…’
- Tamam ver, zamlı fiyattan ver…
- ‘Mal yok…’
- Nasıl yok daha dün yer gök maldı?!
- ‘Dolar yükseldi ya kriz var…
Stokluyor, satmıyor…
Gıdım gıdım koklatıyor.
Ölümü gösterip hastalığa razı ediyor.
Kendi krizini oluşturuyor, cebini dolduruyor.
***
Dolar artınca dışarıdan alınan hammadde zamlanmış!
Hammadde ürettiğin üründe, yüzde kaç birim?
Sen yüzde kaç zam yaptın?
Hem sadece aldığını söylüyorsun, sattığını da söylemiyorsun!
Önce ihraç ettiğin 1 dolarlık maldan kasana 4 TL giriyordu şimdi 6 TL giriyor!
Unutmayalım bu ülkede 10 yıl önce, “kur düşük, TL aşırı değerli, para kazanamıyoruz” diye dert yanılıyordu.
***
Bunlara fırsatçı diyorlar.
Ne fırsatçısı, “ölü sevici, leş kargaları…”
Bu memlekette, “ah petrol fiyatı bir yükselse, döviz yükselse, deprem olsa, dolu yağsa, sel olsa, hastalık olsa, bomba patlasa, felaket olsa, bir olumsuzluk olsa da ellerimizdekini 2-3 katından satıp köşeyi dönsek” zihniyetinde oligopol yapılar var maalesef.
Millet 5 TL’ye patates bulamazken Türkiye’nin 1 aylık ihtiyacını karşılayacak patatesi stoklayanları gördü bu memleket…
Ve bu bedelleri üretici ve tüketici vatandaş ödüyor.
Türkiye, özellikle gıdada sağlıklı ekonomik gelişim için oligopol yapılara karşı rekabeti artırma ve geliri tabana yayma konusunda ciddi yol katetmeli.
MANDACILAR MEYDANA ÇIKTI!
“Mandacı”lara da gün doğmuş…
Meydana üşüşüverdiler.
Gazetelerinden, televizyonlarından, sosyal medyadan bir yandan “Dolar 10 TL olsun, 15 TL da Erdoğan gitsin” dua ediyorlar, bir yandan Bremen Mızıkacıları gibi bağırıyorlar: Ekonomi çöktü… Devlet batıyor... Ölüyoruz… Bitiyoruz…
Ne battı, ne çöküyor?
4 cephede savaşa mı girdik?
Kıtlık mı başladı?
Neyini kaybettin?
Yatlarını, katlarını mı?
Bindiğin lüks arabalarından mı vazgeçtin?
Birisi, ben “3. havalimanını yapmayın, Dünyanın en büyük havalimanı senin neyine, Almanya’yla neden takışıyorsun” demedim mi,
Diğeri, ben “ABD’yle neden ters düşüyorsun, neden kafa tutuyorsun, ne derse he deyin” demedim mi,
Öbürü, ben “Sana ne Filistin’den, Kudüs’ten, Suriye’den” demedim mi,
Bir başkası, ben “Füze, top, helikopter yapmak da neyine, yoksa böyle binerler tepene” demedim mi,
Ötekisi, ben “Ne gerek var 5 yıldızlı otel konforunda hastaneye (nasıl olsa benim param var, giderim özel hastaneye, gariban vatandaşın ne işi var konforlu hastanede)” demedim mi diyor.
Eski Türkiye’nin devri birmiş, modeli geçmiş çakma aydınları, “ileri görüşlü aydın” edasını da ellerinden bırakmıyorlar.
***
Siz 15 yıldır çığırtkanlık yapıyorsunuz
Size kalsaydı 15 kere batmıştı bu ülke…
Bu ülke, GSYH 200 milyar dolarken batmadı da 900 milyar dolarken mi batacak?
Bu ülke, enflasyon yüzde 70-80’lerdeyen batmadı da yüzde 20’lerdeyken mi batacak?
Bu ülke, 40 milyar dolar ihracat yaparken batmadı da 160 milyar dolar ihracat yaparken mi batacak?
Bu ülke IMF kapılarında borç dilenirken batmadı da dünyanın en çok yardım yapan ülkesi konumunda mı batacak?
Çanakkale’de; çarıkla, çoğu zaman yalın ayakla, kuru ekmekle, bir tas hoşafla 7 düvele meydan okuyup diz çökmemişken kişi başı 10 bin dolar milli gelirle mi diz çökecek?
Kendi füzesini, tankını, helikopterini yapan bu millete diz çöktürecek daha anasından doğmadı.
***
Yeter ki; bu ülkenin başında yerli, milli ama en önemlisi gerektiğinde “ölecek kadar cesur” idareciler olsun, Allah’ın da inayetiyle kimse diz çöktüremez.
Recep Tayyip Erdoğan gibi liderler, Devlet Bahçeli gibi devlet adamları olduğu sürece bu ülkeyi durduramazlar.
Bu ülkeyi daha dün 15 Temmuz’da, tankla tüfekle yıkamadılar da dolarla mı yıkacaklar?
Çok şükür, bu ülkenin “Ev kira memleket bizim” diyen göğsünü tanka siper eden, vatan sevgisini parayla değişmeyecek, imanlı, inançlı milyonları var.
Bu ülkeyi 80 yılda “montajcılıkla” 3. sınıf dünya ülkesi konumuna getiren üretim anlayışına karşı “Made in Turkey” damgasıyla mücadele veren vatansever sanayicileri de var.
Ama insan üzülüyor ve sayın Devlet Bahçeli’nin şu sözleri akıllara geliyor: Haini bu kadar çok başka memleket var mı?
***
Türk ekonomisinde doların yükselmesiyle ortaya çıkan toplam ekonomik mali bilançonun sadece yüzde 20’si reeldir, yüzde 80’i ise spekülatiftir. Spekülatif bilançonun yüzde 50’si dış kaynaklıysa inanınız kalan yüzde 50’si de onların içerideki yerli işbirlikçileri eliyle oluşmuştur.
Maalesef üzücü ama Türk ekonomisine dışarıdan 1 darbe geldiyse, içeriden 2 darbe geldi.
****
Kaybedecekler…
Türkiye bu ekonomik saldırıyı da bertaraf edecek.
Büyümeye, güçlenmeye, inşa etmeye devam edecek.
Bu ülkeyi 80 yılda 3. sınıf Afrika ülkeleri seviyesine getirenler, 2. Dünya savaşından çıkmış ülkelerin çeyreği kadar büyütemeyenler, toplu iğne üretmeyip memleketi 3 sente, yarım paket margarine muhtaç eden “mandacı zihniyet” bir kez daha kaybedecek.
O havalimanları köprüler, o yollar, o hastaneler, o füzeler, o tanklar yapılacak.
“Dolar 10 -15 TL olsun da Erdoğan gitsin” diyenler bir kez daha avuçlarını yalayacak.
Bremen Mızıkacıları, bir kez daha söyledikleri “eşek senfonileriyle” baş başa kalacak.